Fesupanallah...
Hükümet Sözcüsü Bey "en iyi savunma saldırıdır" diyerek olmalı (AKP-MHP ittifakını değerlendirirken CHP'ye ittifak dizayn etmeye kalkışmanın başka izahı yok çünkü) durduk yere "CHP'nin Türk siyasi hayatında fikren kendisine en yakın partinin HDP olduğunu" buyurdu.
Yetmedi, "Biz biliyoruz ki HDP'liler, CHP'liler seçimde birlikte hareket edecekler. FETÖ, onlarla beraber hareket edecek" dedi.
Nereden biliyorsunuz acaba?
Baba Vanga sanki!
***
Sanırsınız ki, HDP'lileri (o zaman BDP'ydi) önce İmralı'ya, PKK terör örgütü başı caniyle görüşmeye, sonra Kandil'e PKK'lı teröristlere "yol haritası" takdimine CHP gönderdi.
Sanırsınız ki, HDP'lilerin Diyarbakır'da Nevruz alanında Öcalan'ın mektubunu okumasına (hem de iki defa) CHP izin verdi! Bu mektup okuma faslının bütün TV kanallarında canlı yayınlanmasını CHP teşvik etti!
Sanırsınız ki, devletin resmi belgelerine "Kürdistan" ifadesi CHP iktidarında girdi; "Kürdistan" adıyla dernekler kurulmasına CHP izin verdi...
Sanırsınız ki, terörist Salih Müslim'i CHP Türkiye'ye getirdi...
Sanırsınız ki, Dolmabahçe'de HDP'lilerle mutabakata varan CHP'ydi...
Sanırsınız ki, şimdi "FETÖ" dedikleri yapıya "ne istedilerse veren" CHP'ydi...
Sanırsınız ki, CHP lideri kendisini "FETÖ" organizasyonu olan kumpas davalarının savcısı ilan etmişti...
AKP, HDP'lilerle kol kola -PKK'nın palazlanmasını sağladığını sonradan kendilerinin de itiraf ettiği- "çözüm süreci"ni işletirken CHP'nin "inisiyatifi PKK'ya bırakmayın" diye hükümeti uyarmaya çalıştığını, MHP'yle birlikte TBMM Toplumsal Barış Yollarının Araştırılması ve Çözüm Sürecinin Değerlendirilmesi Amacıyla Kurulan Meclis Araştırma Komisyonu'na üye vermediğini, AKP Türkiye Cumhuriyeti'nin Genelkurmay Başkanı, Kuvvet Komutanları, Ordu Komutanları da dahil bu ülkenin nice kahramanının teröristlikle suçlanmasına ve hatta müebbede çarptırılmasına seyirci kalırken, CHP'nin her şeyi göze alarak Silivri'de kurulan hukuksuzluk, adaletsizlik, vicdansızlık barikatlarını aşmak için verdiği mücadeleyi hatırlayınca; pes yani...
Benim kelime dağarcığım yetmiyor tanımlamaya; gerçeğe böylesine takla attırmanın adı pişkinlik değilse nedir acaba?
***
MHP'yle "fikri yakınlık" testi
Bekir Bozdağ'ın CHP'ye yaptığı yakıştırmaların "gerekçesi"nde olduğu gibi "siyasi ittifak"ın temeli "fikri yakınlık" ise AKP'nin cevaplaması gereken bazı sorular var:
- Hocalı soykırımının yıldönümünün arifesinde, vaktiyle Ermenilerden dilediğiniz özrü geri alıp, yaraladığınız mezalim mağduru Türklerden özür dileyecek misiniz mesela?
Ve elbette...
- "Ulusçulukla hesaplaşmak"tan vaz geçtiniz mi?
- Türk Milliyetçilerini "vampir, kan emici, ırkçı, kafatasçı" görmekten vaz geçtiniz mi?
- Milliyetçiliği ayaklarınızın altından başınızın üzerine mi çıkardınız mı?
- Kendilerini "Türklüğün sembolü" olduğu için "bozkurt"la tanımlayanları "eşrefi mahlukat" saymaya başladınız mı?
- 'Derviş Vahdeti'ci misiniz, 'Kubilay'cı mı?
- 'Vahdettin'ci misiniz, 'Atatürk'çü mü?
- 'Damat Ferit'çi mi, 'Kaymakam Kemal Bey'ci mi?
- 'İskilipli Atıf'cı mı, 'Kuvvacı' mı?
- "Osmanlıcı" mısınız, "Türkçü" mü?
- "Ümmetçi" misiniz, "milliyetçi" mi?
***
Kendini sıfırlayanlar kulübü
Partisinin MYK üyesi... "İttifak"a muhtemel katılımlar soruluyor. "Ben bilmem, partinin yetkili kurulları bilir" diyor; sen o kurulların üyesi değil misin be adam!
Adam milletvekili... "İttifak"a muhtemel katılımlar soruluyor. "Bunlar siyasi değerlendirmeler" diyor; sen nesin peki?
Kendini sıfırlayanlar kulübüne döndü Türk siyaseti!
Ne diyeyim; lider sultası altında yurdum siyasetçisini böylesine ezen, büzen, kişiliksizleştiren devran utansın!
***
Özgecan da 12 yaşından büyüktü
Kasten insan öldürene müebbet cezası veriyorsun, kasten insanı yaşarken her gün öldüreni cezadan kaçırmak için garabet eşikler yaratıyorsun; iş mi bu şimdi?
Çocuğa yönelik cinsel istismar cezaları 12 yaş altı-üstü olmak üzere ayrılacakmış; tacize, tecavüze uğrayan "çocuk" 12 değil de 13 yaşında olursa "hımmm acaba rızası mı vardı" şüphesiyle karar verecekmiş hâkim amcaları o çocuğun katilinin akıbetine!
Katliam çünkü aslında çocuk tacizi de; psikolojisi sil baştan inşa edilemezse ölümü bile aratır bir işkenceye dönüyor o çocuğun kalan ömrü neticede.
Bu ayrımı icat eden her kimse Özgecan'ı hatırlatmak isterim kendisine; 20 yaşında uğradı tecavüze... Ölmeseydi, yaşıyor olsaydı; 12 yaşından büyük diye "rıza" ihtimali üzerinde mi durulacaktı?
