Türkiye'nin çeşitli yerlerinden birkaç günden bu yana yılanların sürü halinde gezdiğine yönelik haberler geldi. Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi (BEÜ) Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Sözen yılanlar hakkında açıklamada bulundu.
Sözen, kış uykusundaki kurbağalar, semenderler, yılanlar, kertenkeleler, yer sincapları gibi pek çok canlının artık uyandığını ve ekosistemdeki görevlerini sürdürmek üzere aktivite göstermeye başladıklarını aktardı.
"Bu canlıların hepsi ülkemiz doğasının biyolojik zenginlikleridir. Hiçbirisi korkulacak bir şey veya yok edilmesi gereken bir düşman değildir." ifadesini kullanan Sözen, şunları kaydetti:
"Türkiye doğasında 60'a yakın yılan türü yaşamaktadır ve bunlardan 10 kadarı dünya üzerinde sadece ülkemizde yaşayan endemik türlerdir. Hiçbir yılan türü doğrudan insana saldırmaz ve ülkemizdeki yılanların çoğu zehirsizdir. Zehirli olan türlerin 14 tanesi engereklerdir ve zehirli olmalarına rağmen oldukça uysal yılanlardır. Eko sistemde özellikle farelerle beslenerek doğada aşırı çoğalmaları ve böylece insanlara zarar vermelerini, tarım alanlarına zarar vermelerini, pek çok hastalığı insana bulaştırmalarını engellerler. Bu yüzden insanların karşılaştığı hiçbir yılanı öldürmemesi gerekir."
Sözen, bugünlerde ortaya çıkan yılanlarla ilgili üzüntü verici ve insanları hatalı yönlendiren haberlerin basında sıkça yer almaya başladığına dikkati çekerek şu değerlendirmede bulundu:
"Mardin'de çok sayıda su yılanının (Natrix tessellata) görüldüğü ve hepsinin mahalleli tarafından öldürüldüğünü okuduk. Hakkari'de görülen zararsız bir yılan türü olan yarı sucul yılanın (Natrix natrix) görülmesi 'Korkutan görüntü' başlığıyla basında yer aldı. Bu oldukça hatalı işlenmiş haber ve yorumları nedeniyle bu basın kuruluşlarını kınıyorum. Aynı zamanda insanlarımızı bu konuda yeterince bilgilendirememiş olmamız nedeniyle de ülkem adına üzülüyorum. İnsanlarımıza biyolojik çeşitliliğimizi, zenginliğimizi çok iyi bir şekilde öğretmeli ve bir yılanın görülmüş olmasının korkulacak bir şey değil, mutluluk duyulacak bir şey olduğu bilincini yerleştirmeliyiz."