Son anketten çarpıcı sonuç: İşte vatandaşın bir numaralı gündemi

Son anketten çarpıcı sonuç: İşte vatandaşın bir numaralı gündemi

Ipsos araştırma şirketinin hazırladığı Türkiye Barometresi Yeni Yıl Özel Raporu’na göre, ekonomi daha kötü olacak diyenlerin oranı 2018 yılında yüzde 20’den yüzde 35’e çıktı.

Araştırma şirketi Ipsos'un her yıl hazırladığı, kamuoyuna geride kalan yılı değerlendirip gelen yılın iklimi konusunda bilgi vermeyi amaçlayan Türkiye Barometresi Yeni Yıl Özel Raporu açıklandı. Yerel seçimler yaklaşırken vatandaşların nabzını tutan rapora göre; kamuoyunun memnuniyet ve beklenti düzeyi 2018 başına kıyasla daha düşük, geçmiş yıllara kıyasla biraz daha iyi.

Türkiye Barometresi Raporu'na göre 2018'e olumlu olarak yorumlanabilecek bir memnuniyet ve beklenti düzeyi ile girilmişti. Her seçim öncesinde olduğu gibi 24 Haziran seçimleri öncesinde memnuniyet ve beklentilerde gerileme görüldü. Seçim sonrasında yeniden yükseliş olsa da özellikle döviz kurlarında çalkantıların yaşandığı ağustos ayı sonrasında yeniden geriledi. Aralık ayı itibariyle beklentilerde toparlanma yaşandı. Gelinen nokta, her ne kadar yıl başındaki duruma göre geride olsa da geçmiş yıllardaki, o dönemde yükselen terör olaylarının yarattığı olumsuzluk seviyesinde olmadığı görüldü.

KİŞİSEL EKONOMİLERLE İLGİLİ BEKLENTİ DÜZEYİ 2017 İLE AYNI

Vatandaşların, ülkenin ve kendilerinin ekonomilerine yönelik beklentilerine bakıldığında ise ülkeyle ilgili daha olumsuz bir ruh hali hakimken, kişisel ekonomilerle ilgili beklenti düzeyi geçen yılla hemen hemen aynı görülüyor.

EKONOMİNİN DURUMU DAHA KÖTÜ OLUR DİYENLERİN ORANI YÜZDE 35'E ÇIKTI

"Gelecek yıl genel olarak Türkiye ekonomisinin durumu sizce nasıl olur?" sorusuna "daha kötü olur" diyenlerin oranı 2017 sonunda yüzde 20 iken bu yıl yüzde 35. Bu artış, daha çok "aynı kalır" diyen oranının azalması ile gerçekleşiyor.

TOPLUM EKONOMİYİ EN ÖNEMLİ SORUN OLARAK GÖRÜYOR

Ekonomi, ilk yarısı seçim atmosferi içinde geçen 2018 yılının bahar aylarından itibaren vatandaşların gözünde ülkenin en önemli sorunu haline geldi. Yaz aylarında döviz kurlarında yaşanan ani yükselişler bir ara en önemli sorun ekonomidir diyenlerin oranını yüzde 59'a kadar yükseltti. Sene sonu itibarı ile de toplumun yarısı hala bu görüşü korumaya devam ediyor.

EN ÖNEMLİ SORUN TERÖRDÜR DİYENLERİN ORANI YÜZDE 13'E KADAR GERİLEDİ

Yıl başında en önemli sorun terördür diyenler toplumun yüzde 51'ini oluştururken, aralık ayında bu oran yüzde 13'e kadar gerilemiş durumda.

Bu durum aslında sağlıklı bir durum olarak değerlendiriliyor. Normal koşullar altında yaşayan bir ülkede terör veya savaş değil ekonomi, eğitim, altyapı gibi konuların öne çıkması daha olası olarak belirtiliyor. Eğitime dair sorunların ülkenin en önemli sorunu olduğunu düşünenlerin oranı (yüzde 11) en önemli sorun terördür diyenlere yakın, iki yıldır da bulunduğu seviyeyi koruyor.

