Eski milletvekili ve bakan Rifat Serdaroğlu, gündeme ilişkin değerlendirmelerini sürdürüyor. Serdaroğlu, son yazısında, Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından Suriyelilere harcandığı açıklanan 37 milyar doların ayrıntılarının vatandaşla paylaşılması gerektiğini hatırlattı. Serdaroğlu’nun yazısı şöyle:
“Siyasi Partiler niçin vardır?
Türk Milletinden toplanan dolaylı-dolaysız vergilerden oluşan ulusal bütçeyi, yine Türk Milletinin faydasına şeffaf bir şekilde harcayıp hem milletin refahını yükseltmek hem de emanetin sahibi olan Türk Milletine hesap vermek için!
Bu, görevlerinden sadece birisidir.
İktidarların her harcamasının kayda bağlı olması, harcama belgelerinin TBMM’nin ve Sayıştay’ın denetimine sunulması, Anayasa ve Yasa emridir.
Çünkü harcadıkları para Türk Milletinindir, babalarının parası değil!
Soru 1;
Erdoğan’ın “Şimdiye kadar Suriyelilere harcadığımız para 37 Milyar Doları geçti” dediği bu paranın;
-Bütçenin hangi fasıllarından harcandığını,
-Harcama belgelerinin teker-teker gösterilmesi,
-AB Ülkelerinden ne kadar para geldiğini,
-Bütçe dışı kaynaklardan gelen paranın gelişini (!) ve tutarını açıklayacak,
Bir T.C Vatandaşı- Bir Milletvekili- Bir Bakan- Bir TBMM Başkanı- Bir Sayıştay Başkanı çıksın ve benim önümde Türk Milletine açıklasın, biz de önümüzdeki günlerde gerçek bir Siyasi Partiye dönüşecek “ÇOBAN ATEŞİ HAREKETİNİ” derhal durduralım…
Bir iktidar partisi aldığı hatalı kararlarla, bitme noktasına yakın devraldığı PKK terörünü bilerek ve planlayarak tekrar canlandırır, yüzlerce vatan evladının ölümüne binlerce ana kuzusunun sakat kalmasına sebep olursa, Türkiye’nin burnunun dibinde “İkinci İsrail” olarak görev yapacak “Kürdistan Devletinin” kurulmasına yardım ederse ve bu sahte devletin eşkıya başkanı Barzani’yi Büyük Kongresinde “Türkiye Seninle Gurur Duyuyor” diye alkışlatırsa!
PKK Narko-Terör örgütünün önderinin mektubunu Diyarbakır Meydanında okutup, “Türk Devleti Terörist Devlettir” diyen yavşakla birlikte gözyaşı döküp, ağlarsa…
Soru 2;
Böyle bir iktidarın başının “Türk Milletinin Dostu” olduğunu söyleyecek;
Bir Türk Tarihçisi,
Bir Azerbaycan Türkoloji Profesörü,
Bir Türkmenistan Türkoloji Profesörü,
Bir Kırgızistan Türkoloji Profesörü,
Bir Kazakistan Türkoloji Profesörü,
Dışişleri Bakanlığı orjinli bir Türk Büyükelçisi,
bizim önümüzde Türk Milletine açıklasın, biz de Türk Milletinin gerçek partisi olacak ÇOBAN ATEŞİ HAREKETİNİ derhal durduralım…
Bir iktidar partisi, tüm gücünü Cumhuriyet ve Demokrasi düşmanı Cemaat ve Tarikatlardan alıyorsa, CIA elemanı olduğu tüm dünyaca bilinen FETÖ adlı kuruluşu 11 yıl boyunca devletin taaa Askeri Şurasına kadar sokuyorsa, FETÖ ne istedilerse verdim 15 Üniversite kurmasına dahi izin verdim diyorsa, FETÖ militanı yargı üyelerinin Kozmik Odaya girmelerine izin veriyor ve bu sebepten Türk Devletinin çeşitli terör örgütlerine yerleştirdiği 813 vatan evladının deşifre edilip öldürülmelerine sebep oluyorsa…
Soru 3;
Böyle bir iktidarın “Yerli ve Milli” olduğunu,
Bir tane Ülkücü kökenli Profesör,
Bir tane Türk kökenli İlahiyatçı Profesör,
Bir tane Sosyal Demokrat bir Profesör, bizim yüzümüze karşı söyleyecek yüreklilikte çıksın ve söylesin, biz de Türk Milletine asla yalan söylemeyecek vatanseverlerin toplanacağı ÇOBAN ATEŞİ HAREKETİNİ derhal durduralım…
Bana bir ülke söyleyin ki;
Tüm bunlar olurken, Cumhuriyetin damarları teker-teker kopartılırken sadece seyreden, engel olmayan, doğruları Türk Milletine anlatamayan, Büyükşehir Belediye Başkan Adayını dahi vaktinde bildiremeyen, kocası cezası nedeniyle aday olamayınca partisinde başka kimse kalmamış gibi karısını aday yapan muhalefet partilerinin var olduğu ve Türk Hazinesinden yardım aldığı bir ülke olsun!
Var mı dünyada bizden başka böyle demokratik (!) bir ülke?
Bizler, Türk Milleti olarak bu kadar mı zavallı ve aciziz ki, bu faydasızları başımızdan atamıyoruz? Bunlar hepsi koltuk ve para hırsına yenilmiş, asıllarını ve milletlerini unutmuş, çürümüş partilerdir.
Derhal kesilip atılmalıdırlar. Başka çaresi yoktur.
Vallahi de yoktur, billahi de yoktur…”
