Sosyal medya, son yıllarda tüm dünyada büyük bir etki alanına sahip oldu ve gençlerin günlük yaşamlarının ayrılmaz bir parçası haline geldi. Facebook, Instagram, TikTok, Snapchat ve diğer platformlar, gençlerin büyük bir çoğunluğu tarafından gün boyu aktif olarak kullanılıyor. Ancak, son yapılan bilimsel araştırmalar, gençlerin bu dijital dünyada geçirdiği zamanın, beynin kimyasal yapısını derinden etkileyebileceğini ortaya koydu. Özellikle anlık geri bildirimler ve sosyal medya platformlarında sağlanan "haz" duygusunun, beyin kimyasını nasıl değiştirdiği, gençlerde dijital bağımlılığın artmasına neden oldu.
Sosyal medya platformları, kişilerin kısa süreli hazlar yaşamasına yol açan, ödüllerle pekiştirilmiş bir sistem sundu. Beynin ödül merkezi olarak bilinen "nucleus accumbens", sosyal medya platformlarında alınan "beğeniler", "yorumlar" ve "paylaşımlar" gibi anlık geri bildirimlerle aktif hale gelir. Bu geri bildirimler, beyindeki dopamin salınımını artırarak kişiye haz duygusu verir. Dopamin, beyin kimyasalları arasında "ödül" ve "haz" ile ilişkilendirilen bir nörotransmitterdir. Bu kimyasal, insanları ödüllerle motive ederek, bu ödülleri tekrar aramaya yönlendirir.
Prof. Dr. Naomi Fineberg, İngiltere'deki Hertfordshire Üniversitesi'nde psikiyatri profesörü ve dijital bağımlılık üzerine yaptığı çalışmalarıyla tanınan bir uzman.
Fineberg, sosyal medya kullanımının beynin dopamin sistemini nasıl manipüle ettiğini şu şekilde açıklamakta:
"Sosyal medya, beynin ödül sistemini sürekli olarak tetikler. Kullanıcılar, her 'beğeni' veya 'paylaşım' aldığında, beyinde dopamin salınımı artar. Bu da kişiyi daha fazla sosyal medya kullanmaya teşvik eder. Bu anlık ödüller, kısa vadede haz verici olsa da, uzun vadede bağımlılığa yol açabilir."
GENÇ BEYİN VE DİJİTAL BAĞIMLILIĞIN PSİKOLOJİK TEMELLERİ
Ergenlik dönemi, beynin gelişiminde kritik bir evredir. Bu dönemde, beynin karar verme, risk alma ve ödülleri algılama merkezleri hala gelişmekte. Bu nedenle, sosyal medya ve dijital platformlar, gençlerin beyin yapısını daha hassas bir şekilde etkiler. Gençlerin beyinleri, yetişkinlere göre daha fazla ödül arayışında olabilir ve bu da onları dijital bağımlılığa daha yatkın hale getirebilir.
Dr. Jean Twenge, San Diego Eyalet Üniversitesi'nde psikoloji profesörü ve dijital medya ile gençlik üzerine yaptığı araştırmalarla tanınan bir uzman, bu konuda şunları belirtti:
"Ergenlik dönemi, beyin kimyasının hızla şekillendiği bir dönemdir. Sosyal medya, gençlerin beyin gelişimini doğrudan etkiler ve özellikle ödül sistemi üzerinde yoğun bir baskı oluşturur. Gençler, her yeni bildirimle ödüllendirilmiş gibi hissederler, bu da daha fazla sosyal medya kullanma isteğini doğurur. Bu durum, dijital bağımlılığı artırabilir."
SOSYAL MEDYA BAĞIMLILIĞI: ANLIK GERİ BİLDİRİMLER VE BEYNİN KİMYASAL DÖNÜŞÜMÜ
Sosyal medya platformları, kullanıcılarına anlık geri bildirimler sunarak, beynin kimyasal tepkilerini sürekli olarak tetikler. Bu da, kişilerin sürekli olarak platformları kontrol etmelerine ve daha fazla içerik üretmeye yönlendirilmesine neden olur. Beynin bu şekilde sürekli ödüllendirilmesi, sosyal medya kullanımının giderek bir alışkanlık haline gelmesine yol açar. Bu durum, gençlerde dijital bağımlılığın temel nedenlerinden biri olarak karşımıza çıkar.
Dr. Andrew K. Przybylski, Oxford Üniversitesi'nde dijital medya ve psikolojik sağlık üzerine çalışan bir araştırmacı.
Przybylski, sosyal medya kullanımının beyindeki kimyasal etkilerini şu şekilde açıklamakta:
"Sosyal medya, beynin ödül sistemine sürekli bir uyarı gönderir. Bu da kişiyi sürekli olarak platformları kontrol etmeye ve yeni içeriklerle etkileşime girmeye zorlar. Bu 'sürekli ödüllendirme' mekanizması, kişiyi dijital bağımlılığa sürükler. Gençlerin sosyal medya kullanımı, bu kimyasal dönüşüm sürecini hızlandırır."
SOSYAL MEDYA BAĞIMLILIĞINDAN KORUNMA YÖNTEMLERİ
Sosyal medya bağımlılığının gençler üzerindeki etkilerini azaltmak için çeşitli yöntemler geliştirildi.
Uzmanlar, sosyal medya kullanımını sınırlamak ve dijital detoks yapmak gibi yöntemlerle bu bağımlılıkla başa çıkılabileceğini belirtmekte. Ayrıca, ailelerin ve eğitimcilerin gençlerle bu konuda açık bir iletişim kurması, dijital bağımlılıkla mücadelede önemli bir rol oynamakta.
Prof. Dr. Sherry Turkle, psikoloji profesörü ve dijital dünyadaki insan ilişkileri üzerine uzmanlaşmış bir akademisyen, sosyal medya bağımlılığının önlenmesi konusunda şunları söylemekte:
"Gençlerin sosyal medya kullanımını sınırlamak için bilinçli aile içi iletişim ve eğitim çok önemli.
Ayrıca, dijital detoks yapmak, gençlerin beynini yeniden dengelemelerine yardımcı olabilir.
Sosyal medya, sadece bir araçtır, bu aracı bilinçli kullanmak, dijital bağımlılıkla mücadelede en etkili yoldur."
SOSYAL MEDYA VE BEYİN KİMYASI
Sosyal medya, gençlerin beyin kimyasını değiştiren güçlü bir araçtır. Beynin ödül sistemini sürekli tetikleyen sosyal medya platformları, gençleri dijital bağımlılığa itebilir. Dopamin salınımı ile tetiklenen haz duygusu, gençlerin daha fazla sosyal medya kullanmasına neden olur. Ancak, bu bağımlılıkla başa çıkmak için bilinçli kullanım, dijital detoks ve aile içi iletişim gibi stratejiler büyük önem taşır.
Sosyal medya bağımlılığı, yalnızca bireylerin değil, toplumların da karşı karşıya olduğu bir sorun haline geldi. Bu nedenle, sosyal medya kullanımına yönelik bilinçli farkındalık yaratılması, dijital bağımlılıkla mücadelede önemli bir adım olacağının altı çizildi.