Bakan Soylu, kuruluşunun 191. yıl dönümü dolayısıyla 81 ilin zabıta teşkilatının temsilcileriyle bakanlıkta bir araya geldi.
İsrail'den insansız hava araçları alındığında birtakım zorluklarla karşılaşıldığını anımsatan Soylu, savunma sanayisini millileştirmenin Türkiye'nin en önemli politikalarından birisi olduğunu söyledi.
Soylu, İçişleri Bakanlığı'na ait insansız hava araçlarının 'iç güvenlik çerçevesinde teröristlerin yerlerini belirlemek için 1 yıl önce havada kaldığı saatin ayda 20 saati geçmediğini, ancak bunların en son haftada 620 saat uçuş yaptıklarını, bunun da ayda 2 bin 500 saate denk geldiğini' söyledi.
'ÖYLE ZEHİRLİ KELİMEDİR Kİ BU…'
Bakan Soylu, konuşmasına Tanrıkulu'nu işaret ederek şöyle devam etti: "Birileri bundan rahatsız olmuş. 'Savaşta bile bu kurallar uygulanmaz' diyor. Savaş ne demek? Yani biz PKK ile savaşıyoruz, öyle mi? Öyle bir zehirli kelimedir ki bu. Bu kelimenin anlamı şudur, PKK bir terör örgütü değil, Allah korusun onların dilinde PKK, Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile eşit şartlarda savaşabilecek bir yapının sahibi. Aslında silahlı insansız hava araçlarını bir şekilde suçlamaya çalışırken, terörle yaptığımız mücadeleden incindikleri apaçık ortadadır. Bunu açık söyleyeyim ana muhalefet partisinin bu milletvekiline acilen çağırıp ağzının payını vermesi lazım. İyi ya sivil insanlarımızı öldürecekler, öyle mi? Sadece ekmek kazanmak için, birisinin elektriğini bir yerden bir yere bağlayabilmek için gidebilecek silahsız masum insanları öldürecekler, bir tek sesiniz çıkmayacak sizin. Sonra 'adalet' diye yürüyeceksiniz. Orada insanlarımızı, köylerinde yolların imecesini yapabilmek için bir araya gelmiş insanları, sivil masumları öldürecekler.
"Başkalarının tercümanlığını yapıyorlar. Bu kadar açık ve nettir. Bugün jandarmamız, polisimiz, korucumuz, Türk Silahlı Kuvvetlerimizin mensupları Mehmetçiklerimiz hep beraber yoğun bir mücadele ortaya konulmaktadır. Kimse canını düşünmüyor. Herkes memleketimizin hürriyetini, yarınlarını ve geleceğini düşünüyor."