Doğrusunu söylemek gerekirse taraf ülkeler, son 3-4 yılda yapılan anlaşmaların taahhütlerini kısmen de olsa yerine getirdi. Geçtiğimiz yaz Kazakistan'da yaşanan kuraklığın ardından, tüm tartışmalı konular ve çözülmemiş sorunların daha kolay çözülebileceği görüldü. Ama sonra güneyden hiç beklenmeyen bir darbe geldi.
2022 yılında Afganistan'ın yeni otoritesi Taliban, 285 kilometre uzunluğundaki Koshtepa Kanalı’nı inşa etmeye başladığını duyurdu. Taliban, Ceyhun Alp veya daha çok bilinen adıyla Amu Darya Nehri’nin üzerinde gerçekleştirdiği bu inşa faaliyetiyle, nehirden gelen suyun %25-35'ini ülkedeki çorak arazilere yönlendirdi.
Taliban’ın uluslararası anlaşmaları hiçe sayarak giriştiği projesinin ilk etabının kullanıma girmesiyle birlikte Amu Derya’dan Özbekistan'a gelen su akışında %14 ila %16 oranında yani 4-5,5 kilometreküplük bir azalma meydana geldi.
2027'de tam kapasiteyle faaliyete geçmesi planlanan proje son haliyle Özbekistan’a gelen suyun %40’ına yakınının kesilmesi bekleniyor.
Geçtiğimiz Temmuz ayında Kazakistan, Kırgızistan ve Özbekistan ile su kaynakları yönetimi anlaşmalarını yeniden müzakere etmeye çalıştı. Kamu oyuyla paylaşılan resmi verilerden anlaşıldığı üzere Taliban yönetimi, verimsiz su kullanımı ve sınır aşan bağımlılığın yanı sıra Sirderya Nehri'nin ekolojik durumu da ihlal ediliyor.
Geçen yıl Kazakistan, masrafları kendisine ait olmak üzere Sirderya'nın yatağını temizlemeyi ve bazı yerlerde nehir deltasını onarmayı bile kabul etti. Yapılan analiz sonuçlarına göre eğer Özbekistan taahhüt ettiği düzenlemeleri yapmazsa Sirderya 2040 yılına kadar ciddi bir kuraklıkla yüzleşecek.
Bu yılın Ocak ayında Kazakistan ve Özbekistan, su ve enerji işbirliğine yönelik yeni bir mekanizmanın geliştirilmesine ilişkin bir anlaşma imzalayacaklarını duyurdular. Mart ayında Kazakistan ve Özbekistan'ın, her iki ülkenin de tüketilen su miktarını tam olarak hesaplamasına olanak sağlayacak sayaçlar kurma konusunda anlaştıkları bildirilmişti. Daha sonra Kazakistan Cumhuriyeti Su Kaynakları Bakanı Nurzhan Nurzhigitov, sayaçların Özbekistan sınırları içinde kurulacağını açıkladı. Özbekler de bu konu da Kazak kardeşlerine arka çıktı.
Özbekistan’da bulunan Surhanderya Hidrometroloji Dairesi’ne başkanlık eden Rakhmatilla Pardaev, geçenlerde verdiği bir demeçte “Afgan hükümetinin kanal projesi felaketle sonuçlanabilir. Taliban Kuştepe'yi betonsuz inşa ediyor. Bunun sonucunda su toprağa sızıyor. İnşaatın ne kadar süreceğini kimse net olarak bilmiyor. Sadece konuşuyorlar. Bunun bölgede iklim değişikliğine neden olması riski de var” diye konuştu.
Taşkent'in bu yıl Kabil'le anlaşmaya varma girişimleri sonuçsuz kaldı. 2023 yılı sonunda Özbekistan Cumhurbaşkanı Şevket Mirziyoyev acil su tasarruf sistemine geçiş emrini verdikten sonra tüm tarım bölgelerinde beton kanallar ve hendekler inşa edileceğini duyurdu. Mirziyoyev bu emrinin nasıl yerine getirileceği ise hala meçhul.
Özbek çiftçiler uzunca bir süredir Amu Derya'dan eskisine nazaran az su geldiğinden şikayetçi.
Özbekistan hükümeti çiftçilere sulama hendekleri inşası ve damlama sulama sistemlerinin kurulması için sübvansiyon sözü verse de bu çiftçilerin tamamını kapsamıyor.
Özbekistan Su Kaynakları Bakanı Şevket Khamroev geçen sonbaharda yaptığı bir açıklamada beş Orta Asya ülkesinin sınır aşan nehirlerden su tüketimine ilişkin sınırlamalar konusunda anlaşmaya çok yakın olduğunu belirtmişti. Afganistan da bu anlaşmaya katılmaya davet edildi. Ancak Taliban bu daveti kesin bir dille reddetti.
Özbek Ekonomist Azat Kuanyshev konu hakkında “Burada bir nüans var: Genel kabul görmüş bir dünya ekonomisi var, bir de şeriat var. Bunlar farklı gezegenler. Farklı hesaplamalar var. Afganların su sorunlarını kendi yöntemleriyle çözmeyeceği açık. Fakat şimdilik bunun önüne geçmek çok da mümkün gibi durmuyor” dedi.
Tacik su uzmanı Hamidjon Arifov ise “Afganistan'ın ihtiyaç duyduğu kadar su alma hakkı var. Eğer onları masaya çekmek istiyorsak Afganları beslememiz, onları haşhaş yetiştirmekten uzaklaştırmamız gerekiyor. Afganların çevresel sonuçlar hakkında konuşmaya vakti yok. Beğensek de beğenmesek de Afganların eli şu anda güçlü. Bir anlaşmaya varmak için daha iyi stratejiler geliştirmeliyiz” ifadelerini kullandı.
Afganistan'da yaşanan savaştan sonra tüm su temin sistemleri başarısız oldu, ülkedeki ekim yapılan araziler inanılmaz derecede azaldı.
Büyük olasılıkla Taliban, Koshtepa Kanal inşasının ikinci aşamasını başlatacağı 2026-2027'de manzara daha netleşecek. Hem Özbekler hem de Kazaklar şimdiden tedirginlik içerisinde.
Öte yandan Kazakistan’ın beton kanal yatırımlarıyla su kayıplarını azaltmak için Afgan otoritelerini masaya oturmaya zorlayabilir. Evet bu Kazak medyasının da yazdığı gibi oldukça maliyetli bir seçenek. Ancak henüz ortaya atılmış başka bir seçenek bulunmuyor. Eğer bu seçenek de gerçekleştirilemezse Özbek ve Kazak Türkleri yüz yıllardan beri kullandığı Amu Derya suyu için Taliban’a para ödemek zorunda kalacak. Şimdilik hiçbir şey net değil. Fakat Orta Asya’daki su krizinin ileri yıllarda ikili ve çoklu ilişkilerin en önemli gündemi olacağında şüphe yok.