Akıllı ev sistemleri, evdeki aletleri, elektronik eşyaları ve diğer sistemleri uzaktan kontrol etmek ve izlemek için kullanılan bir teknolojidir. Bu sistemler, sahip olduğunuz akıllı telefon, tablet veya bilgisayar üzerinden kontrol edilebilir. AATD Kurucu Ortağı ve Bilişim Teknolojileri Uzmanı Tamer Demir, akıllı evlerde alınması gereken bireysel güvenlik önlemleri ile ilgili önemli bilgiler aktardı.
ERİŞİLEBİLİRLİK, YERİNE GÖRE KÜÇÜK VEYA BÜYÜK RİSKLER TAŞIYOR
Teknolojinin yaşamı kolaylaştırmak, konfor alanı yaratmak, iş gücünü daha düşük seviyelere indirgemek için geliştirilmekte olduğunu belirterek “Kendi başına karar veren, insiyatif alan, zarar verme içgüdüsü taşıyan bir sistemden değil sizin kontrolünüzde olan sizin izin verdiğiniz kadar erişilebilir ve yönlendirilebilir olan sistemin kendi başına getirdiği bir risk bence yoktur.
Ancak buna hiç risk yoktur demek elbette yanlıştır. Şu anda akıllı evler özelinde konuşuyor olsak dahi, teknolojinin genel yapısına baktığımızda Ease of Access (Erişim Kolaylığı) ve Accesbility (Erişilebilirlik) zaten yaşamı kolaylaştırmanın, konfor alanı yaratmanın temel taşlarını oluşturuyor. Böylece erişilebilirlik sizin yaşamınıza kolaylık sağladığı gibi, yaşamınıza erişilebilirliği de kolaylaştırdığı için elbette ki yerine göre büyük veya küçük riskler oluşturmaktadır” dedi.
ÇEVRECİ SÜRDÜRÜLEBİLİR YAŞAM TEKNOLOJİDEN GEÇİYOR
Hatta akıllı evler olarak adlandırılmasına neden olan akıllı sistemlerin geliştirilme ve uygulanma amaçlarının en önemlilerinden bir tanesinin çevreci özellikler olduğunu anlatan Tamer Demir “Otomasyona bağladığınız her sistem size istediğiniz zaman istediğiniz yerden erişim hakkı sağlarken, doğru parametreler ile tasarlanan her uygulama bilhassa enerji tasarrufu konusunda büyük rol oynuyor. Uzaktan erişebildiğiniz veya programlayabildiğiniz, sadece istediğiniz saatlerde çalışan bir iklimlendirme, uzakta bulunurken sulanmasını istediğiniz bitkileriniz ve sulama oranı, evinizin daima bulunmasını istediğiniz nem oranı vs. gibi birçok sürdürülebilir uygulama hem konforu hem yanı sıra hassas algı ile gereksinim kadar kullanıma olanak tanıyarak tasarrufu da beraberinde getiriyor. Buna bir örnek de günümüz konsept projelerinde sadece evin içinin yanı sıra dışı ve ortak kullanım alanlarını da ekleyecek olur isek, sensörlerin algısına dayalı gerekli iklimlendirme, aydınlatma, sulama gibi sistemler tamamen otomasyon bazlı olup gereklilik halinde devrede, gereklilik olmadığı durumlarda ise devre dışı olarak yine hem konfor hem tasarruf konusunda ön plana çıkıyor” diyerek sözlerini noktaladı.