Suriye'de saklanan gerçekler

Suriye'de neler olup bittiğini tam olarak bilenimiz var mı?

Kimin eli kimin cebinde, kimler kimlerle beraber…

Tek bildiğimiz hava saldırıları sonucunda şehitler verdiğimiz.

Devletin ajansı "Suriye rejiminin uçağını düşürdük" diye haber servis edip, sonrasında geri çekiyor.

Milli Savunma Bakanlığı "Evet düşürüldü" diyor.

Farklı hesaplar ise "Rus uçaklarını düşürdük, şehitlerin intikamını alıyoruz" diye yayınlar yapıyor.

Bu kadar önemli bir bölgede, bu kadar hassas bir operasyon yapılırken yaşanan bu bilgi kirliliği Türkiye'ye yakışmıyor.

Zeytin Dalı operasyonu öncesinde dönemin Başbakanı Binali Yıldırım, medya mensuplarını Vahdettin Köşkü'nde misafir etmiş, süreci detaylı bir şekilde anlatmıştı.

Operasyonun neden yapıldığı, nasıl bir süreç izleneceği, olası ihtimaller detaylıca basınla paylaşılmıştı.

İdlib konusundaki suskunluk veya bazı konuları gizleme düşüncesi Türkiye'nin imajına zarar veriyor.

Operasyona yönelik Türk kamuoyundaki eleştiriler, Esad rejimi yanlısı hesaplarda Türkiye'nin aleyhine kullanılmak isteniyor.

Sputnik gibi Rus hükümetine bağlı birçok medya organı da şehitlerimizin isimleri belli olmadan Türkiye'yi suçlayıcı açıklamalar yapıyor.

Vatandaşların resmi açıklamalara olan bakış açısında bir güvensizlik oluşuyor.

Çünkü yanlış ve hatalı işler yapılıyor.

Örneğin Suriye'de taburumuzun vurulması sonrasında internetin kısıtlanması ve birçok platformun kullanılmaz hale gelmesi çağ dışı bir yaklaşım.

Yapacağı işten tam emin olamayan tesisat ustaları vardır. Gider önce vanayı kapar, evi su basmasını önlemek için kendince önlem alır. Ama işini bilen, kendinden emin olan ustalar genellikle böyle bir yönteme başvurmaz. Çünkü zarar vermeyeceğini bilir.

İnterneti kapatmak da o hesap.

Vatandaşlarınıza mı güvenmiyorsunuz?

Yalan-yanlış paylaşımlar yapılıyor, doğru.

Ancak bu özgür iletişim ortamının olduğu her yerde yapılıyor.

Örneğin Meclis'te yalan-yanlış paylaşımlar, açıklamalar yapılmıyor mu?

Bir diğer konu da İdlib'de şehitlerimizin verilme şekliyle ilgili…

Son 1 ayda 50'nin üzerinde şehit verdik.

Genellikle de aynı şekilde yaşanıyor saldırılar.

Askerlerimiz intikal edecekleri veya bulundukları koordinatları Rus tarafına bildiriyorlar, sonrasında da hava operasyonuyla şehit düşüyorlar.

Bu kabul edilemez bir şey…

34 şehit sonrası neden Hatay Valisi üzerinden açıklamalar sağlandı?

Saldırıyı rejim güçleri yaptığı ifade ediliyor. Ama yeterli değil. Rejim bu kadar nokta atışı yapabilecek bir hava gücüne sahip değil.

Ayrıca Hava sahasını Ruslara bırakıp, koordinatları verip, askerlerimizi neden karada savunmasız bırakıyoruz?

Bu kadar hatalar zinciri nasıl yapılabilir?

Merakla tatmin edici bir açıklama bekliyoruz.

Onlarca askerini yitirmek ve doğru düzgün bir kamuoyu açıklaması yapmamak Irak, İran, Afganistan, Suriye gibi ülkelere has bir durum.

Türkiye'de her ne kadar milli devlet yapısının altı oyulsa da bu ülkelerle kıyaslanmayacak bir güce ve devlet tecrübesine sahip. Bu gibi olayları böyle basitçe, sıradan bir şekilde geçiştiremezsiniz.

Türk kamuoyu, Suriye'de, evlatlarının nasıl ve ne şekilde şehit olduklarını bilmek zorundadır.

Yunanistan'ın sığınmacıları vurması

Türkiye'nin sınır kapılarını açmasından sonra 100 binin üzerinde sığınmacı Yunanistan'a doğru yola çıktı.

Yunanistan, sığınmacıları ülkeden içeriye adım attırmıyor. Bununla da yetinmedikleri gibi almadığı içinde bebeklerin de olduğu bir sığınmacı botu batırılmak istediler. Sınırı geçmek isteyen bir sığınmacı açılan ateşle öldürüldü.

Avrupa'nın iki yüzlülüğünün en açık delili.

Meclis'te Yasin Öztürk'e saldırı girişimi

TBMM dün yeni bir rezalete tanıklık etti. İYİ Parti Denizli Milletvekili Yasin Öztürk'e makam odasında saldırı girişiminde bulunuldu. Öztürk ile telefonda görüştük önemli bilgiler verdi. Öncelikle saldırıyı yara almadan atlattığını ifade edelim.

Tarım ve Orman Bakanlığı'nda Şube Müdürü olarak çalışan S.D. isimli bir şahıs, 10 Kasım günü Atatürk'e hakaret dolu paylaşımlar yapıyor. Yasin Öztürk, bu hakaretleri Meclis'te gündeme getiriyor ve soru önergesi veriyor.

Atatürk'e bu hakaretleri eden Said Dağdaş bugün AK Partili bir vekilden randevu alıp Meclis'e geliyor. Oradan da Yasin Öztürk'ün makam odasına gelip görüşmek istediği ifade ediyor. Öztürk'e "Sana o sözleri iade etmeye geldim" diyerek saldırı girişiminde bulunuyor.

Öztürk ve danışmanın müdahalesiyle etkisiz hale getirilen Dağdaş, odadan çıkartılırken de ayağı takılıp yere düşüyor. Saldırmaya geldiği Öztürk'ten şikayetçi oluyor. Öztürk, "Biz de şikayetçi olacağız, Atatürk'e hakaretleri gündeme getirdim diye saldırmak istedi" dedi.

Yasin Öztürk, değerli, tertemiz, dürüst bir milletvekilimizdir, öyle Atatürk düşmanlarının saldırılarına pabuç bırakmaz. Çok geçmiş olsun. Meclis'in güvenlik önlemlerini gözden geçirmesi gerekiyor.

dfs-004-001-011.jpg

Yazarın Diğer Yazıları