Sürü, çoban, cinayet!!!

Sosyal gidişattan siyasete, ekonomiden devlet yönetimine kadar, yaşamın her alanındaki asıl gerçek hiç değişmiyor;

Dünyadaki her olay, her tartışma ve her gelişme kendi sorunlarını, hatta çıkmazlarını da beraberinde getiriyor...

Türkiye gibi güvenlik açısından da olayların bir türlü bitmediği, gazetelerin yoğun gündem nedeniyle 24 saatte, belki de üç kez manşet değiştirmek zorunda kaldığı bir ülkede, sosyo politik gelişmeler öyle çıkmazları ve sorunları beraberinde getiriyor ki, ortaya çıkan sıkıntıların acısını sadece devlet değil, millet de çekmeye devam ediyor...

İşte çetelesi tutulamayan bir göç taarruzu ya da kimi çevrelerce "sessiz işgal" olarak da nitelendirilen kaçak göçmen meselesinin Türkiye''nin başını açtığı belalar toplumu ve devleti sarstıkça sarsıyor...

Göç çıkmazı sadece yurt içinde ekonomiyi, istihdamı ve sosyal yaşamı yaralamıyor, aynı zamanda devletin bütçesine de ağır bir yük getirmeye devam ediyor...

AKP iktidarının 2011''de başlayan Suriye iç savaşı çıkmazında harcadığı paranın 100 milyar doları aştığı yazılıp çiziliyor...

Tek sorun, devletin bütçesini sarsan ve bu sarsıntı ile birlikte ülkenin ekonomisini, hatta enflasyonu ve zamları da hortlatan Suriye çıkmazının parasal bilançosu değil...

Devletin sağlık altyapısı yıllardır zaten topallarken, bir de yurt içine dağılmış milyonlarca kaçak göçmenin dertlerine çare bulmak var ki, bu durum bir yandan hastanelerde büyük kalabalıklar yaratıyor, diğer taraftan da sağlık harcamalarına ağır yükler bindiriyor...

Gericilleştirme faaliyetleri laik eğitimi iyice sarsarken, bir de başta Suriyeliler olmak üzere, yurt içindeki milyonlarca yabancının okul meselesi var ki, bu da göçmen krizinde çok daha derin sarsıntıları gündeme getiriyor...

Suriyelilerin sadece üniversitelere sınavsız girmesi değil, kamuya memur ve işçi olarak alınması gibi bir saçmalık da var ki, bir yandan istihdamda haksızlık yaratıyor, diğer yandan bürokrasideki yapıyı yeni krizlere gebe bırakıyor...

"KAÇAK"LIĞIN ÇÖZÜLEMEYEN GİZEMİ!!!

Kaçak göçmen meselesi ya da "sessiz istila"nın ekonomik bilançosu üzerindeki tartışmalar iktidarla muhalefet arasında zaman zaman krize yol açarken, Türkiye içerisinde kaç milyon sığınmacı ya da kaçağın bulunduğuna ilişkin de devletin elinde net bir rakam olmadığı öne sürülüyor...

AKP''ye göre 6 milyon Suriyeli var Türkiye''de... Zafer Partisi''ne göre ise bu rakam diğer ülke kaçaklarıyla birlikte 13 milyonu çoktan aşmış..

Türkiye''de 11 yıldır sosyo ekonomik dertler yaratmaya devam eden kaçaklar, göçmenler, sığınmacılar meselesi sadece politik gerginliğe yol açmıyor, yabancılar üzerinden sandığa müdahale tartışması da yaratıyor...

Muhalefete göre en az 1 milyon Suriyeli ya da diğer ülkelerden gelmiş Afgan, Özbek gibi yabancılar vatandaşlığa alınmış... İçişleri Bakanlı''ğına göre ise bu rakam 200 bin civarında...

