Tarihe geçen ironiler listesi yapılsa herhalde başa oynardı George Soros'un, New York Times'ta yayınlanan şu sözleri:
- Benim için para bir güç kaynağı değil, özgürlüktür!
Soros'un bireysel özgürlüğünü finanse ettiği parayı, dünyanın dört bir yanında toplumsal kölelikler oluşturmak üzere harcaması nasıl yaman bir çelişki değil mi!
***
Sen Yugoslavya'dan Ukrayna'ya, Haiti'den Moğolistan'a, Gürcistan'dan Güney Afrika'ya, İran'dan Suriye'ye kadar, elinin paran sayesinde erdiği her bir kilometrekarede Amerikan politikalarına esareti reddeden iktidarları "kan dökmeden, sivil darbeyle devirme" operasyonunun ana sponsoru olacaksın...
Dağıttığın paralar birçok devletin boynuna IMF'nin boğma teli...
Birçok "devlet adamı(!)"na -tam manasıyla- tasma...
Milletlerin ayağına pranga...
Toplumlara kafes...
Milyonlarca gencin geleceğine demir parmaklık olarak dolanacak...
Foyan iyice gün yüzüne çıkıp da "açık toplum" masalının büyüsü bozulunca "kanlı olsun bizim olsun" fazına geçecek ve yüzbinlerce bebeğin körpe bedenlerine saplanan mermi, evlerini başlarına yıkan bomba olacak her bir doların...
Ve sen "özgür" olacaksın bu sayede!
***
Makbuz karşılığı toplumu dönüştürme mühendisliğine soyunan, Türkiye'yi "bugün"e sürükleyen, son kullanma tarihleri dolduğu gün kendileri de ıskartaya çıkarılan, "eski Türkiye"yi vesayetçi bulup yıkılması için canhıraş uğraşan ve fakat, şimdi, kurulmasına çanak tuttukları "yeni Türkiye"de burunlarını bile dışarıya çıkaramayan, "eserlerinden" arkalarına bakmadan kaçıp başka ülkelere sığınan "Soros'un kalem memurları"na arz ederim!
Soros özgür.
Peki;
Sen özgür müsün Soros vakıfları için raporlar yazan Cengiz?
Sen özgür müsün Hasan?
Sen özgür müsün "ikinci Cumhuriyet" isteyen Mehmet?
Sen özgür müsün fonlanan Taraf'ta kumpasın yayın yönetmenliğini yapan Ahmet?
Sen özgür müsün Eser?
Sen özgür müsün Ali?
Değdi mi!
***
Öğrenmez olaydık!
Missing Children Europe'un verilerine dayanarak hazırlanan rapor hayli ayrıntılı; mesela kaybolan her 100 çocuktan birinin ölüsünün bulunduğu, kayıp çocukların yüzde 46'sının bulunduğu gibi birçok bilgi içeriyor ama bizim medya -nedense- cımbızladığı tek cümleyi tekrarlayıp duruyor her fırsatta:
- AB ülkelerinde her iki dakikada bir çocuk kayboluyor ve bu çocuklarının büyük bölümüne ne olduğu bilinmiyor!
Bu ısrarlı tekrardan maksat nedir?
"Biz en azından başlarına ne geldiğini biliyoruz" diye sevinmeli miyiz, kendimizi şanslı mı hissetmeliyiz yani!
Kaldı ki...
Her "başına ne geldiğini öğrendiğimiz" çocukla birlikte yeniden ve yeniden insanlığın da cenaze namazını kıldığımızı düşününce insan "öğrenmez olaydık" demekten de alamıyor kendisini!
***
Gördüğünüz yerde soruverin
İngiltere, Türkiye'nin hakkında iade talebinde bulunduğu, "FETÖ" çatı davasının firari sanığı Akın İpek'in Londra'dan ayrılmasını yasakladı ve her günün sonunda evine dönme şartı getirdi. Bizdeki anlamıyla olmasa da "ev hapsi"vari bir "tedbir" aldı.
Türkiye ise İpek'in sahibi olduğu gruba dönük operasyona karşı çıkanları siyasetin/TBMM'nin zirvesine taşıdı!
Koza İpek Grubuna kayyum atanmasını kınamak üzere Bugün gazetesine koşan TBMM Başkanvekili'ni ilk gören meslektaşımız sorsa bari;
İngiltere'yi de kınamayı düşünüyor mu kendisi!
***
GÜNÜN SÖZÜ
"Hiçbir kimseye, örgüte ve hele hele hiçbir cemaate ya da tarikata, şeyhe bağlı olmayacaksınız. Bağlı olacağınız tek yer vardır, o da devlettir."
Metin Tanrıver / Kayseri Polis Meslek Eğitim Merkezi Müdürü
++++++++
"Geçmiş olsun"
-----
"Millî Savunma Bakanı Hulusi Akar, Yunanistan Genelkurmay Başkanı Amiral Evangelos Apostolakis'i aradı" haberini görünce nasıl heyecanlandım belli değil...
"Hıh" dedim, "Türk ordusu"nun içinden, "askerlik"ten gelen, bu vatanın her bir karışını korumak için verilen mücadeleyi yaşayarak öğrenmiş birinin Savunma Bakanlığı'na oturması meyvelerini vermeye başladı, şimdi hali hazırda 18 adamızda "işgalci" olan Yunanistan düşünsün!"
Ne yalan söyleyeyim ilk aklıma gelen Akar'ın Yunan komutanı "ayar vermek üzere" aradığıydı...
Meğer, baş ağrısı yüzünden hastaneye yattığını öğrenince "geçmiş olsun" demek için aramış Akar, Apostolakis'i...
Geçmiş olsun!
