Süreç hıyanetinin hesabı sorulur!
"Çözüm" adı altında başlatılan süreç bölgede PKK'lı hainlerin yerleşmesine, taban bulmasına ve mevzi edinmesine neden olmuştur. Süreç sayesinde PKK, bölgede Türkiye Cumhuriyeti devletine benden izinsiz yol, karakol ve baraj yapamazsın diye dayatma cüretini kendinde görebilmiştir. PKK, bölgede YDG-H adlı kolluk gücü kurmuş, asayiş kontrolleri yapmış, vatandaşlardan vergi adı altında haraç toplamış, yargı yapmıştır.
PKK'nın bölgede kendi yönetimini kurduğu, buralarda binalar yaptığı ve devletin işlevlerini üstlendiği son yapılan operasyonlarla ortaya çıkmıştır. Yapılan operasyonlarda PKK'nın bölgede sözde mahkeme olarak kullandığı binaların yıkıldığı haberleri veriliyor.
Şimdi bir düşünün; teröristler o binaları yaparken birileri de 'çözüm süreci'nin altına gövdesine koymakla meşguldü.
Hemen her gün Türkiye'nin güneydoğusundaki il ve ilçelerde sokağa çıkma yasağı ilan ediliyor. Süreç sayesinde PKK'nın dağdan kentlere sızan militanları güvenlik güçleriyle günlerce süren çatışmalar yapabiliyor. Eskiden eşkıya dağdaydı. şimdilerde yerleşim yerlerinde, kent merkezlerinde hendekler kazıyor, yüzlerce kilo patlayıcı yerleştiriyor ve zamanı gelince patlatıyor ve onlarca polis ve askeri şehit ediyor. Marketlere el bombaları atabiliyorlar, yolları kesebiliyorlar ve istedikleri zaman araç yakabiliyorlar.
Asker gitsin, PKK gelsin!
Terörle 'mücadeleden müzakereye geçtik' diyenler aslında bölgede PKK'nın 'serbestçe örgütlenmesine ses çıkarmıyoruz' demiş olmaktadırlar.
Bugünlerde 'çözüm sürecine kaldığı yerden devam edilsin, bir an evvel terörle mücadeleye son verilsin, barış gelsin' diyenler var. Mevcut şartlarda 'barış gelsin' diyenler gerçekte 'asker gitsin PKK gelsin' demiş oluyorlar.
Terörle mücadeleye ara vermek ülkenin savunmasına, milletin korunmasına ara vermek demektir. Çözüm sürecinde tam da bu yapılmıştır. Terör örgütü kentlerde örgütlenmiş, dağa insan kaldırmış, mahalleleri "gerilla mücadelesi" için yapılandırmış, evleri silah stoklamış iktidar olanı biteni yalnızca seyretmiştir.
Gelinen yeri Sırrı Süreyya'nın şu sözleri özetliyor: "Devlet Sayın Öcalan'a mahkûmdur." Hainler sayın olunca devlete diklenme de böyle oluyor.
Suçlarını resmen itiraf ediyorlar!
"Çözüm Süreci'ni yüzyılın projesi olarak niteleyenler, 'otuz yıldır terörle mücadele adına her yol denendi şimdi müzakere ediliyor' diyenlerin Türkiye'yi getirdiği yer burasıdır. PKK'nın yumuşak destekçileri hâlâ televizyonlarda 'süreci kim bozdu'" tartışması yapıyor.
PKK 'Çözüm Süreci'ni bölgeden devlet otoritesini kazımak yerine terör örgütünün otoritesini inşa etmek süreci olarak kullandığı açıktır. Bütün bunlar Türk Milletinin gözü önünde gerçekleşmiştir.
Çözüm sürecini 'PKK'nın silah stoklama süreci' olarak kullandığı, PKK'nın 'süreci istismar ettiği' türünden açıklamalar, bu zatların işledikleri suçları resmen itiraf etmekten başka bir anlamı yoktur.
PKK'ya her yerde terör yapma alanı açmak!
Süreç PKK'ya her yere terörist taşıma ve her yerde terör yapma imkânı sağlamıştır. Nitekim PKK'nın eli kanlı elebaşısı Duran Kalkan, bu kış final düzeyinde büyük bir mücadele yaşanacağından bahsediyor ve şunları söylüyor: "Ev ev, sokak sokak, mahalle mahalle, kasaba kasaba direneceğiz... Barikat da kazacağız, hendek de, sokak başında direneceğiz, dağda direneceğiz."
İktidar oligarklarının gafletinin, saflığının ve basiretsizliğinin bedelini halk haftalarca dışarı çıkma yasağıyla ödüyor. Çözüm süreci hıyaneti günler süren çatışma, yakılan araçlar, yıkılan kentler ve nihayet şehit tabutları olarak geri dönüyor.
Çözüm sürecinin PKK'ya halk üzerinde her türlü tasarruf yapma serbestliği tanımasına karşın halkın bu şer örgütüne karşı tutumunda bir değişiklik olmamıştır.
PKK'lı Kalkan, halkın cinayet ve terör faaliyetlerine destek vermediğini söyleyerek kendilerinin terör eylemlerinde yalnız bırakıldığından yakınıyor. Demek ki halk her şeye rağmen devletinin yanındadır.
Çözüm süreciyle halkı PKK'nın insafına terk etmiş olanlar eninde sonunda hıyanetlerinin bedelini ödeyecektir!