Suçlusunuz Sn. Merâl Akşener!..
Suçlusunuz Sn. Merâl Akşener!
Her şeyden evvel AKP Hükümeti size bakanlık teklif ettiğinde kabul etmediğiniz için suçlusunuz. Bakanlık teklifini kabul edip bugün bakan koltuğunda rahatınıza bakmadığınız için suçlusunuz.
Suçlusunuz!
Önce MHP teşkilâtlarını ve tabanını ve sonra da geniş seçmen kitlelerini MHP iktidarına inandırdığınız için suçlusunuz. "Azıcık aşım ağrısız başım" demeyip, ayağınızda çarık, elinizde âsâ yollara düşerek, meydanlarda ülkücülere güven verdiğiniz için, yıllardır örselenen ülkücülerin sesini yükselttiğiniz için, yıllardır neredeyse bir kara deliğe dönüşen muhalefet boşluğunu doldurduğunuz için suçlusunuz!
Hiçbir hâricî baskıya dayanmaksızın, ne küresel ve ne de iç sermaye dinamikleriyle pazarlık yapmadan, ne İngiltere'ye ve ne de Amerika'ya ve Türkiye hudutları dışında ve dünyanın hiçbir ülkesine gitmeden, oralarda hiçbir baskı grubuyla görüşmeden, Türkiye'de de ne cemaat ne tarikat, ne dernek, ne baskı grubu, ne medya grubu ile ön görüşmeler yapmadan, think-thank kuruluşlarıyla fikir alışverişi(!) yapmadan, hiçbir uluslararası kuruluştan ödül almadan, yalnızca MHP teşkilâtları ve tabanına ve yalnızca aziz Türk milletine güvenerek, MHP'nin mâzisine ve ülkücülere ve ülkücülerin enerjisine, ülkücülerin bu devlete ve millete adanmışlığına güvenerek, yalnızca kendinize güvenerek yola çıkıp "Ben Başbakan olacağım, Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık ve Meclis Başkanlığı makamlarında ülkücüler oturacak, Meclis sıralarında ülkücüler oturacak" dediğiniz için suçlusunuz!
Millî irâdenin yegâne ve biricik tecelli yeri olan seçim sandığından iktidar olarak çıkma ihtimalinizi, 14 yıllık AKP iktidarı karşısında averaj partisi durumuna düşen MHP'nin seçim istatistiklerini tersine çevirebileceğinizi meydanlarda gösterdiğiniz için suçlusunuz!
14 yıldır seçimlerde averaj partisi durumunda çıkamayan MHP ve CHP'nin ifâ edemediği muhalefeti, Genel Başkan adayı olarak değil, yalnızca partinizde tüzük kurultayı talep eden bir sözcü olarak doldurup iktidara teşne medyayı rahatsız ettiğiniz için suçlusunuz!
Meydanlarda on binlerce kişiyle fotoğraf çektirdiğiniz için, meydanlarda koruma bariyerleri olmaksızın on binlerce kişiyle kucaklaştığınız için, on binlerce insana tebessüm ettiğiniz ve güven verdiğiniz için, makam odalarıyla kendi insanı arasında pek çok bariyer bulunduranların aksine binlerce insanın size ulaşmasını sağladığınız için, her ziyâret eden ülkücüye evinizi açtığınız için suçlusunuz!
Türkmendağı'nda şehit olan İbrahim'in cenâzesine omuz verdiğiniz için suçlusunuz!
Sekiz ay süren tüzük kurultayı talebi faaliyetleriniz boyunca size yönelik akıllara sezâ yüzlerce hakâret cümlesine ve iftirâya karşı nezâketinizi ve devlet terbiyenizi koruduğunuz ve aynı uslûba tenezzül etmediğiniz için suçlusunuz!
Bugün bunun bedelini ödüyorsunuz... Haysiyet cellâtlarının giyotini bunun için sallanıyor itibarınızın üzerinde...
Yıllarca devleti ele geçirmeye çalışan FETÖ denilen kötülük yuvasıyla girift ve karmaşık ilişkileri bulunanların, parsel parsel satanların ve kendi partinizin içinden insanların yalanlarına mâruz kalıyor ve iftiralarına ve sosyal medyada linç operasyonlarına uğruyorsunuz...
Türk milletini sevmenin ve Türk milletinin sizi sevmesinin bedelini ödüyorsunuz...
Ülkücüler, milleti sevmenin, millete adanmışlıklarının bedelini 12 Eylül'de nasıl ödedilerse siz de bugün ülkücüleri ve milleti sevmenin bedelini ödüyorsunuz...
Bu devletin birliği ve bekâsı, Türk milletinin istikbâli, Türk vatanının nâmusu 15 Temmuz gecesi ihânete ve saldırıya uğramıştır ve bu saldırı bizzat milletin sinesinden püskürtülmüş ve savrulmuştur.
Asırlarca üç kıtaya hükmetmiş Türk milletinin düşmanlarının sırtında bile kılıç izi yoktur.
1. Dünya Savaşı'nda asırlarca berâber yaşadıkları tarafından sırtından hançerlenen Türk milleti, 15 Temmuz'da da çoğu zaman olduğu gibi yine sırtından hançerlenmiştir. Bu ülkede doğan, bu ülkenin ekmeğini yiyen, bu ülkenin okullarında okuyup bu devletin kadrolarında yer bulan, bu milletin yardımlarıyla güç kazananlar, devleti ele geçirme hırslarına devleti meze etmeğe çalışanlar, yedikleri kaba def-i hacet etmişler, bu vatanın ekmeğine kan doğramışlardır. Bu milletin Ömer Halisdemir gibi kahramanlarının canına kıymışlar, devletine sahip çıkmak için sokaklara çıkmış insanlarını şehit etmişler, Meclis'ini bombalamışlar, hayatları bu devletin ve milletin düşmanlarıyla savaşmaktan ibâret olan Özel Harekât Merkezi'nde elli polisimizi şehit etmişlerdir...
Türk milleti kendisini sevenleri, kendisine adanmışları bilir, tanır ve sever, tıpkı sırtındaki hançerlerin sahiplerini de tanıdığı gibi...
Allah devlete ve millete zevâl vermesin, Allah bu ülkenin birliğine, dirliğine zevâl vermesin...