İklim Değişikliği nedeniyle ülkemizde oluşan kuraklıktan en çok etkilenen şehirlerden biri olan Burdur'da su kullanımını azaltmak üzere yetiştirilen susuz tarım ürünlerinin başında gelen lavanta hasadı başladı.
50 dönümlük lavanta tarlasının hasadında konuşan Burdur Valisi Türker Öksüz; “84 yıl sonra ilk kez en yüksek sıcaklıkları yaşıyoruz, o yüzden çiftçilerimizin su kullanımlarına dikkat ederek damlama veya susuz tarım ürünleri yetiştirmeliler” dedi.
"SUSUZ TARIM BİZİM İÇİN ÖNEMLİ"
Lavantanın Burdur için öneminin büyük olduğunu ve susuzlukla mücadele için çiftçilerin su kullanımına dikkat etmesi ve bu tür susuz bitkileri yetiştirmeye çağıran Burdur Valisi Dr. Türker Öksüz, konu ile ilgili yaptığı açıklamada; “ Bugün lavanta hasadı için üniversitemiz yerleşkesi içerisinde hep bir aradayız. Malum lavanta ilimizin önemli aromatik bitkilerinden birisi. Bugün de onun hasadını gerçekleştirmiş olacağız. Tabi bu vesileyle lavanta hasadını yaparken dikkat çekmek istediğimiz birkaç husus daha var onu da ifade etmek istiyorum. Malum bir iklim değişikliği var bütün dünyada ve buna bağlı olarak da tabii sıcaklıklarda ani düşüşler yükselmeler oluyor ve bu da tabiatın dengesini olumsuz yönde etkiliyor. 1940 yılından beri ilk kez 2024 Mayıs ayında en yüksek sıcaklık ortalaması ölçülmüş durumda.
Bu küresel ısınmanın dünyada ve ülkemizdeki etkilerini göstermesi açısından önemli bir örnek. Dolayısıyla bu küresel ısınma ortamında bizler mutlaka ilk olarak suyu tasarruflu kullanmamız lazım, su verimliliğini ön plana almamız lazım ve yaptığımız tarımsal faaliyetleri de buna göre planlamamız lazım. Daha az su tüketen, suya az ihtiyaç duyan bitkilerin yetiştirilmesi bu anlamda işte aromatik bitkilerin ekimi bu yüzden önemli. Lavantada ve gül üretimi de suya az ihtiyaç duyan bitkilerden. Bunun tabii hem ekonomik değeri var hem de bir yanda suya az ihtiyaç duyma gibi bir avantajları var” ifadelerini kullandı.
SU SIKINTI ÇEKEN ÜLKELER İÇİN GEREKLİ
Ülkemizin uluslar alanda su sıkıntısı çeken ülkeler arasında olduğunu ve bu yüzden de susuz tarıma yönelmenin çok önemli olduğunu belirten Vali Öksüz, “Biz uluslararası göstergeler açısından su sıkıntısı çeken ülkeler arasındayız. Dolayısıyla mutlak surette suya az ihtiyaç duyan bitkilerin üretimine önem vermemiz lazım. Hatta suyu kullanırken içme suyu kaynaklarından değil atık sulardan, yağmur sularından ve derin sulardan faydalanmamız gibi önümüzde önemli bir husus var” dedi.
EKO TURİZME KATKISI BÜYÜK
Susuz tarımın kuraklıkla mücadele dışında eko turizme de büyük katkı sunduğunu belirten Vali Öksüz; “Bizim kurumlarımızın desteğiyle başlatılan “Lavantayı yolu projesi” adlı bir proje vardı. Biz de “Gül yolu projesi” diye bir projeyi de mayıs ayı içerisinde başlatmış olduk. Bu projelerin amaçlarından birincisi su verimliliğine katkıda bulunmak, suyun kullanımının sürdürülebilirliğini sağlamak, ikincisi ise bölgemizin eko turizm imkanlarından daha faydalanmasını sağlamak.
Çünkü artık turizm çeşitleri arasında çevreye duyarlı olan, çevreye saygılı olan turizm türleri ile doğal güzellikleri de ön plana çıkıyor. Dolayısıyla ilimizin güzelliklerini lavanta, gül bahçelerini, ilimiz tarihi değerlerini, kültürel değerlerini, antik kentlerini bu vesileyle eko turizm ile birlikte canlandırma gayreti içerisindeyiz. Geçtiğimiz günlerde de balon turizminde de bir destinasyon olma yönünde önemli bir adım attık. Bugün de burada eko turizmimize katkı sağlayacak bir lavanta bahçesindeyiz. Artık “Gül Yolu projesi” ve “lavanta Yolu projeleri” ile ilimiz eko turizmde daha ileri hareket edecek ben buna inanıyorum. Bizler de bu anlamda katkı sağlamaya devam edeceğiz.
"TÜRKİYE'DE İLK SIRADAYIZ"
Suya az ihtiyaç duyan ürünlerin yetiştiriciliğinde Burdur'un Türkiye'de ilk sıralarda olduğunu bu yüzden de şanslı olduklarını dile getiren Vali Dr. Öksüz; “İl olarak suya az ihtiyaç duyan anasonda, çörek otunda, rezene gibi bitkilerde de Türkiye'de önemli üreticiler arasındayız. Dikiliş alanı bakımından 1 ve 2'inci sıralardayız. Dolayısıyla bunun da önemini kıymetini bilerek ama burada da kalmayarak mutlaka suyu tasarruflu kullanan, az tüketen bitkilere yönelmemiz lazım. Hem çevreye katkıda bulunmak hem de ilimizin eko turizmine katkı sağlamak için çalışmalarımızı bundan sonra da sürdüreceğiz.” açıklamasında bulundu.
LİTRESİ 750 LİRADAN SATILIYOR
Hasadı yapılan lavantaların yağları çıkarılarak litresinin 750 TL civarında satıldığını da belirten Sarıca; “Son iki yıldan beri lavanta yağlarının fiyatı düşük seyrediyor. Özellikle 400-750 TL arası fiyat söz konusu ama önümüzdeki yıllarda artarak gideceğini düşünüyorum. Bizdeki asıl amaç lavantadan çok yüksek gelir elde etmek değil. Lavantaya, tıbbı aromatik bitkilerin başkomutanı diyebiliriz. Çünkü insanlar lavantayı görmeye geldiklerinde burada su olayını düşünmeye başlıyorlar. Susuz yetiştiğini görüyorlar. Susuz yetişmesiyle birlikte diğer tıbbı aromatik bitkilerin de yetişebileceğini görüyorlar. Bir anlamda da kokusuyla, rengiyle insanları alanlara çağırıyor. En azından insanların kafasında bir soru işareti oluşturması açısından lavanta her zaman bizim için bir öngörü.” değerlendirmesinde bulundu.