İHA’nın haberine göre; Histeroskopinin; tıpki laparoskopi, bronkoskopi, sistoskopi, kolonoskopi gibi giderek yaygınlaşan minimal invaziv endoskopik yöntemlerden biri olduğunu belirten Dr. Anıl Kulaksız, yöntemdeki amacın rahim içerisini gözlemlemek ve gerekirse tedavi etmek olduğunu ifade etti.
Kulaksız, “Sık görülen rahim polipleri, rahim içine yerleşmiş myomlar, rahimde perde, doğuştan gelen rahim anormallikleri, tanı konulamayan adet düzensizlikleri ve fazla kanamalar, tekrarlayan gebelik kayıpları, gebe kalamama, ipi görülemeyen rahim içi araç çıkarılması, poliklinikte çıkarılırken RİA’nın bir kısmının rahim içerisinde kalması tanı veya tedavi amacıyla en sık histeroskopi uygulanma nedenlerini oluşturur" dedi.
Yöntemin uygulama şekli hakkında da açıklamalarda bulunan Kulaksız, “Adet geçtikten uzun süre sonra yapılmamasının nedeni ise, o dönemde rahim duvarının kalın olması, buna bağlı optimal değerlendirme yapılmasının zorlaşması, kalın olan normal rahim dokusunun da polip gibi patolojilerle karışması ve buna bağlı gereksiz işlem yapılma riskinin artmasıdır. Menopoz döneminde kanama olmadığı ve rahim duvarının hep ince olduğu için herhangi bir zamanda yapılabilir. İşlem vajinadan ve rahim ağzından geçip rahim içi görülmesi ile yapılır. Su ile basınç sağlanıp görüntü netleştirilir. Bu suyun bir kısmı tüplerden karın boşluğuna geçtiği için uzun süren histeroskopi işlemleri iki seans şeklinde yapılmalıdır. İşlem hastanede yatmayı gerektirmez, herhangi bir kesiye gerek duyulmaz ve çok ağrılı bir işlem değildir. İşlem sonrası hekim tarafından bir sorun görülmezse birkaç saat sonra hasta taburcu edilebilir ve ağızdan ağrı kesiciler yeterli olur" şeklinde konuştu.