Soylu’ya kızmayalım!

O cezaevi Yedikule zindanları gibiydi... Sırf su ve kuru ekmekle beslenerek 45 sene yattığı Pınarhisar Cezaevi, içine ışık girmeyen hücrelerin, insafsız işkencecilerin ve etrafında timsah dolu su kanalların bulunduğu bir yerdi...
Buradan normal bir insan değil, çıksa çıksa bir ‘kahraman’ çıkardı ve öyle de oldu... Hadi etraftakiler neyse, kendisi de bu rolü hiç yadırgamadı... Kazlıçeşme’de miting meydanına asılan ve ‘Yeni Fatih’ göndermesi yapılan “Yıl 1453 Gemiler Yürür Karadan, Yıl 2023 Gemiler Yürür Kanaldan” pankartını okuyunca ne demişti: “Bizim insanımız işte bu kadar zeki. Evet, o ecdadın torunu olursan böyle olur...”
Onu ‘ebedî lider’ ilan eden Süleyman Soylu ne yapsın? Yeni mekânında amansız bir rekabet var!.. Ona dokunmayı ‘ibadet’ sayan milletvekili buradaydı!.. ‘Peygamber’ kabul eden yönetim kurulu üyesi buradaydı!.. ’Türkçülük ayağının altında’ama yağcılık başının üstünde olan ve Emine Hanım’ın önünde rükû pozisyonunda eğildiği fotoğrafa ödül kazandıran ‘İslâmcı’buradaydı... Erdoğan hakkında daha önce sarfettiği hakaretler ses kaydıyla ortaya çıkınca, “Bunlar benim cahiliyye dönemime ait” diyerek, ‘İslâmcı’ günlerini de yine İslâmî terminolojiyle işportaya çıkaran ‘kıvrak’ buradaydı!..
‘Kayıp yıllar’ dolayısıyla aradaki farkı kapatması gereken Soylu, Erdoğan’ı ‘kıyamete kadar lider’ ilan etmesin de ne yapsın Allah aşkına? Zaten ‘yüceltme’de sınır mınır kalmadığına göre, bunun bir adım sonrası, ‘Ahiret’te de liderlik’tir ki, zannediyorum bunun için çalışmalar yakında başlayabilir!.. KGS’yle geçilecek özelleştirilmiş bir sırat köprüsü, altında toplanılacak bir de sancak ayarlandı mı, bu iş tamamdır!..
Bakın deveden düşen belediye başkanının ilk sözleri ne: “Liderimin izinden gidiyorum!..” Mübarek sanki Mekke’nin fetih yolculuğunda düşmüş!.. İlgili deve bu sözlere gülmüş müdür bilmiyorum ama bu ‘yoldaş’lığı mutlaka takdir etmiştir!.. Ya “Birazdan Başbakan’ın görüneceği televizyonu nasıl yere koyarsınız?” diye hiddetlenen ve onu derhal bir platformun üzerine çıkararak kavmini helâktan kurtaran belediye başkanına ne demeli?
Soylu da biliyor ki, bu ülkede eski bir milletvekilinin evinde dünyanın ilk ve tek ‘hatıra balyoz’u var!.. Başbakan kilitli kaldığında arabanın camını kırmaya yarayan balyoz!.. Soylu da biliyor ki, bu ülkede bir otelin açılışında kurdela kesmekte kullanılan ve camekânda sergilenen bir makas var!.. Başbakan’ın eli değdiği için neredeyse ’Hacer-ül Esved’muamelesi yapılan bir makas!.. Yanına yaklaşmak için abdestli olmak gerekiyor mu, onu henüz belgeleyemiyoruz!.. Ve Soylu yine biliyor ki, Başbakan’ın doğum gününü kutlamak için “Duygularım kabardı patlayacağım/ Kabıma sığmıyorum çatlayacağım/ Öyle anlar oluyor ki/ Dünyayı tek elle kaldıracağım” diye şiir yazan müşavirler var!..
Bu âlemde tutunmak için Soylu ne yapsın? ‘Son Osmanlı Pardişahı Birinci Recep Tayyip Erdoğan’yazılı pankartların yadırganmadığı bir iklimde kendisini nasıl ifade etsin? Geniş ‘vizyon’u gereği, yeni liderinin görev süresini ‘ebediyet’e uzatacaktı elbette!.. Hazır tek rakip Kuzey Koreli topuklamışken!..
‘Empati’ yapıyorum ve sonuda hak veriyorum... Gidip, o ‘şanlı balyoz’u veya yerden yükseğe kaldırılmış o led televizyonu üç kere öpüp alnına götürerek veya o ‘mukaddes makas’ın etrafını tavaf ederek sadakâtini ispatlayacak değildi ya!..
Kimisi onun DP Genel Başkanı’yken Başbakan’a söylediklerini yazıp çiziyor... Yok efendim, karısının çocuklarının yüzüne nasıl bakıyor, at üstünde duramayan ülkeyi yönetemez, rantın babasını getirdi, yarım hoca, yarım doktor, kendisini padişah sanıyor gibi laflar etmiş... Haaa, bir de yolsuzluk “Paçasından akıyor” demiş...
Hiç önemli değil, ‘paça çorbası’ her derde devadır!.. Diğer lâfları da ‘cahiliyye çukuru’na yuvarlarsınız gider!..

Yazarın Diğer Yazıları