Suriye iç savaşının kışkırtılması ile birlikte en çok darbeyi alan Türkiye''de hem sığınmacıların sayısı, hem onlar için harcanan para, hem kamuya alınan yabancılar ve hem de üniversitelere yerleştirilen Suriyelilerin sayılarıyla ilgili gizem toplumun kafasını karıştırmaya devam ederken, bir de tüm bu kuşatmanın yol açtığı bir "güvenlik" meselesi var ki, işte yazının başında dikkat çekilen, "yaşamdaki her gelişme kendi sorularını da beraberinde getiriyor" şeklindeki saptamayı haklı çıkartıyor...

GÖÇ, AFGAN, VAHŞET!!!

Türkiye''nin, oraya buraya bomba yerleştiren, intihar saldırganlarını kalabalıkların ortasına salan PKK gibi bir sorunu varken, 2011''deki Suriye krizi sadece Ankara ile Şam arasında politik tartışma yaratmadı, sosyal sıkıntıların yanı sıra, güvenlik meselelerini de ülke içerisine taşıdı...

Ankara''da, Suruç''ta ve Diyarbakır''daki intihar saldırıları, Cilvegözü Sınır Kapısı''nda bombalı araçların havaya uçurulması eylemlerini tetikleyen asıl gerekçe Suriye çıkmazıydı...

Çünkü Suriye''den sadece savaştan kaçan çocuklar, kadınlar, yaşlılar gelmedi, eli ayağı tutan milyonlarca gencin arasından PKK, IŞİD, El-Kaide ve türevleri de sızdı Türkiye''ye...

Son 5 yılda Irak ve en çok da Suriye sınırında ele geçirilen teröristlerle birlikte yurda sokulan patlayıcı ve silahların arkasında da Suriyeli militanların olduğu tespit edildi... İşte dinci terör örgütleri ve PKK''ya bulaşmış binden fazla Suriyeli cezaevinde...

Diğer ülkelerden gelen kaçakların yol açtığı sorunlar da toplumu ürkütmeye devam ediyor; Unutulmasın ki, 2017 yılbaşı gecesi Reina eğlence merkezini basarak 39 kişiyi katleden militan da Özbekistan''dan gelen bir IŞİD üyesiydi...

İşte tüm bunlar yetmezmiş gibi, sınırdan kaçak sızıntısının halen devam ettiğini gösteren videolar sosyal medyada yayımlanmaya devam ederken, Türkiye içerisine taşınan şiddetin yeni boyutunu Afganlar temsil ediyor...

Son iki yıl içerisinde Türkiye''de göçmenlerin ya da sığınmacıların yol açtığı güvenlik meselelerinde Suriyelilerden sonra en çok Afganlar başrolde... İstanbul''da kafa kesme olayları, cinayetler, yaralama, adam kaçırma ve fidye olaylarında da Afgan suç örgütleri öne çıkıyor...

Özellikle Ankara''da küçük yaşta kızların kaçırılması, işkence, cinayet ve fidye olaylarında Suriyelilerin başrolde olması yetmezmiş gibi, merkezinde Afganların olduğu olaylar sadece Trakya''da, Orta Anadolu''da ve İstanbul''da değil, başkentte de vahşete varan eylemleri gündeme getiriyor...

Önceki gün Ankara''nın Altındağ ilçesinde bir evde bıçaklanarak öldürülmüş 5 Afgan''ın cesedinin bulunması, hangi hesaplaşmanın sonucudur bilinmiyor!..

Bu vahşetin medyaya yansıdığı gün gazetelerde, "Konya''da Afgan çoban, arkadaşını öldürdü" haberinin hemen yanında, "Taliban''ın Bayındırlık Bakan Yardımcısı Makhodm Sadat, 15 bin kişinin Katar, Suudi Arabistan ve Türkiye''ye hayvancılıkla uğraşmak üzere gönderileceğini söyledi" başlıklı haber de vardı!!!

Peki; başta Suriyeliler olmak üzere, kaçakların ekonominin her alanında boy göstermesine mi yanalım, yoksa sürü psikolojisiyle, tozu dumana katarak Türkiye''ye giren yüz binlerce kaçak Afgan''ın (hepsi sanki uzay mühendisiymiş gibi), Taliban''ın çobanlarına muhtaç hale gelmemize mi şaşıralım?..

Yazarın Diğer Yazıları