Şu FETÖ'cülük bıktırdı!
Partilerin birbirlerine FETÖ'cülük suçu isnatları hakikaten bıktırdı. Türkiye tarihinde görülmemiş bir "kumpas"la karşı karşıyayız. Bir cemaat hedefini gizleyerek, ülkemizi bırakın dünyanın her yerinde kılcal damarlara kadar sirayet etmiş, sonra siz çıkıyorsunuz, "asıl FETÖ'cü sensin, yok ben değil sensin!" kavgasına giriyorsunuz.
Bu kavgadan hiçbir neticeye varamazsınız.
Kemal Kılıçdaroğlu, "Gelecek grup toplantısında belgeleri açıklayacağım." dedi. O grup toplantısından önce CHP, gazetemizin yönetici ve yazarlarına bir yemek vermişti. Orada Kılıçdaroğlu'na bu belge meselesini sordum. Özel bir belgeden bahsetmedi. Sonra salı günü grup toplantısında, "Devleti FETÖ'ye teslim eden kişinin adı Recep Tayyip Erdoğan'dır." dedi.
Kılıçdaroğlu, bunu ilk defa söylemiyordu. R. T. Erdoğan, grup toplantısını ertesi gününe alarak, inceden inceye ön hazırlık yaptı. Slaytlar hazırlattı. Kılıçdaroğlu'nun değişik vesilelerle yaptığı konuşmalarını verdi.
Bence R. T. Erdoğan, Kılıçdaroğlu'nun tuzağına düştü. Çünkü CHP iktidar değil; Cemaat'e sunacağı imkân elinde yok. Cemaat niye CHP'ye yanaşsın ki...
Cemaatler daima, devleti elinde tutan partilere yanaşır. Partiler de güç gördüğü cemaatlere imkân sunar ki, kendilerine getirisi olsun.
Cemaatlerle (Cemaat deyince tarikatları da içine katın.), Ak Parti arasında, hâliyle bir fikrî yakınlıktan da bahsedebiliriz. İki taraf da "din-iman" diyerek -sözümü başka manalara çekmeyin- karşılıklı "götürme", karşılıklı "hedefe varma" hesabı içine girmişlerdir.
CHP, dini vicdanla sınırlamıştır. Laiklikten bahseder. Ak Parti ve cemaatler "laiklik" deyince irkilirler. Hakikaten geçmişte "laiklik" ve "irtica" zıt anlamlarda kullanılmış, dinî esaslar üzerinden yürüdüklerini iddia eden partiler ve cemaatler "irtica" kategorisi içinde görülmüşlerdir. Zirve 28 Şubat vetiresidir. 28 Şubat vetiresinde, halkımız çok ama çok mağdur edildi. İnsanlarımız, haksızlıkları görünce, bir de şu "irticacılar"ın getireceklerine bir bakalım diyerek yönlerini değiştirmişler, Ak Parti'yi iktidara taşımışlardır.
Gerçi şimdi halkımız iktidar yaptıklarının neyi götürdüklerini artık ayan beyan gördüler, keşke denemez olaydık, dediler ama...
İnsaf edin! Cemaat, CHP'ye ne kadar sızabilir? Mümkün mü? Sızması eşyanın tabiatına aykırı.
Ak Parti, Fethullahçıları büyüttüklerini kabul etmeli. İnkâra kalkışmamalılar, şıltak koyurmamalılar, ortalığı velveleye verip hakikatin üzerini örtmeye kalkışmamalılar. CHP ile kıyasladığınız zaman Cemaat hangisini tercih eder, gizli emelleri için hangisini ele geçirmeyi uygun görür?
Bir yere nüfuz edebilmek için asgarî müştereklere de bakılır. Hangi partiyle ortak noktalar daha fazla?
Bu kadar sayıp dökmeye de gerek yok."Aldatıldık. Allah bizi affetsin!" diyen kendileri. 2004'te MGK'da önlerine rapor konduğu hâlde raporu sümen altı eden kendileri... Kendi MİT'leri rapor verdiği hâlde, dikkate almayan yine kendileri...
Siyasî ayak aramanın bir manası yok. Darbeyle ilişkisi olmadıktan, gizli örgütlenmesi ispat edilmedikten sonra insanları nasıl suçlayacaksınız!
Tuhaf olan da Cemaat'in okları üzerlerine yönelince, bir tarih koymaları. Kusura bakmasınlar, bu saçmalık. Önce suçlamalardan aklanmaları gerekirdi; örtbas ettiler.
Sular durulur mu, bilmiyorum... İleride her şey ama her şey tekrar masaya yatırılacaktır.
Sizler birbirinizi böyle suçlarken, Fethullahçılar, yiyin birbirinizi diyorlardır.