Tarikat mahkemesi kurdular Türkiye Cumhuriyeti’ni ‘Küfür ve şirk’ devleti olarak tanımladılar

Tarikat mahkemesi kurdular Türkiye Cumhuriyeti’ni ‘Küfür ve şirk’ devleti olarak tanımladılar

Cinsel istismar ve tecavüz skandalı ile gündeme gelen Kuran’a Hizmet Vakfı’nın ‘tarikat mahkemesi’ kurduğu ortaya çıktı. Sözde mahkemede Türkiye Cumhuriyeti’ni ‘Küfür ve şirk devleti’ olarak tanımladılar. Ortaya çıkan skandal “Bu tehlikeye ne zaman ‘Dur’ denilecek?” sorusunun sorulmasına neden oldu.

Kuran’a Hizmet Vakfı’nın sorumlusu Ayhan Şengüler’in 4 yaşındaki kızı D.Ş.’yi istismara maruz bıraktığına dair rapor hazırlanmasına rağmen dosyasının kapatılması gündem oldu. Anne H.Ş. savcılığa yaptığı itirazında boşanma aşamasında olduğunu belirterek, “Bana Kuran’a Hizmet Vakfı’nda tecavüz eden Ayhan Şengüler ile zorla evlendirildim. 15 yaşında bir çocukla evliliğimiz sırasında birliktelik yaşadı” iddialarında bulundu. Bu gelişmelerin ardından tarikattaki skandala dair yeni ayrıntılar açığa çıktı.

Birgün gazetesinden İsmail Arı’nın haberine göre, selefi ve devlet karşıtı söylemlere sahip olduğu bilinen ve Kuran’a Hizmet Vakfı adı altında faaliyet yürüten tarikatın şeyhlerinin anne H.Ş.’nin evinde mahkeme kurduğu ortaya çıktı. H.Ş.’nin 2021 yılında aldığı ses kaydı bu anları belgeledi.

‘SİGORTALI ÇALIŞAN DEĞİL’

Tarikatın şeyhleri “Ayhan Şengüler’in kendisine tecavüz ettiğini, şiddetine ve istismarına maruz kaldığını” söyleyen ve bunları kamuoyuna duyuracağını ifade eden H.Ş.’yi “üstü kapalı şekilde” tehdit etti. H.Ş.’nin 2021’de kayıt alıp boşanma davasında mahkemeye de delil olarak sunduğu ses kaydında tarikatın şeyleri şu ifadeleri kullanıyor:

“Vakfı şikâyet edeceğim, televizyonlara çıkacağım’ diyormuşsun. Biz Ayhan Şengüler’e iş konusunda falan çok şey yaptık. Ayhan vakıfta sigortalı çalışan değil. Bunların müsebbibi sanki Ayhan değil biziz. Sen zulme uğradın ve biz bunu tasvip etmedik. Biz Müslüman abiler, ablalar olarak kardeşimize yardımcı olacağımızı vaat ettik. Hanımlar üzerinden her gün bize televizyonlara çıkacağına dair bir şeyler geliyor. Bunun sorumlusu sanki Ayhan değil de bizmişiz gibi bir algı ortaya atıldı. Televizyona çıkmak bir Müslümanın şahsına yakışacak hareket mi?”

‘HÂKİMLERİ TANIYORUZ’

Tarikatın yöneticileri, H.Ş.’ye dava açmaması için de baskı kuruyor. Ses kaydında tehdit dolu şu ifadeler yer alıyor: “Bizim avukat, hâkim kardeşlerimiz çok. Bu konuda arkadaşlarımız var. Bu iş sana döner ve sana kol kanat geren Müslümanların sana karşı öfkesine neden olacaktır. Ben açık konuşuyorum. Kurum (vakıf) hakkında bulunacağın davranışlarda ‘Ben çağırmadım, davet etmedim, benim işyerimde çalışan biri vakfı izinsiz kullanmış’ derim. Sen böyle bir şey yaptığında iş sana dönecek. Bunu söylemeye geldik. Senin yapabileceğin hiçbir şey yok.

Şeytanın seni yönlendirdiğini anlatmaya çalışıyoruz. Vakfa yönelik bir şeyin olursa bir Müslüman senin yanında olmayacak. Sen mümine bir kadın gibi evinde oturursan biz senin yanındayız. Mahkemeye gidersen ne olacak? Ben konuştum belirli kişilerle, ‘Çocuk var ve aradan dört yıl geçmiş. Bu yüzden hiçbir şey olmayacak’ dediler. Yapacağın hamle bu sistemin yasalarına göre seni suçlu kılacak.”

KİM BU TARİKAT?

Tarikatın Türkiye Cumhuriyeti’ni “küfür ve şirk” devleti olarak nitelendirdiği iddia ediliyor.

Anne H.Ş., “Tarikatın devlet ile olan tüm ilişkilere karşı olduğunu” belirtiyor.

H.Ş., “Ayhan Şengüler çocuğuma aşı dahi yaptırmadı. Aile hekiminin tüm ısrarlarına rağmen çocuğumun tek bir aşısı dahi yok. Çünkü Ayhan Şengüler izin vermedi” diyor.

Tarikatın, “Sadece tarikat mensuplarının Müslüman olduğunu, tarikat mensubu olmayanların ise kâfir olduğunu savunduğu” öne sürülüyor.

Birçok tarikatın mensubunun birden fazla imam nikâhlı eşi olduğu da iddialar arasında.

RAPOR HÂLÂ ORTADA YOK

H.Ş., bu skandallarla dolu ses kaydını boşanma davasında delil olarak kullanılması için 19 Nisan 2023’te mahkemeye sundu. Mahkeme, bilirkişinin ses kaydının çözümünü yapmasına karar verdi ve 60 gün içinde ses kaydına dair raporun hazırlanması için süre verdi. Ancak aradan aylar geçmesine rağmen ses kaydının çözümü yapılmadı. Mahkeme 4 Temmuz’da bilirkişiye raporu sunması için ihtarda bulunulmasına karar verdi.

İlgili Haberler