9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’le Güniz Sokaktaki evinde üç saat geçirdim.
Demirel sohbetimizin bitiminde “İstersen kal, şuraya otur, Türkiye’nin her yerinden gelen insanları dinle ve nabız tut” teklifinde bulundu.
Gelen ilk gurup karma, Van’dan Afyon’a, Kütahya’dan Samsun’a, Bursa’dan Manisa’ya insanlar var.
Hepsi söz birliği etmişcesine aynı şeyi söylüyor:
-Sayın Cumhurbaşkanım, bu açılım bizi bölecek... Bizi birbirimize düşürüyorlar, müdahale edin efendim.
İkinci heyet Muharip Gaziler Derneği.
Onlar da benzer şeyleri daha yüksek tonlarla seslendiriyor.
Sırayı Düzceliler alıyor.
Yine açılım, yine ayrışma şikayetleri.
Demirel tam bu noktada bana dönüyor:
- “Bak bu üçüncü gurup ve onlarca insan sanki tembihlenmişcesine aynı şeyi söylüyor.”
Birden Düzce heyetine dönüyor:
-Size bir şey soracağım.
Düzceliler:
-Buyurun efendim.
Demirel: Düzce’nin cadde ve sokaklarında kaç dil konuşulur.
Düzceliler:12 dil efendim.
Demirel: Peki 12 ayrı dili konuşan bu insanlar bugüne kadar birbirine hiç kin ve kuşku ile baktı mı?
Düzceliler: Bakmadı efendim.
Demirel: Son durum nedir?
Düzceliler: Açılım hikayesi ile Güneydoğulu kardeşlerimizle aramıza soğukluk girdi. Artık birbirimizden kuşkulanır olduk efendim.
Demirel tekrar bana dönüyor:
-İşte tablo budur ve bunun müsebbibi bu açılım hadisesini icat edenlerdir.
9. Cumhurbaşkanı devam ediyor:
- “Bak Düzce’ye 7.4 şiddetindeki deprem bir şey yapamadı. Yıkılan onarıldı ve tekrar ayağa kalktı. Ama emin ol etnik köken ayrışması sadece Düzce’yi değil bütün Türkiye’yi yerle bir eder. Etnisite ve din ile oynamak bir ülke için en tehlikeli şeydir. Aslında gerçek deprem bu ülkede bin yıldır bir ve beraber yaşayanların arasına fitne sokmaktır. Endişeliyim.”
Demirel hem Düzcelilere hem de diğer heyetlere hep aynı şeyi söyledi:
-Ülkemde derin endişe var. Türkiye bunları hak etmedi.
-Dik durun, tahriklere kapılmayın, kanunlara uyun ama asla teslim olmayın.
-Bir ülke için kaygılanan varsa, o ülke batmaz. Ülke adına kaygı ülke için teminattır.
-”Bana ne” deniliyorsa, o ülke er geç batar.
Türk Milleti bana neci millet değildir, hiçbir şeye bana ne dememelidir.
-Sağduyulu Kürt kardeşlerimizin ezici çoğunluğu da bunlarla beraber olmaz.
-Birlikte yaşamaya kast ülkenin varlığına kast etmektir.
UTANIN UTANIN...
PKK’lıya hoşgörü, TEKEL işçisine zulüm!
Hepiniz şahitsiniz, hiç birinizin hayır öyle olmadı deme hakkı yok.. PKK günler ve haftalardır neredeyse bütün Türkiye’yi yakarken polis ortalıkta var mıydı?.. Hayır yoktu.. Tersine polis, karakoluna saldıran PKK eşkıyasını bile kovalayamıyordu.. Niçin mi? İktidar, açılım zarar görmesin diye PKK’lılara hoşgörülü idi de ondan... Evet hepiniz ekranlardan izlediniz, araç yakan, dükkan yağmalayan, kaldırım taşlarını söküp polise fırlatan bölücü eşkıyaya bu ülkenin polisi gıkını çıkardı mı?.. Çıkarmadı... Peki aynı polis önceki gün Ankara’da hakkını arayan gariban TEKEL işçisine gaz bombalarını fırlatıp köpek muamelesi yaptı mı? Yaptı.. Utanın, utanın, utanın. O işçilerin hiç biri bayrak yakmadı, yağma yapmadı, polise taş atmadı, araç yakmadı, sağa sola saldırmadı, sadece ve sadece demokratik hakkını kullandı ve hakkını aradı...
BİLEN VAR MI?
Mehmet Altan TMSF’den her ay
kaç on milyar alıyor?
Mehmet Altan’ı biliyorsunuz her dönemin adamı.. ANAP ve Özal döneminde hatırlayın ailece sıkı Özalcı idiler. ANAP iktidardan düştü, DYP-SHP iktidar oldu derken Mehmet Altan anında viraj aldı ve Kültür Bakanı Fikri Sağlar’a danışman oldu. Tekrar ANAP geldiğinde bir ara Mesut Yılmaz’a göz kırptı. Dedik ya adam durakta beklemeyi sevmiyor, gelen iktidar otobüsüne biniyor. Gerekçe üretmek kolay, bir gün özgürlük, bir gün demokrasi, ertesi gün küreselleşme, bir başka gün AB diyor yani zamana uygun bir söylem geliştiriyor. Mehmet Altan bu günlerde kapağı muhafazakar AKP’ye attı. Tabii bu gömlek değiştirir gibi siyasi saf değiştirmeler esnasında da acaip paralar kazanıyor. Hayır Star Gazetesi ve Mehtap TV gibi özel olanlara sözüm yok ama devlet kurumu olan TMSF’nin Altan’a program yaptırması neyin nesidir? Malum Cine 5 TMSF’de ve Mehmet Altan orada uyduruk bir program yapıyor.. Hem de büyük paralar karşılığı. Ne kadara mı? Söylentiler muhtelif ama çok uçuk.. TMSF rakamı açıklamalı ve niçin program yaptırdığını izah etmelidir.
TRT ÇİFTLİK Mİ?
Kanal 7’nin yapmadığını TRT yapıyor!
TRT Hayrünnisa Gül’ün elini sıkmayan (!)İbrahim Şahin’in Genel Müdürlüğü ile kendi misyonunu ve yasal sınırlarını inkar eder derecesinde yayınlar yapıyor. 10 Aralık’da TRT 1’de yayınlanan haber bülteni en büyük delildir. Genel Müdür Şahin’in Milliyet’in sorusu üzerine hatasını kabullenmek zorunda kaldığı o malum bültende, Türk Silahlı Kuvvetlerine karşı düşmanca ifadeler kullanılmıştı. Sadece o hadise münferit olsa iyi, TRT neredeyse her gün benzer şeyleri yapıyor... Emin olun Kanal 7 bile TRT’den daha ölçülü ve tarafsız!.. İlginç olan İbrahim Şahin’in, TRT’yi babasından kalan miras gibi görmesi ve kendini yasalar üstünde görüp şımarık tutumlar sergilemesidir... Geçen gün yazdık, telefonda kendisine Tayfun Talipoğlu’nun Bam Teli Programından ayda kaç on milyar aldığını sordum lakin tepki olur korkusuyla cevap veremedi.. Hayır İbrahim Şahin bunu ve diğer program bütçelerini şeffaflık adına Türk kamuoyuna açıklamak zorundasın zira; TRT 72 milyona ait.
