MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 'siyasette normalleşme ve yumuşama' adımları kapsamında AKP ile CHP görüşmesi hakkında önemli açıklamalarda bulundu.
Bahçeli'nin dün Ankara'nın göbeğinde öldürülen Ülkü Ocakları eski Genel Başkanı Sinan Ateş'in eşi Ayşe Ateş'in Cumhurbaşkanı Erdoğan ile yaptığı görüşme sonrası böyle bir çıkış yapması dikkat çekti.
SİNAN ATEŞ CİNAYETİNİN KURCALANMAMASINI İSTEDİ
Bahçeli grup konuşmasında da üstü kapalı olarak Erdoğan - Ayşe Ateş görüşmesine tepki göstererek , “Sayın Cumhurbaşkanımız doğal olarak herkesle görüşebilir, konuşabilir, bizce hiçbir mahsuru ve sakıncası yoktur. Bizim nazarımızda mahsurlu olan taraf saçma sapan iddiaların azgınlaşması, fitnenin de kamçılanmasıdır” cümlelerini kullandı.
Bu açıklama Sinan Ateş cinayetinin kurcalanmamasını istedi şeklinde yorumlandı.
Bu açıklamanın ardından Bahçeli sosyal medya hesabından "Allah bana yeter" yazılı yüzük fotoğrafı paylaştı.
MHP lideri Bahçeli, son olarak dikkat çeken bir açıklamada daha bulundu.
Bahçeli açıklamada "AKP ile CHP arasında geniş tabanlı bir ittifakın vücuda gelmesi, buna da altılı masanın diğer unsurlarının desteği Milliyetçi Hareket Partisi’nin samimi dileği ve temennisidir” ifadelerini kullandı.
Yaptığı açıklamada Sinan Ateş cinayetine de değinen Bahçeli, "İddianamesi hazırlanan bir cinayet davası üzerinden de Milliyetçi-Ülkücü Hareket’e yönelik itibar suikastının yaygınlaşması, bu suikasta refakat eden kimi isimlerin sürekli parlatılması, dahası kapı kapı gezdirilmesi, ekran ekran dolaştırılması, bir hak ve hukuk arayışından öte iç huzur ve barış ortamını zehirlemeye tam teşebbüstür" dedi.
İşte MHP Lideri Bahçeli'nin yaptığı açıklama:
"31 Mart Mahalli İdareler Seçimlerini müteakiben Türk siyasetinde, demokrasinin vazgeçilmez kurumları olan siyasi partiler arasında normalleşme ve yumuşama arayışlarının temel alınarak çok bilinmeyenli yeni bir denklemin kurulmak istendiği gözlemlenmektedir.
Zira her şey milletimizin huzurunda gerçekleşmektedir.
Milliyetçi Hareket Partisi iyi niyetli, yapıcı, yol açıcı, millet ve ülke lehine olduktan sonra söz konusu munzam ve muhassıl diyalogları kuşkusuz makul ve mantıklı değerlendirmekten en ufak rahatsızlık duymayacaktır.
Kutuplaşmanın ve kavgaya tutuşmanın sonu ve sonucu asla yoktur.
Kucaklaşmak, konuşmak, milletimizin talep ve sorunlarına müşterek akılla çözüm aramak, bunu da başarmak siyasi partilerin asıl ve öncelikli görevidir.
Elbette buna diyecek veya itiraz edecek halimiz ve hevesimiz hiç olmayacaktır.
Ancak sıcak gündemin üst sıralarına yerleşen temas ve görüşme trafiğinin Milliyetçi Hareket Partisi’ni hedef alan karalama kampanyasına dönüştüğü de her türlü izahtan varestedir.
Dikkat, temkin ve titizlikle takip ettiğimiz nevzuhur gelişmelerin esrar perdesi aralandığında başka hesapların, alttan alta körüklenen farklı beklentilerin varlığı müşahede ve mütalaa edilmektedir.
Özellikle Milliyetçi Hareket Partisi’nin normalleşme ve yumuşama ortamına şaşı baktığı, şüpheyle yaklaştığı, hatta zarar verdiği televizyon ekranlarından, sosyal medya platformlarından ve gazete sayfalarından devamlı surette ileri sürülmektedir.
"BU SUİKASTA REFAKAT EDENLER KAPI KAPI GEZDİRİLİP EKRAN EKRAN DOLAŞTIRILIYOR"
İddianamesi hazırlanan bir cinayet davası üzerinden de Milliyetçi-Ülkücü Hareket’e yönelik itibar suikastının yaygınlaşması, bu suikasta refakat eden kimi isimlerin sürekli parlatılması, dahası kapı kapı gezdirilmesi, ekran ekran dolaştırılması, bir hak ve hukuk arayışından öte iç huzur ve barış ortamını zehirlemeye tam teşebbüstür.
Milliyetçi Hareket Partisi mezkur davanın 1 Temmuz 2024 tarihinde yapılacak duruşmasında mutlaka hazır bulunacak, karanlık oyunlarla ve bu oyunların figüranlarıyla Türk yargısının huzurunda hesaplaşacaktır.
Yurt içi ve yurt dışı menşeli çıkar odaklarının, yıkım ortaklarının, siyasi istikrar muhalifi çevrelerin, bilhassa da Cumhur İttifakı muarızlarının partimizi töhmet altında bırakmak, bir yol ayrımının inşasını sağlamak maksadıyla kesintisiz faaliyet içinde oldukları meydandadır.
Bizim sevdamız Türkiye, mensubiyet onurumuz da büyük Türk milletidir.
Ne yapıyorsak, ne söylüyorsak Türkiye ve Türk milletinin çıkarınadır.
Bu kapsamda siparişi yapılan normalleşme ve yumuşama atmosferinin sürdürülebilir hale gelmesinin önünde şayet Milliyetçi Hareket Partisi bariyer olarak telakki ve tarif ediliyorsa,
Bu konuda da geniş bir ittifak husule gelmişse, bize düşen sorumluluk ülkemiz ve milletimiz uğruna her türlü fedakarlığı göze almak, gereğini ise gönül huzuruyla yapmaktır.
"AKP- CHP İTTİFAKI MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ’NİN SAMİMİ DİLEĞİ VE TEMENNİSİDİR"
AKP içindeki gayri memnun kesimin devamlı suyu bulandırmasını da dikkate alarak, AKP ile CHP arasında geniş tabanlı bir ittifakın vücuda gelmesi, buna da altılı masanın diğer unsurlarının desteği Milliyetçi Hareket Partisi’nin samimi dileği ve temennisidir.
Buna rağmen Cumhur İttifakı’na bağlılığımız kararlılıkla devam edecek, TBMM’de kanun tekliflerine verilen desteğimiz aynen sürecektir.
Kaldı ki Cumhur İttifakı’ndan tavizimiz, geri dönüşümüz, yarı yolda bırakmamız, ilkelerinden ve hedeflerinden cayma göstermemiz mümkün değildir.
Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın da şartlar ne olursa sonuna kadar yanında ve arkasında olacağımızı, kesinlikle yalnız bırakmayacağımızı herkes çok iyi bilmelidir.
Sayın Cumhurbaşkanımızın yaptığı görüşmeleri, kurduğu ilişki ağlarını, icra ettiği ikili temasları saygıyla karşılıyor, zatı devletlerini daha da rahatlatmak için bir kez daha feragatle hareket edip karşılıksız inisiyatif alıyor ve bu tercihimizi aziz milletimizle paylaşıyoruz.