Suriyeli sığınmacılar Milli Güvenlik meselesi haline geldi

Suriyeli sığınmacılar Milli Güvenlik meselesi haline geldi

Türk kamuoyu iki gündür Suriyelilerin İstanbul’da yaptığı ‘Gitmiyoruz’ mitingini konuşuyor. ‘Ensar-Muhacir’ diye adlandırılan dini inanışlarla ülkemize kabul ettiğimiz Suriyeliler, artık milli güvenliğimizi tehdit edecek boyutlara ulaştı.

Türkiye’ye çok pahalıya mal olan bu ‘ümmetçi dış politika’ Erdoğan’ın iktidarını da iyiden iyiye sarsmaya başladı.

Kontrolsüz göç alan her ülkeye pahalıya mal olan bu göç dalgaları, ABD gibi dünya devletlerinin ekonomilerini bile sarsarken, birçok problemde beraberinde getirdi. Özellikle kriminal suçlarda artışlar sağlanmış, yeni yeni suç örgütlerinin oluşmasının da alt yapısını oluşturmuştur.

ABD’ye göç eden İtalyan ve Küba’lı göçmenlerin kurduğu Sicilya Mafyası dünya üzerinde en fazla bilinen suç örgütü olsa da, Çinli Triadlar ailesinin Amsterdam, Londra, Manchester, New York ve San Francisco gibi şehirlerde Çinli toplulukların bulunduğu her yerde örgütlenmiş, Hırsızlık, adam öldürme, adam kaçırma, uyuşturucu, kadın ticareti alanlarında adeta bir korku imparatorluğu kurmuşladır.

HİÇBİR KANUN VE YASA SOSYOLOJİNİN KURALLARINI DEĞİŞTİRMEZ

İnsanın dini, dili ne olursa olsun günlük ihtiyaçlarını karşılama, geleceği beraber kurma, hayata tutunma ve süregelen örf ve adetlerini yaşatma bakımından kendi ırkına mensup insanlara ihtiyaç duyar. Bu sosyolojik davranış yüz yıllar boyu devam etmiş, dünyanın en demokratik ülkeleri, dini kurallara göre idare edilen (hatta mezhep) din devletlerinde bile bu gerçek değişmemiştir. Avrupa’ya göç eden Türkler ve diğer Müslüman ülkelerden gelen aynı dine inanan insanlar bile ayrı ayrı kendi gettolarını kurmuş, bir arada yaşamak istememişlerdir.

Bu sosyolojik gerçek Türkiye’de de değişmemiş, sınırlarımız içinde bir çok ilde Suriyeli nüfusu Türk nüfusunu geçmiş, Ankara, İstanbul ve Gaziantep gibi büyükşehirlerde kendi gettolarını kurmayı başarmışlardır. Oturma ve çalışma izinleri olmadığı halde rahat hareket etmelerinin sebebi ise ‘Ümmetçi Dış Politika’ izleyen AKP hükümetinin tutumundan kaynaklanmaktadır.

TÜRK EKONOMİSİNİ KRİZE SOKTULAR

AKP Genel Başkanı Erdoğan’ın açıkladığı rakamlara göre Suriyeli sığınmacılara Türkiye Cumhuriyeti 40 milyar dolar para harcamış. Sivil toplum kuruluşları, hükümete yakın insani yardımlaşma dernekleri ile sivil halkın harcadığı kayıt dışı paralar ise bu rakamın dışında ve kimse bilmiyor. Göçmen yasasına göre, geldiği ülkede oturma izni, iş yeri açma izni ve vatandaşlığa kabul izni belli kurallara bağlı olmasına rağmen hiçbir kanun ve yasayı dinlemeden rahat rahat hareket eden Suriyeliler kaçak iş yeri açma dahil olmak üzere hakkı olmayan bir çok talebi de şimdiden dillendirmeye başladı.

SURİYELİLER ARTIK MİLLİ GÜVENLİĞİMİZ TEHDİT EDİYOR

Türkiye Cumhuriyeti bir yandan PKK terör örgütü ile diğer yandan da FETÖ ile mücadele etmeye çalışırken her an manipülasyona açık Suriyeliler ile de uğraşmaya başladı. İlk önce küçük kriminal suçlarla başlayan güvenlik sorunu Suriyeli gettoların oluşması ile daha organize terör örgütlerine dönüşebilir. Devlet tedbir almazsa birçok terör örgütü bu iştah kabartan kitleyi kontrol etmek için kendi çıkarları için kullanabilir. Türkiye’deki Suriyelilerin içinde kaç tane hangi istihbarat örgütüne çalışan insanın olduğunu kimse bilmiyor. Ortadoğu’nun sözde İslami terör örgütü cenneti olduğu düşünülürse tehlikenin boyutları sandığımızdan daha büyük olabilir.

İSTANBUL SARAÇHANE MİTİNGİNDE SOROS İZLERİ

İstanbul’da yapılan ‘gitmiyoruz’ mitinginde kullanılan semboller ve söylemler Türkiye’nin ne kadar tehlikeli bir durumla karşı karşıya olduğunu gözler önüne serdi. Macar asıllı ABD'li iş adamı George Soros'un kurucusu olduğu Açık Toplum Vakfı’nın dünya üzerindeki birçok toplumsal olaylarda kullandığı sembollerle adeta 'Yalnız değiliz arkamızda Soros var' dedirtti.

Gittiği her ülkede kaos ve kargaşa yaratmasıyla bilinen bu vakıf, Suriyeliler ile yeniden Türkiye’de bir kargaşa yaratma peşine düşmüş gibi görünüyor.

İlgili Haberler