Serkan TALAN / YENİÇAĞ
Nakşibendi Tarikatı Şeyhi Abdülkerim Çevik’in Bitlis’in Güroymak ilçesinde silahlı saldırıda öldürülmesi tarikat cinayetlerini yeniden gündeme getirdi. Daha önce Menzil ve İsmailağa Cemaati’nin önemli isimlerinin öldürülmesi büyük tartışmalara sahne olmuştu.
Bitlis’in Güroymak ilçesinde Nakşibendi Tarikatı şeyhi Abdülkerim Çevik uğradığı silahlı saldırıda hayatını kaybetti. Çevik’in cenazesi aynı akşam toprağa verilirken, aralarında Bitlis Valisi, AKP’li milletvekili ve il başkanı ve emniyet müdürü olmak üzere çok sayıda ismin cenaze namazına gelmesi dikkat çekmişti.
Abdülkerim Çevik’i öldüren Yakup Şeflekçi ise çıkarıldığı mahkemede tutuklandı. Seflekçi ifadesinde Çevik’i sosyal medya paylaşımları yüzünden öldürdüğü öne sürülürken, cinayetin çok yönlü araştırıldığı öğrenildi. Katil zanlısı ismin senaryolar üreterek daha az ceza almaya çalıştığı belirtiliyor.
TARİKAT CİNAYETLERİ YENİDEN GÜNDEME GELDİ
Nakşibendi şeyhi Abdülkerim Çevik’in öldürülmesi tarikat cinayetlerini yeniden gündeme getirdi. Daha önce Menzil Tarikatı ve İsmailağa Cemaati’nin önemli isimlerinin öldürülmesi büyük tartışma yaratmıştı.
MENZİL ŞEYHİNE ZEHİRLİ İĞNE
Türkiye’de tarikat cinayetlerinin en önemli örneklerinden biri 1991 yılında yaşandı. Menzil Tarikatı Şeyhi Muhammed Raşit Erol, 1991 yılında Ramazan Bayramı için düzenlenen bayramlaşma töreninde kendisinin elini öpmek için Denizli’den gelen 17 yaşındaki Murat Erol’un batırdığı zehirli iğne sonrası 2 yıl komada kalmıştı. Muhammed Raşit Erol 2 yıl komada kaldıktan sonra hayatını kaybetmişti.
Erol’un ölümünün ardından yerine kardeşi Abdülbaki Erol geçti. Ancak Raşit Erol’un oğlu Fevzettin Erol, amcasının şeyhliğini kabul etmedi, postu istedi. Kavga başlayınca da Nakşibendilerin önde gelen cemaatleri arasında gösterilen Menzil parçalandı. Babadağlı gencin batırdığı iğne, Menzil’i bölmüştü. Olay hiçbir zaman tam olarak anlaşılamadı.
ZİLAN ŞEYHİ ÖLDÜRÜLDÜ
Nakşibnendi Tarikatı içindeki cinayetlerin bir başka örneği ise 2006 yılında yaşandı. Batman’da 30 Ocak 2006’da Zilan Şeyhi Süleyman Bağdu lüks cipinin içinde öldürüldü. Cinayetle ilgili farklı iddialar olsa da terör örgütü PKK’nın öldürülen şeyh için başsağlığı mesajı yayınlaması ise dikkat çekmişti.
İSMAİLAĞA CAMİİ’NİN İMAMINA SABAH NAMAZI SONRASI SALDIRI
Tarikat cinayetlerinin bir başka önemli örneği ise İsmailağa Cemaati içinde yaşandı. Cemaatin önemli isimlerinden Bayram Ali Öztürk 2006 yılında bir sabah namazı sonrası bıçaklı saldırı sonucu hayatını kaybetti. Saldırıyı gerçekleştiren Mustafa Erdal ise cemaatin müritlerinin saldırısı sonrası ölmüştü.
Emekli imam Bayram Ali Öztürk, kamuoyunda ‘Mahmut Hocaefendi’ olarak bilinen Mahmut Ustaosmanoğlu’nun talebelerindendi. Hocası tarafından ‘Ayaklı kütüphane’ olarak nitelendirilen Öztürk’ün bir süredir tehditler aldığı öğrenildi. 1998’de Mahmut Hocaefendi’nin damadı olan Çukurbostan Camii imamı Hızır Ali Muratoğlu da camide silahlı saldırıya uğramış ve hayatını kaybetmişti.
TEHDİT EDİLDİĞİ İDDİA EDİLMİŞTİ
Cemaatin önde gelen hatiplerinden olan Bayram Hoca’nın uzun zamandır tehdit edildiği iddia edilmişti. Vaazlarında sık sık kendisinin de 1998’de Fatih Çukurbostan Camii İmamı Hızır Ali Muratoğlu gibi şehit edileceğini anlatan Bayram Hoca’nın, “Hızır Hoca’mı şehit ettiler, beni de onun gibi şehit edecekler.” dediği aktarılıyordu. Hızır Hoca’ya saldırının ardından 2 ay çelik yelek giydiği belirtilen Bayram Hoca’nın yanında gönüllü iki korumasının bulunduğu kaydedilmişti.