"Suikastlar olabilir!"

"Suikastlar olabilir!"

Saldırılar devam ediyor.

İktidar yandaşı Devlet Bahçeli'nin MHP'den ihraç ettirdiği Genel Başkan adaylarından Sinan Oğan, kürsüde konuşurken bir serserinin hücumuna uğramış ve saldırgan "Hareketin lideri Devlet Bahçeli'dir" sloganını atmıştı. Olaydan sonra Devlet Bahçeli'nin "Ülkücü başladığı işi yarım bırakmaz" diyerek bundan memnun olmadığını açıklaması kafaları iyice karıştırmıştı.

"Hayır"cı Ümit Özdağ ve Yusuf Halaçoğlu'na yapılan çirkin saldırıdan sonra Sinan Oğan yeni bir saldırıyla daha karşılaştı, o bir üniversitede referandum konuşması yaparken, dışarıdaki otomobilinin lastikleri bıçakla kesildi.

* * *

Hedef haline getirilen MHP'li muhaliflerden biri olan Gaziantep Milletvekili Prof. Dr. Ümit Özdağ, Bursa'nın İnegöl ilçesinde düzenlenen toplantıda "MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin, ülkede bilfiil firavun yönteminin önünü açacak bir sürece önayak olduğunu" söyledi.

Özdağ: "Bahçeli, son attığı tweetlerle de saldırıların devam edeceğinin işaretini verdi. 'Uzun yaşamak istiyorsanız şöyle yapmalısınız' şeklinde öğütler vererek bizleri adeta ölümle tehdit etti. Bahçeli'nin açmış olduğu bu yanlış yolun arkasına saklanacak karanlık odaklar, üçüncü güçler, suikastlarda bulunabilirler" dedi. Bu suikast girişimleri kimlere yönelik olabilir? Prof. Ümit Özdağ "Bana yönelik, Meral Akşener Hanım'a yönelik, Sinan Oğan ve Koray Aydın beylere yönelik suikastlar olabilir!" diyor.

Bunlar iyi işaretler değil sevgili okurlar! Allah korusun, şiddet yanlısı kafalar, ülkeyi karanlık ve kanlı bir mecraya sürükleyebilir!

Rahmi Turan Sözcü

***

Avrupa, Kılıçdaroğlu'na ayıp ettiğinde AKP ne yapmıştı?

-------

Avrupa'yla tüm bu itiş-kakış, elbette geçmiş defterlerin de şöyle bir açılmasına neden oldu. Türkiye, 2013'te de Avrupa'yla benzer bir kriz yaşamıştı. Ancak bugün yaşanan krizin aksine, 2013'tekinde Avrupalıların "ayıp ettikleri" kesim iktidar partisi AKP değil ana muhalefet partisi CHP idi. Ve ilginçtir, o dönemde CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'na Avrupa'da yapılan ayıp karşısında, AKP'nin tavrı, hiç de bugünkü gibi olmamıştı.

(...)

O dönemde Başbakan Yardımcısı görevinde bulunan, bugünün Adalet Bakanı AKP'li Bekir Bozdağ, Avrupalıların Türkiye Cumhuriyeti ana muhalefet partisi liderine yönelik bu ayıbı karşısında ne demişti?

Aynen aktarıyorum:

(...) "Kılıçdaroğlu'nun Türkiye toprakları dışında hatta CHP grup toplantıları dışında siyaset yapmasını yasaklamalıdır..."

(...) Neler yaşandığını, kimin ne dediğini unutmamak için, arada sırada arşive bakmakta fayda var.

Zeynep Gürcanlı Sözcü

***

Kutuplaşmada tehlikeli gidiş

--------

Avrupa'yla bir haftadır yaşadığımız hengame mi diyeyim, kavga mı diyeyim, yaptıkları terbiyesizlik mi diyeyim, yeni faşizmin ayak sesleri mi diyeyim..

Adına ne derseniz deyin..

Bu hengame içinde Almanya Başbakan'ı Merkel'in bir sözü var ki yabana atmayalım..

***

Bakanların Almanya'da miting yapmasının yasaklanmasını; 'Türkiye'deki kutuplaşmanın Almanya'ya taşınmasını istemiyorum'  sözleriyle gerekçelendirdi..

(...)

Kimse kutuplaşma yok, abartılı  diyemez..

Siyasetçiler topa sert girdi.. O sertlik sokağa, iş yerine, kahvehaneye yayıldı..

Evetçiler hayırcılara, hayırcılar evetçilere ters bakıyor..

Hain gözüyle bakıyor...

Mehmet Tezkan Milliyet

***

Atatürk 'hayır' demişti

***

Atatürk'e "hilafetin kaldırılmaması" isteminde bulunanlar arasında yakın arkadaşları da vardı. Onlar, hilafetin bir güç olduğunu düşünüyorlar, bunu elde tutmanın doğru olduğunu öne sürüyorlardı.

Atatürk, "HAYIR" demişti. Halifelik siyasal bir makamdı. Güç ise artık halkın elindeydi, halkı da Büyük Millet Meclisi temsil ediyordu.

Atatürk'e, "Siz halife olun" dediler.

Atatürk gene "HAYIR" dedi.

Güç kaynağı olarak BÜYÜK MECLİS'i gösterdi, onun seçtiği Cumhurbaşkanı ve denetleyeceği hükümeti temsil göreviyle yükümledi.

Mustafa Kemal zafer kazanmış bir Başkomutan'dı.

İstediğini kabul ettirecek gücü vardı.

Ama "O" her işte ulusuna açıklama yaptı, halkının nabzını yokladı, temsil görevine sorumluluk verdi.

Erdal Atabek Cumhuriyet