Suudi Arabistan’la ilişkilerimiz ülke çıkarına mı?
Süper Kupa finalinde yaşanan kriz nedeniyle Sayın Cumhurbaşkanı, “Türkiye’nin çıkarlarına yönelik açık bir sabotaj girişimi vardır” dedi.
Türkiye’nin her ülke ile barış içinde olması, elbette gereklidir ve faydalıdır. Bir zamanlar Ahmet Davutoğlu’nun Ak Parti’ye getirdiği “Komşularla sıfır sorun politikası” tersine, Batı ve Mısır ile, Orta Doğu’nun birçok ülkesi ile sorunlu bir Türkiye yaratmıştır. Kaldı ki ittifaklar oldukça, ülkemizin çıkarı söz konusu olduğunda, bütün ülkeleri fiilen aynı kefeye koymak imkânı da yoktur.
Suudi Arabistan’a gelince; geçmiş ilişkilerimiz inişli çıkışlı olmuştur. Ancak genel olarak Osmanlı’dan beri çoğunlukla aleyhimize olmuştur. Geçmiş ilişkiler ülkelere güven açısından bundan sonra da bir karinedir. Ama her şeye rağmen bundan sonra acaba Suudilerle ilişkiler Türkiye’nin çıkarına olabilir mi, sorusuna cevap aramak zorundayız.
1.Suudiler Türkiye’yi İran’a karşı kullanabilir.
Yemen’de İran ve Suudi Arabistan savaş halindedir. Husileri, İran, Çin, Kuzey Kore, Eritre ve Rusya destekliyor. Yemen Hadi hükûmetini Suudi Arabistan, Bahreyn, Ürdün, Kuveyt, Fas, Katar, Senegal, Sudan ve BAE, doğrudan, ABD ve İngiltere dolaylı yardım ederek destekliyor.
Suudi Arabistan, mezhep savaşlarında; muhtemel Suudi ve İran savaşında, Türkiye’yi İran’a karşı kullanabileceği bir müttefik olarak görüyor. AKP hükûmeti ise İran karşısında Suudi yörüngesinde olduğuna dair bir görüntü vermek istemiyor.
2.Atatürk’ü resim olarak görüyorlar.
Süper Kupa maçının iptali nedeniyle Suudiler, bizde maçlarda resim asmak yasak diyorlar. Maçı Suudi Arabistan’da yapma kararı verenler, bu gerçeği bilmiyor muydu? Yoksa bilerek mi yaptılar? Suudiler Atatürk resmini yalnızca bir resim olarak mı görüyorlar. Gerçekte Türkiye’nin kurucusu Atatürk vazgeçilmez bir sembolümüzdür.
3.Dış ticarette Suudi Arabistan önemli bir partnerimiz değildir.
2023 yılı Ocak-Kasım arasında Suudi Arabistan’a olan toplam ithalatımız 2,8 milyar dolar, toplam ihracatımız ise 2,3 milyar dolar oldu. Suudilere 500 milyon dolar dış ticaret açığı verdik. İthal ettiğimiz petrol de daha ucuz değildir.
Batı ülkeleri ile olan dış ticaretimizden ise her zaman kârlı çıkıyoruz. Söz gelimi yine 2023 Ocak- Kasım arasındaki 11 ayda, İngiltere’ye ihracatımız 11,3 milyar dolar, ithalatımız 6 milyar dolar oldu. İngiltere’yle olan dış ticaretimizden 5,3 milyar dolar fazla verdik. İsrail’e karşı da 4 milyar dolar dış ticaret fazlası verdik.
Eğer dış ticarette dini öne çıkarıyorsak o zaman Batı’dan kazanıp Suudilere açık vermek yerine, Suudilere karşı biz dış ticaret fazlası verelim. Dış ticaret açığı verip, sonra da Suudilerden borç istemek hangi akla uyar?
4.Dış borçlanma şartlarında radikal İslam ülkelerinin şartları daha ağırdır.
Nebati 2022’de Suudilerden borç para bulmaya gittiğinde, Suudi Arabistan Merkez Bankası’nın bir sözcüsü, Reuters’a verdiği demeçte, “Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’yla (TCMB) 5 milyar dolar tutarında bir mevduat yapmak için görüşmeler yapıyoruz” demişti.
Parantez içinde söylemek gerekirse; Dünyada bu kadar yatırım sermayesi varken, bir ülkenin kapı kapı dolanıp para araması, ülke prestiji açısından yanlış algıya neden oluyor. Maalesef Mehmet Şimşek de aynısını yapıyor. Böyle yapmak yerine Türkiye eskisi gibi demokrasiye ve hukukun üstünlüğüne dönse, doğrudan yabancı yatırım sermayesi çeker ve dış borçlanmaya gerek kalmaz.
Suudilere dış borçlanma sukuk yoluyla oluyor. Sukuk için ise teminat gerekiyor. Suudilere borç; toplam dış borçlarımız içinde de önemsiz düzeydedir.
5.Demokrasi için kötü örnektir.
Suudiler şeriat devletidir. Aslında Suudilerde devlet kurumsal devlet değildir. Suud ailesi devletidir.
Araplar İslamı da kullanarak diğer ülkeleri kendi kültürel ve siyasal perspektiflerine göre değerlendirir. Türkiye’de laik devleti İslama tehdit olarak görüyorlar. İslam olmayan ülkelere aynı şekilde bakmıyorlar.
Aslına bakarsak, Orta Doğu’da tüm savaşlar İslam ülkeleri arasında ve mezhep savaşlarıdır. İsrail’i de Arapların kendisi yarattı ve fakat şimdi İsrail hepsinin hakkından geliyor.
1400 yıldır mezhep savaşları bitmedi. Mezhep savaşlarını yalnızca Türkiye laik devlet esasına geçerek bitirdi. Şimdi Türkiye’de laik anlayışı ortadan kaldırmak istiyorlar. Bunun içindir ki İslam ülkelerinde gelişmiş ülke yoktur. Suudilerde petrol geliri var ve fakat bu gelirler kral ailesine gidiyor ve halka çok az yansıyor.
Özet olarak; Suudilerle yakın ilişkide, kimin var bilmiyorum ve fakat Türkiye’nin çıkarı yoktur. Bu nedenle Suudilerle mesafeli olmalıyız. Aksi halde her geçen gün Türkiye’yi de Orta Doğu bataklığına daha çok sokarız.