Sözcü gazetesi yazarı Soner Yalçın, "Mağdurluktan mağrurluğa" başlıklı köşesinde Türk medyasının içler acısı halini yazdı.
"Kendinize zarar veriyorsunuz. Dolayısıyla ülkeye zarar veriyorsunuz…" diyerek iktidarı da eleştiren Yalçın, "İktidar, Türk medyasını çürüttü maalesef." ifadelerini kullandı.
Soner Yalçın'ın yazısı şu şekilde:
Yapmayınız…
Etmeyiniz…
Kendinize zarar veriyorsunuz. Dolayısıyla ülkeye zarar veriyorsunuz…
Mağdurluktan mağrurluğa geçişin AKP iktidarına büyük zararı oldu.
Dönüp bakınız kısa tarihinize neler yaptınız; ve hangi faydalı sonucu aldınız? Hiç!
Cem Uzan'ı medyadan kovdunuz…
Dinç Bilgin'i medyadan kovdunuz…
Mehmet Emin Karamehmet'i kovdunuz…
Aydın Doğan'ı medyadan kovdunuz…
Ana akım medyanın mülkiyet yapısını kökten dönüşüme uğrattınız. Medya sahipliğini neredeyse bütünüyle el değiştirdiniz.
Yıllarca karşı olduğunuzun benzerini bu kez siz yaptınız. “Havuz medyası” inşa ettiniz.
Böylece:
Türkiye'de resmi tirajlara göre en çok satan 10 gazeteden 9'u, en çok izlenen 10 televizyon kanalından 9'u, en çok dinlenen 10 radyodan 7'si ya tamamen ya da kısmen iktidarınızın kontrolündeki sermaye gruplarının eline geçti…
Bitmedi.
Onlarca gazeteyi kapattınız.
Onlarca televizyonu kapattınız.
Onlarca dergiyi kapattınız.
Onlarca radyoyu kapattınız.
Bitmedi.
Gazetecileri cezaevine doldurdunuz.
Mesela… Sözcü gazetesi çalışanlarını hapsettiniz.
Mesela… Cumhuriyet gazetesi çalışanlarını hapsettiniz.
Mesela… Odatv çalışanlarını iki kez hapsettiniz; Odatv'yi kapattınız.
Erişim engellerinde rekor kırdınız.
Twitter, Youtube, Vikipedi'yi bir kapattınız, bir açtınız.
WhatsApp, Instagram, Facebook'u kısmen engellediniz.
Yemedi:
Sadece…Cumhurbaşkanı'na hakaretten mahkum edilen gazeteci sayısı 53'ü buldu.
860 gazetecinin basın kartını iptal ettiniz.
Gazetecileri işsiz bıraktınız.
Son bir buçuk yılda; sekiz gazeteci fiziki saldırıya uğradı.
Yazmakla bitmez.
Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi'nde 180 ülke arasında Türkiye, 2002 yılında 99'uncu sıradayken, 2019'da 157'nci sıraya geriledi.
Türkiye, 41 OECD ülkesi arasında özgürlükler bakımından son sırada.
Muhalif organları para cezalarıyla yok etme planını devreye soktunuz.
Reklam-ilan dağıtımını kontrolünüz altına soktunuz.
Her muhalif yayın organına maliye müfettişleri doldurdunuz.
İktidarın kontrolündeki RTÜK sadece geçen yıl 121 program durdurma, 1.086 para cezası, 98 yayın yasağı ve 59 yayın lisansı iptal kararı verdi. Neredeyse hepsi muhalif yayın organlarıydı.
En son duymuşsunuzdur:
Halk Tv ve TELE 1'e inanılmaz ceza biçildi; beş gün yayın durdurma! Daha neler…
Neymiş, Diyanet İşler Başkanlığı eleştirilmiş…
Neymiş, II. Abdülhamit eleştirilmiş…
Bırakın insanlar düşündüklerini söylesinler.
Bırakın insanlar tartışsınlar…
Her polemik konusunun karşılığı nasıl ceza vermek olur?
İktidar nereye koşuyor…
Bir kez olsun soğukkanlılıkla düşünmesi gerekiyor: Basın özgürlüğü tablosu çok kötü/negatif görünüyor…
Albert Camus ne kadar doğru demiştir:
-“Özgür basın iyi ya da kötü olabilir ama özgürlük olmayınca basın ancak ve ancak kötü olacaktır!”
İktidar, Türk medyasını çürüttü maalesef.
Ve bilmez mi ki:
Medya özgürlüğü, öteki hürriyetlerin emniyet supabıdır. Ülkede güveni yok ettiğinin farkında değil mi?
Erdoğan'ı kimse uyarmıyor mu?