Süreç malum: Çözüm süreci. Bir süreden beri iktidar mensupları, sihirli ve kutsal bir terim gibi kullanıyor süreç kelimesini. Medya üzerinde kurdukları hâkimiyetin sağladığı imkânla da bu kelimeyi âdeta bir baskı aracı gibi kullanıyorlar. Ülkedeki her parti, her grup, her insan iktidarın süreç politikasını tasvip etmek zorundaymış gibi. Tasvip etmiyorsanız barış sürecini baltalıyorsunuz, çözümü engelliyorsunuz.
Süreç için neler yapılmadı ki!.. Başbakan’ın görevlendirdiği Başbakanlık Müsteşar Yardımcısı ve üst düzey MİT görevlileri Oslo’da teröristlerin liderleriyle görüşmeler yaptı. Başbakanlığa bağlı MİT görevlileri İmralı’ya gidip PKK terör örgütünün başı Öcalan’la görüştü. Adalet Bakanlığı’nın onayı ile BDP milletvekilleri sürekli olarak Öcalan’la görüşüyorlar; onun mesajlarını Türkiye dışındaki terör karargâhı olan Kandil’e götürüyorlar. Bütün televizyon kanallarının önünde, Diyarbakır’da toplanan kalabalığa Öcalan’ın nevruz mesajı okunuyor. Barzani, AKP kongresine ve sonra Diyarbakır’a davet ediliyor. Ayrıntıları anlatmaya gerek yok. Bütün bunlar halkımızın gözü önünde oluyor ve her akşam ekranlara yansıyor.
Şimdi...
06 Aralık 2013’te Yüksekova’da başlayan ve birçok şehirde devam eden terör olaylarına bakalım. Molotofkokteylleri, taşlar, kurşunlar, bankaları ateşe vermeler, “bugün bankayı, yarın emniyeti havaya uçuracağız” nidaları... Bunlar da gözlerimizin önünde cereyan ediyor.
Peki... Yetkililerin bu olaylar karşısındaki yorumu ne? Başbakan, İçişleri Bakanı ve diğer yetkililer ne diyorlar? Provokasyon. Çözüm sürecini istemeyenlerin provokasyonu. Böyle diyorlar.
Provokasyonu kim yapıyor peki?
Cevabı, en yetkili ağızdan, İçişleri Bakanı Muammer Güler’in ağzından dinleyelim. Haber Türk spikeri Serap Belet’in provokasyonu kimlerin yaptığına dair sorusuna cevap veriyor (09.12.2013):
“Yüksekova’da 06 Aralık’tan beri yaşanan olaylarda terör örgütü mensubu olduğu belirlenen yüzleri maskeli kişilerce polisimize, güvenlik güçlerimize yönelik uzun namlulu silahlarla çeşitli noktalardan saldırı düzenlenmiştir. Bu görüntülerin hepsinde bunlar açıkça yer almıştır.”
-Kim yapıyormuş provokasyonu?
-Terör örgütü.
-Terör örgütünün kısa adı ne?
-PKK.
-PKK’nın lideri kim?
-Abdullah Öcalan.
-Süreç bağlamında Öcalan’la kimler görüşüyor?
-Başbakanlığa bağlı MİT mensupları ve Adalet Bakanlığı’nın onayıyla BDP milletvekilleri.
Başka söze gerek var mı? BDP’lilerin 2014 Bütçe Kanun Tasarısı’na yazdıkları muhalefet şerhinde “Türkiye Kürdistanı”, “Kürt halk önderi sayın Öcalan” ifadelerini kullanırken nereden cesaret aldıklarının cevabı açık değil mi?
