Suriye tuzağından kurtulmak!
“Arap Baharı” safsatasıyla birlikte, Türkiye’nin içine düşürüldüğü tuzak ve bölgedeki “bunalım” gün be gün daha da derinleşiyor.
Özellikle Suriye ile olan gerginliğimizin boyutları, her an daha hassas hale geliyor.
Her şeyi bir yana bırakalım, sayıları 180 bini aşan sığınmacı sorunu bile başımızı ağrıtmaya yetiyor.
Nitekim, 14 kişinin can verdiği son patlama olayından tutun da mayın tarlasında ölen mültecilerden, “askeri kamp” iddialarına kadar bir çok gelişme Türkiye’nin huzurunu bozuyor.
Trajik “Arap Baharı”yla, büyük yara alan Tunus, Mısır ve Yemen’in yanı sıra, Libya’nın yıkılmasından sonra, gözler Suriye üzerinden bir türlü ayrılmıyor.
Gerçi, iki yıl geçmiş olmasına rağmen Suriye rejimi, hem “geleneksel” diktatörlüğünü sürdürüyor hem de yıkılmıyor.
Beşşar Esad, bütün yıldırmalara ve tehditlere rağmen, 30 yıl ülkede dikta rejimini sürdüren babasının yolundan ayrılmıyor.
Suriye, hem İran’ın hem de, Rusya’nın Orta Doğu’daki uzantısı sayılıyor.
Gerçekten de İran, her zaman elde edebileceğini sandığı Irak’ın kuzeyindeki koridordan Suriye’ye ulaşarak, azılı düşmanı İsrail’e yaklaşacağını hesaplıyor.
Ancak, Suriye yönetiminin çok uzun yıllardan beri Alevi bir kimlik taşıması da, göz ardı edilmiyor.
Buna mukabil, Sünni yönetimlerin iş başında bulunduğu Ürdün dahil olmak üzere Körfez ülkeleri, bu oluşumdan çekiniyor.
ABD ise, İsrail’in yanı sıra, hem bu Müslüman ülkeleri “korumak” hem de, enerji yollarını “güven” altın almak için, Suriye’nin bu durumunun bozulmasını ısrarla istiyor.
Tabii ki, Irak’ın 3 kısma ayrılması planında Suriye’nin muhtemelen Kürtlere, petrol taşımak ve denize açılmak için bir koridor sağlanması da yer alıyor.
İlginç gelişmelerin başında, El Kaide’nin de hem Suriye’ye uzanmak hem de Esad rejimine karşı savaşmak istediği haberleri kesilmiyor.
El Kaide şimdi müdahil olmuş görünüyor.
El Kaide’nin Sünnilerin, azınlık Alevilere yönelik tepkilerini istismar ederek Suriye’nin mezhep gerilimlerinden yararlanmayı umduğu tahmin ediliyor.
Eğer, özellikle de Suriye daha da uzun sürecek bir kaos ortamına sürüklenirse, El Kaide’nin o zaman, belki de bir zamanlar mensuplarının yıllarca hapse konulduğu ya da işkence gördüğü ülkede yeni bir mevzi kazanacağı özellikle Batı medyası tarafından iddia ediliyor.
Suriye kargaşasına, El Kaide’nin bulaşmak istemesi, tansiyonun ve ortamın ne kadar gergin olduğunu adeta “ihtar” ediyor.
Özellikle, Türkiye’nin, her ne pahasına olursa olsun, düşürüldüğü tehlikeli tuzaktan bir an önce kurtulmanın yollarını bulması beklentisi, büyük halk kitlelerini yakından ilgilendiriyor.