Son okuduklarımdan...

"Okuduğun her kitapta kendinden bir parça bulursun, o parçaları birleştirdiğinde bir güzel insan olursun..." Atatürk.

Atatürk'ün izindeyim, okuyorum... Okuyorum, yorumluyorum ve elimden geldiğince de yazıyorum (bazıları beni kitap tanıtım yazarı gibi görüyorlar, buna da imkân vermek istemiyorum, orta yolu bulmak amacım).

Bugün en son okuduğum üç kitaptan söz edeceğim. İlki Soner Yalçın'ın "Galat-ı Meşhur/Doğru Bilinen Yanlışlar" adlı kitabı. Kırmızı Kedi Yayınları arasından çıkmış.

Soner Yalçın, bir dedektif özeni ve dikkati ile araştırıyor, olayları ve insanları. Karanlıkta kalanları gün yüzüne çıkarıyor, gerçekler gizli kalmasın çabasında her zaman... Bu uğurda bedel de ödedi. Not etmişim bir kitabından şu sözlerini: "Soru soran, arayan, kovalayan gazeteciyi bekleyen maalesef sadece acıdır. Hakikate tutkuyla bağlı, dürüstlüğünden taviz vermeyen gazeteci, bizim ülkemizde ya işsiz bırakılır, ya hapse atılır ya da katledilir. Bu sebeple gerçeğe aşkla bağlı gazeteci, evini Vezüv Yanardağı'nın eteklerine yapmış yalnız kişidir."

Bu kitaptan alıntı ve ipucu veremeyeceğim, baştan sona her satırı önemli ve çarpıcı. Şaşıracaksınız, bilgileneceksiniz, ülkemizde olup biteni çözümlemede ve yargılara varmada daha çok veriye sahip olacaksınız...

Okuyun, mutlaka okuyun...

İkinci kitabın adı: "Kül Sessizliği"... Şair arkadaşım Ayten Özmeral'in mensur şiir tadında denemeleri var bu kitapta. Aydili Sanat Yayınları yayımlamış. "Dranas'tan bir şiir okuyup Marmara'dan Tuz Gölü'ne dalış yapabilirim", "Mesut Amca, Mesut Amca! Gülüşün elime düştü" gibi satırlar, okunaklı ve dokunaklı kılıyor Ayten Hanım'ı... Tadımlık satırlardan biraz daha sunayım ki nasıl bir yazarla karşı karşıyasınız anlayıverin: "Sen ağlama, ben alıştım kaya tuzlarının gözlerime yıkılmasına. Ruhum yakaladı bir çocuğu. Kalemimin gölgesinde ağlıyordu. Bırakmam. Cennet ve suyun ayaklarını öp üzünç duyma. Üç gelinciği sorma. Susan türkülerin notalarında düşe kalka büyüyorlar. Irmaklar kırmızı akıyor. Pamuk tarlasında üç gelincik..."

Ve Efelerin, Ege'nin yazarı Etem Oruç... Kaçıncıyı yazdı, sayamadım... Berfin Yayınları'ndan 272 sayfalık bir kitabı daha çıktı. Adı: "Birgili Cennetoğlu ve Ege'deki Efelerin Yüzyıllar İçindeki Değişimi."

Aydınoğlu Beğliği hakkında bilgilerle başlıyor bu kitap da (birçok kitabında bu Beğlik yer alır). Aydınoğlu Mehmet Beğ, Umur Beğ, Türk Tarihi bakımından çok önemliler, bunu sıkça vurguluyor. Şeyh Bedrettin, Börklüce Mustafa da öyle... Sonra Efeler... Onlar da mazlumdan yana zalime karşılar, bozuk ve kara düzenlerin korkulu rüyası olmuşlar. Efeliği yayan ve ölümsüz kılan da yine Aydınoğlu Umur Beğ...

Ve hiç bilinmeyen bazı özel bilgiler... Ege'de bir Alamut Köyü olduğunu sanırım bilmezsiniz. Bu köyün Atatürk'e yapılacak bir suikastla olan ilişkisini de. Ve Efelerin sorulu cevaplı yeminleri, tam bir yiğitlik, mertlik ve hayat dersi... Çok uzun, buraya alamıyorum ama mutlaka okunmalı, diyorum.

Cennetoğlu'nun tüm yaşamı ayrıntılanıyor bu yapıtta. Tüm Ege'yi arkasına alarak Osmanlı'ya başkaldırmış kocaman yürekli bir adam. Sonunda yeniliyor ve kazığa oturtuluyor. Ve Yörük Osman Efe... Çocukluğumda bu Efe'nin öyküsünü okumuştum ve ona yapılan kahpeliğe fena bozulmuştum. Etem Oruç o günlerime döndürdü beni...

Yazarın Diğer Yazıları