Tam da Atatürk'ün dediği gibi çıktı
Tunceli'de iki askerimizin donarak şehit olması üzerine yazmaya çalıştığım ve Cumhuriyet Bayramı'na denk gelen yazıda, "muhalefetin bu konuda verdiği araştırma önergesi"nin akıbetini merak ettiğimi belirtmiş ve "Bakalım kendisine 'milletin vekili' diyenler arkasında durabilecekler mi? Yoksa EYT'ye mi dönecek akıbeti?" diye sormuştum.
Önyargılı, tarafgir vs. olduğum gerekçesiyle yığınla hakaret duydum; partilerinin böyle hassas bir konunun aydınlatılmasına zinhar engel olmayacağından emindi çoğu okurum.
Ne oldu?
Konuyla ilgili İYİ Parti'nin verdiği önergeye sadece CHP destek verdi; AKP reddetti. İYİ Parti'nin iddiası, MHP ile HDP'nin çekimser kaldığı!
Muhalefete destekte hiçbir şekilde yan yana gelmeyen bu iki parti, sahiden de iddia edildiği gibi köstekte üstelik de "şehitlerimiz" mevzubahisken yan yana gelebilmişlerse yuh kere yuh yani?
İki şehidimizle ilgili vekillerimizin muhtemel tavrını öngörerek yazdığım yazıda günün anlamına da uygun olsun diye, Atatürk'ün Nutuk'ta, Meclis'te "Müdafaai Hukuk Grubu"nu kuramayıp, "vaziyet ve tavırlarıyla gaflet uçurumuna yuvarlanan mebuslar" için söylediği sözleri hatırlatmıştım
Bugün, konunun TBMM gündemine alınmasının engellenmesi üzerine, Ata'nın o sözlerini esefle tekrar etmek durumundayım:
"İmansız idiler; çünkü millî emellerin ciddiyet ve katiyetine ve bu emellerin dayanağı olan millî teşkilatın sağlamlığına inanmıyorlardı.
Korkak idiler; çünkü, millî teşkilata mensubiyeti tehlikeli görüyorlardı.
Cahil idiler; çünkü yegane kurtuluş dayanağının millet olduğunu ve olacağını takdir edemiyorlardı. Padişah'a dalkavukluk ederek, yabancılara hoş görünerek, mülayim ve nazik davranarak, büyük gayelerin elde olunabileceği gafletini gösteriyorlardı."
***
Hepimize hakaret
Melih Gökçek:
70 yaşında.
Çeyrek asır Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı yaptı.
Görev süresi boyunca 20'den fazla hükümet değişti.
Bedrettin Dalan:
77 yaşında.
1984-1989 arası İstanbul'un ilk Büyükşehir Belediye Başkanı oldu.
1989 ve 1994'te (ANAP ve DYP'den) yeniden aday oldu, seçilemedi.
Mansur Yavaş:
63 yaşında.
İki dönem Beypazarı Belediye Başkanlığı yaptı.
2009 ve 2014 seçimlerinde (MHP ve CHP'den) Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığına aday oldu, -orası hayli ihtilaflı olmakla birlikte- seçilemedi.
Mustafa Sarıgül:
61 yaşında.
Üç dönem Şişli Belediye Başkanlığı yaptı.
2014'te, CHP'nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı adayı oldu, seçilemedi.
***
Demem o ki;
Siyasi partilerin de, memleketin de, bin senedir dön dolaş aynı isimlere -üstelik de onlar olmazsa asla olmaz yaklaşımıyla- mahkûm edilmesi, her şey bir yana hem o siyasi partilerin, hem de ülkenin potansiyeline hakaret değil mi?
Türkiye, insan kaynağı açısından bu kadar kısır bir ülke mi?
***
SORU-YORUM
Bedrettin Dalan "aklımı peynir ekmekle yemedim" diyerek en net cevabı verdi zaten ama yine de sormadan edemeyeceğim; bir yandan "FETÖ kumpası" olduğu tescillenmesine rağmen "Ergenekoncu" diye yaftalanan onca insana, senelerce vebalı muamelesi yapıp, onları hedef alan, karalayan insanlara iltifatta ve yanı sıra yüksek makam tahsisinde bulunurken, diğer yandan "Ergenekoncu" yaftasıyla başına gelmeyen kalmayan Bedrettin Dalan'ı "aday" olarak düşünmek ne yaman bir çelişkidir?
***
Akademik çöküşün işaret fişeği
"İslami olarak cumhurbaşkanına itaat etmek farzı ayın'dır. Karşı gelmek de harpten kaçma manasına gelir" diyen kişi, kendisini "ilahiyatçı" diye tanımlayan o bildik sapkın fikirliler grubundan birinden gelseydi "vakayı adiye" hükmündeydi.
Gelip gelebileceği yere zaten gelmiş olan "elektrik-elektronik mühendisi bir bilim insanı"nın göze girmek için "biat fetvası" vermekten medet umar hale gelmesi ise bu gidişle Türk üniversitelerinin değil ilk 500, ilk 5000'e bile giremeyeceğinin habercisi!
***
Vatan
Vatan Gazetesi'nin kapanıyor olmasına -işsiz kalacak meslektaşlarımız adına- üzüldüm.
Fakat...
Vatan Gazetesi'nin kapanıp kapanmadığının dahi fark edilmeyecek, varlığı ile yokluğu ayırt edilmeyecek derecede etkisizleştirilmesine daha çok üzülmüştüm!
***
Cumhur İttifakı'ndan kalan...
Cumhur İttifakı'ndan geriye kalan, MHP'nin, AK Parti'nin pek mahir olduğu "gündemde kalma", "kendinden konuşturma", "kendini tartıştırma" konularında kazandığı tecrübe olmuş galiba.