Subaylar nasıl değişir? TSK nasıl değiştirilir?

“Bitirme Belgesi” TSK’yı, Genelkurmayı ve Orgeneral Başbuğ’u köşeye sıkıştırma ve sindirme operasyonuna dönüştü... Tüm “Asker” düşmanları, bu vesileyle Orduyu etkisiz hale getirmek emellerine yaklaştıklarını açıkça itiraf ediyorlar... Ve bu operasyon sürdürülürken kamuoyu bu “cambazlıklara” baktırılırken Türkiye’nin en hayati konusu -PKK ile- bölücülükle, Kürt sorunuyla mücadelesi gündemden adeta kasten, düşürüldü... Belki asıl amaç da bu! Çünkü ilginç gelişmeler, “açılıma” verilen yeni yönler var!
Bu mücadele o aynı kişilerin pek umurlarında değil, hatta silahlı mücadelenin yapılmamasını, sorunun “barışçı” açılım ve yöntemlerle çözülmesini, Türk Milleti için ağır bedeli pahasına isterler! Şimdi fırsat bu fırsat!


Değişim
Alı Bayramoğlu yazmıştı: “TSK, ya değişecek, ya değişecek” diye... Dünkü yazısında da soruyor; “Subay ve değişim: Mümkün mü?”
Yanıtı kendisi vermiş; “Dünya, Türkiye, laik kesim, İslami kesim, kurumlar, yargıçlar, savcılar, polisler değişirken asker neden değişmesin, değişim orduya neden değmesin?”
Ayrıntılara girmeden; bilmem bu zat asker ocağını ne kadar tanımıştır? Son yıllarda TSK’nın geçirdiği tekâmülü, yerinde izlemiş midir? Herhangi bir Askeri Okulu ziyaret etmiş, subayların nasıl yetiştirildiklerini incelemiş ve Harp Akademilerinin yabancı ordulara örnek olan yüksek düzeyini, görmüş müdür... Ve rahmetli Doğu Aktulga Paşa tarafından ve Orgeneral Hüseyin Kıvrıkoğlu’nun Genelkurmay Başkanlığında uygulanan radikal reformlardan haberdar mıdır? Bu reformlar sayesinde, Harp Okullarından mezun olan her subay, en az bir yabancı dil bilir ve “master” diplomalıdır.
Türk Subayı, diğer ülkeler için model olmuştur... Önemli bir nokta; bu okullarda, Akademilerde değerli sivil öğretim üyeleri de, dersler, konferanslar verirler... Ancak onlar, şimdi Polis Okullarında-Polis Akademisinde hocalık yaparken, gazetelerde köşe yazarlığı yapanlar değildirler!


Asıl fark, ruh
Ancak, bugünkü Türk subayını, yabancı ülke subaylarından, Türk Ordusunu diğer ordulardan ayıran asıl fark şudur; Türk subayları, astsubayları “Atatürkçü ruha” sahiptirler. Ve evet; kendilerini Atatürk gibi hissederler. Harp Okulunda yoklamalarda, “Mustafa Kemal” denince hep bir ağızdan “Burada” diye bağırmaları tiyatro değildir! İşte Bayramoğlu gibilerin değiştirmek istedikleri de bu “ruhtur”!
TSK, Kuzey Irak’ta PKK eşkıyasına karşı başarılı savaşım vermekte... Son günlerde Kara-Deniz-Hava Kuvvetlerimizin, tatbikatlarını gururla izledik... TSK bugün silah, teknoloji ve eğitim bakımından dünyanın en güçlü ordularından biri! Ama o ruh -Atatürkçülük ivmesi- olmazsa Ordumuz, “Millet ordusu” olmaz da, saray muhafızları, profesyonel lejyonerler haline gelirse, neye yarar? Ama, işte bu adamlar ve yabancılar parayla, pulla elde edilemeyecek bu geleneksel moral gücü “değiştirmek”
isterler .
Son günlerde belge konusunun asıl bam teli de “imza-belge sahteydi değildi” değil, Türk subayını ve Ordusunu değiştirmek çabaları!
Eğer Atatürkçü subaylar, demokrasi edebiyatıyla, medyatik hukuk oyunlarıyla Ergenekon arenasına, gladyatörlerin önüne atılırlarsa, Türkiye’nin ve Türk Ordusunun “tribünlerdeki” bütün düşmanları, eski Roma’da olduğu gibi, başparmaklarını sevinçle aşağıya indirecekler, “bitirin işini” diye bağıracaklardır! Hiç kuşkunuz olmasın!

Yazarın Diğer Yazıları