Stajyer Kazakistan uzmanları
Dönem başkanlığını Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı''nın yaptığı Türk Devletleri Teşkilatı''nın ne olduğunu, ne zamandır ve neden var olduğunu, kimin/kimlerin çabalarıyla kurulduğunu hatta merkezinin nerede bulunduğunu bile sadece "sanan" bir grubun söylediği hiçbir şeyi ciddiye almamakla birlikte, Kazakistan''da "zam" bahanesiyle başlayan kargaşanın ilk anından itibaren ekranlarda arz-ı endam eden sefaleti not düşmek adına paylaşmak istediğim birkaç tutarsızlık var.
***
BİRİNCİSİ:
Müzmin, "her konunun uzmanı" bu güruha sorulduğunda, Kazakistan''ın Rusya''dan destek talep etmesinden müthiş derecede rahatsız olduklarını söylüyorlar. Kazakistan ordusunun büyüklüğü ve gücünden dem vuruyor, böyle bir yardıma ihtiyacı olmadığını savunuyor, Rus askerinin Kazakistan''a girmiş olmasına zinhar tahammül edemiyorlar.
Ki, buraya kadar haklılar.
Ne ABD, ne Çin, ne Rusya ne başka bir "dış ve emperyal güç"; hiçbiri, hiçbir kılıfla, hiçbir Türk devletine müdahale edememeli bence de.
Lakin, tam da bu noktada keyif kaçırıcı bir küçük sorum var:
Kazakistan ordusu güçlü de, Azerbaycan ordusu çok mu güçsüzdü?
Rus askerleri Kazakistan''a girdi de, Azerbaycan''a girmedi mi?
Kazakistan''ın, karşı karşıya kaldığı kaos sonrası topraklarını Rusya patronluğundaki Kolektif Güvenlik Örgütü''ne açması esef verici olabilir. Ama Kazakistan yönetiminin tavrına, "ihanet"ten "ülkeyi peşkeş çekmeye" kadar bir dizi itham eşliğinde itiraz edenlerin, beri yanda, Azerbaycan topraklarının bir bölümünün aynı Rus Barış Gücü''ne emanet edilmesiyle sonlanan süreci "Zafer" diye alkışlıyor olması da trajikomik değil midir?
Rus Barış Gücü, Azerbaycan''da "iyi" de Kazakistan''da mı "kötü"; kötüyse bunu iki durum ve tarafta da açıkça ifade edebilmek gerekiyor mu?
***
İKİNCİSİ:
Bir Türk devletinde; Azerbaycan''da, "işgalci" konumu halen yüzde yüz sonlanmamış olan, bir Türk devletinin, Türkiye''nin topraklarında hak talep eden, hali hazırda bir Türk yurdu olan Revan''a tarihî bir katakulli sonucu yerleşmiş bulunan, "katıksız Türk düşmanı" tanımında bulunmak için de ırkçı olmaya gerek bulunmayan Ermenistan''ın, elinde Türk kanı olan askerlerinin, başka bir Türk Devleti''ne "Barış Gücü" sıfatıyla girmesinden büyük hakaret olamaz.
Bundan kaynaklanan her türlü itiraza, hazımsızlığa, rahatsızlığa, kırgınlığına yüzde yüz bin katılırım.
Ve fakat;
Bir yandan, Kazakistan''ın Ermenistan Barış Gücü''ne açılmasını bu denli hazin bulup da, diğer yandan Türkiye''de iktidarın yeniden ısıttığı Ermeni açılımına "yerli ve millî(!)" saik oluşturma yarışı yapmak ne?
***
ÜÇÜNCÜSÜ:
Kazakistan Cumhurbaşkanı''nın, "dış müdahale daveti"yle sonuçlanan olaylara katılanları "terörist" ilan ettiği ve "uyarı olmaksızın ateş emri verdiğini" açıkladığı konuşmasını kabul edilebilir bulmayıp da, o konuşmanın Türkiye versiyonlarını kabul edilebilir ve dahi desteklenebilir bulmak nasıl oluyor da mümkün olabiliyor?
SORU-YORUM
Türk Dünyası''nda "devlet"le bir hale gelen tek lider Nazarbayev mi?
Ailesi hakkında "yolsuzluk ve haksız servet" iddiaları bulunan tek lider Nazarbayev mi?
Değilse Nazarbayev''i hedef, benzer suçlamaların odağındaki diğer liderleri ise müttefik haline getiren fark ne?
SORU-YORUM-2-
Al yüz yıllık "imparatorluk" tarihine sahip, uğradığı işgalden "bağımsızlık savaşı" vererek kurtulmuş, yüz yıllık Türkiye Cumhuriyeti''nin vatandaşları arasında bile "Türk değil Türkiyeliyim" diyen, "Türklükten istifa" kuyruğunda bekleyen gruplar mevcutken, siz, 70 yıl Rus hâkimiyetinde kalmış 30 yıllık bir devletin, milletleşmesini tamamlayamamış toplumunun yaşadığı kimlik bunalımını mı yadırgıyorsunuz sahiden?
Biz bu haltı niye yedik
Birkaç gündür devam eden bazı semptomlardan huylandım, dün, eve en yakın hastaneye gidip PCR testi yaptırdım.
Şu kadarını söyleyeyim; aşılama akabinde azalmış gibi gözüken test kuyrukları yine uzadıkça uzamaya başlamış.
Covid servisleri hem yeniden hareketlenmiş, hem de yeniden "izolasyon"ları hissedilir seviyeye getirilmiş.
Keza yoğun bakım dolulukları sır değil.
Okullarda "pozitifli" oldukları için eğitimlerine ara verilen sınıfların artışı da öyle…
Bu tabloya rağmen sergilenen rahatlığa bakınca geçen yılki yoğun tedbirleri ve o malum fıkrayı hatırlamadan edemiyor insan;
Peki biz bu haltı niye yedik ağam!
Madem sonu böyle olacaktı onca çileyi neden çektik?