Sular ısındı, çiçek çocuğu
Etrafı kan götürürken, bizimki çevrede, çiçek isimleri almış. E, ne de olsa çiçek çocuğu. Arkadaş, Avrupa ülkelerine gidemediği için, şimdilerde, Türkiye’nin doğusunda ne kadar ülke varsa, oraları geziyor. Ne kadar garip bir tezat. Mustafa Kemal, Türkiye’yi hep Batıya, hep Batıya götürmeye çalıştı. Bu ve bunun takımı da, hep geriye, hep geriye, Doğuya götürüyor. Her halde hak edenler var.
Arkadaşlar, Batı ülkelerinde neler oluyor farkındalar mı acaba? Mesela, ABD, Cumhuriyetçi Parti’nin, gelecek seçimlerde başkan adayı olma olasılığı yüksek olan bir valisi, yandaşlarının hatasının bedelini ödüyor. New Jersey Valisi Chris Christie’nin, seçim kampanyasına destek vermeyen, Demokrat Fort Lee Belediye Başkanı’nın konvoyunun geçeceği köprünün şeritlerini kapatarak, trafik sıkıntısı çekmesine neden olması, başkanlık adaylığına mal oluyor. Dikkatinizi çekerim, ayakkabı kutusundaki dolarlar değil, trafik şeritlerinin azaltılması söz konusu olan.
Vali, çıktı halktan ve konvoyu geciktirilen rakip parti belediye başkanından özür diledi, en yakın yardımcısının da işine son verdi. Ama bunlar onu kurtaramadı. Vali hakkında kamu malını siyasete alet etmekten FBI (Federal Soruşturma Bürosu) tahkikat yapıyor. Tüm kamuoyu yoklamalarında, sıkı bir muhafazakâr ve sağcı olan valinin, başkanlık yarışını, başlamadan kaybettiği görülüyor. Ama size, bir devletten, adaleti bağımsız ve yürütmeyi denetlediği uygar bir Batılı devletten örnek verdim. Yani bu durum, bizim gibileri kapsamaz ve karşılaştırılamaz. Bakın şu yolsuzluk olayları sonrası hükümetin yaptıklarına, ne kadar Batılı, demokrat ve özgür olduğunuza kendiniz karar verin.
Bu arada, Tayyip Bey’in defteri, her konuşma ve her icraatı ardından daha fazla dürülüyor. Tabii bunları duymuyorsunuz. ABD’de olay; iktidar, muhalefet, siyaset ve kamuoyu indinde oldukça geniş yer buluyor. Geçenlerde Temsilciler Meclisi Avrupa, Avrasya Alt Komisyonu kıdemli üyelerinden, Demokrat Massachusetts Milletvekili Bill Keating, son günlerde Türkiye’de yaşanan gelişmeler üzerine yazılı açıklama yaptı. Keating, “Eski bir savcı olarak, bağımsız, şeffaf ve tarafsız bir yargının sağlıklı bir demokrasi açısından ne kadar önemli olduğunu birinci elden biliyorum. Bu nedenle, Türk hükümetine, yolsuzluk soruşturmasında veya haksızlık iddiasıyla başlatılan tüm diğer soruşturmalarda bu ilkelere uyması çağrısında bulunuyorum” dedi. Hatırlatırım Amerikalı milletvekilinin üyesi olduğu komisyon, geçenlerde de Gezi olayları konusunda bir oturum düzenlemişti.
Ardından Dışişleri Bakanlığı sözcüsü lang9 Psaki, “Türkiye’deki tüm ilgili taraflarla görüşmelerimizde, ABD’nin, Türk halkının hiç kimsenin hukukun üstünde olmadığı ve kamusal şahıslara karşı suçlamaların tarafsızca soruşturulduğu, sivil ve cezai konularda adalet, zamanlılık ve şeffaflığın en yüksek standartlarını karşılayan bir hukuk sistemine yönelik arzusunu desteklediğini net şekilde dile getirmeye devam ediyoruz” dedi. Psaki, “Erdoğan’ı demokrasiye saygı gösteren lider olarak görüyor musunuz?” sorusuna da “Onun eylemleri hakkında endişemiz olduğunda, bunları dile getiriyoruz. Bugün de yaptığım şey bu” yanıtını verdi. Al b ir kaya, nerene dayarsan daya.
Bitmedi. PKK’nın bir dönem Washington’daki fahri avukatı ve Erdoğan hükümeti ile Cengiz Çandar ve öteki İkinci Cumhuriyetçiler aracılığıyla halvet olan bir zat da kalktı ABD’nin resmi radyosu VOA’de Erdoğan’ı eleştirdi. Türk demokrasisini “iki adım ileri, iki adım geri” diye niteleyen Henri Barkey, “Askerlere siyasetten el çektirilmesini başarı” diye tanımlayıp, “Ordunun bıraktığı güç boşluğunu hükümet ve Başbakan Erdoğan’ın doldurduğunu, Başbakan ve partisinin, gereğinden fazla güçlendiğini” söylüyor.
Evet, sevgili okuyucular. Sizlere Bal Mahmut’luk yapma yerine, üç adet, net ve anlaşılması kolay, kime söylendiği açık mesajları getirdim. Bunlara ek, bir mesaj da Irak Başbakanı’ndan geldi. Maliki, Barzani’nin petrol satışı konusunda, Türkiye ile anlaşamadıklarını açıkladı. Bak şu Iraklı, Erdoğan’ın Arap kardeşinin münasebetsizliğine.
Daha önceki yazılarımda, Erdoğan hükümetinde bir çözülme ve çöküş beklediğimi, ancak bunu, şimdi, yani 2014’te değil de gelecek yıl, genel seçimler öncesi tahmin etmiştim. Olaylar, tahminlerimden daha hızlı gelişiyor. Sevgili yandaş kalemler, özellikle sizlere seslenmek istiyorum; küfenizi doldurdunuz, bence, batan gemiden hızla kopun ki, sizler de Titanik gibi, batan gemiyle birlikte boğulmayın.