2019 TÜM TOPLUM KESİMLERİNDE DENGELENME VE MÜCADELE YILI OLACAK

Ipsos Türkiye CEO'su Sidar Gedik, sonuçları şu sözlerle değerlendirdi:

"Dengelenme-Disiplin-Değişim kodları ile hazırlanan 2019-2021 dönemini kapsayan Yeni Ekonomi Programı (YEP) çerçevesinde bir dengelenme yılı olacağını düşündüğümüz 2019'un tüm toplum kesimlerinde bir mücadele yılı olacağı bilimsel açıdan net okunuyor. 2018 içinde çalkantılı bir rota izleyen mevcut durumdan memnuniyet seviyesi, yaşanan enflasyon yükselişine rağmen yılın son ayındayken geçen yıldan farklı bir noktada değil. Öte yandan gelecek beklentisinin daha olumsuz olduğunu görüyoruz. ‘Ekonomik kriz var' diyebilmek için Türkiye'nin üç dönem üst üste eksi büyüme gerçekleştirmesi (küçülmesi) gerekir. Dolayısıyla bu dönem için ‘ekonomik kriz' tanımlaması doğru bir tanımlama değil. Ancak toplum psikolojisindeki geçmiş krizlerden kalma izlerin ve mevcut bazı ekonomik göstergelerdeki değişimin, tüketiciyi bir kriz beklentisi haline soktuğu söylenebilir. Sene başında gerçekleşecek maaş zamları, gelir vergisi dilimlerinin yaşattığı dönemsel avantajlar, enflasyon ile mücadele kapsamındaki vergi avantajlarının süresinin uzatılması ihtimali gibi nedenlerden dolayı bu olumsuz beklentinin tüketime yansımalarının daha çok ikinci çeyrek itibariyle hissedilmeye başlanacağını tahmin ediyoruz."

EK İŞ YAPMA İHTİYACI İKİ KATINA ÇIKTI

Tüketicilerin, ekonomide yaşanan gelişmelere verdikleri reaksiyonları düzenli olarak ölçtüklerini vurgulayan Sidar Gedik, bulguları şöyle sıraladı:

"Tüketicilerin üçte biri satın alma güçlerinin hissedilir şekilde azaldığını ifade ediyor. Tüketicilerin yüzde 20'si ek bir iş yapmaya çalışacağını söylüyor, yani fazla mesai ve ek iş yapma ihtiyacı geçmişe göre iki katına çıkmış, yüzde 37'si harcamalarını daha fazla kontrol edeceğini ifade ediyor. Tüketicilerin mevcut harcama dağılımı içinde toplamın yüzde 24.7'sinin kira ve konut harcaması oluşturuyor. Ulaşım ise yüzde 18,7 seviyesinde ki bunun önemli bir bölümünü şehir içi ulaşım harcamaları oluşturuyor. Özetle toplamda yüzde 43'lük bir bölümde önemli bir kısıntıya gidilmesi mümkün değil."

TÜKETİCİ LÜKS GIDA TÜKETİMİNDE KISINTIYA GİDECEK

Tüketicilerin lüks gıda tüketiminde kısıntıya gideceğini öngören Gedik, şöyle konuştu:

"Harcamalar içinde yüzde 19.7‘lik bir ağırlığa sahip olan gıda ve alkolsüz içecekler tüketiminin de ağırlıklı bölümünün zorunlu harcamalardan oluşacağı dikkate alınırsa tüketicilerin diğer harcama kalemlerinde ve kısmen de "lüks gıda" ürünlerinde kesintiye gitmesi beklenir. Harcamaların en çok kontrol edileceği, bir başka deyişle en fazla tasarrufun amaçlandığı tüketim kategorileri giyim, eğlence ve kişisel bakım... Fiyat artışlarının en fazla algılandığı ürün kategorisi kağıt havlu ve tuvalet kağıdı."

PAZARLAMA YATIRIMLARI TAM HIZ DEVAM EDİYOR

Tüketicideki endişenin giderilmesi için ihtiyaç duyulan istikrarlı dönemi yaşayabilmenin yolunun ekonomik faaliyetlerin sürekliliğinin sağlanmasından geçtiğini vurgulayan Gedik, "Hane halkları harcamaları, ülkenin ekonomik büyüklüğünde çok önemli bir yer tutuyor ve bu harcamaların devamı için pazarlama yatırımlarının hız kesmeden devam etmesi gerçekten önemli. Bahsettiğim olumsuz bazı tespitlere rağmen pazarlama aktivitelerinde bir yavaşlama gözlemlemiyoruz. Hizmet verdiğimiz müşterilerimiz 2019 bütçe planlamalarında pazarlama yatırımlarında bir kesinti öngörmediler. Firmaların ürün lansmanları, reklam ve marka yatırımları hem Türkiye içinde hem de global coğrafyalarda tam hız devam ediyor. Bu çok önemli ve doğru bir strateji... Bu zorlu dönem bu yatırımlar ile çok daha hızlı bir şekilde atlatılacaktır. Bunu gözlemlemek bizim için mutluluk verici" diye konuştu.

YEREL SEÇİMLERDE SEÇMEN NASIL KARAR VERECEK?

Yerel seçimler öncesi Ipsos-Türkiye Barometresi Kapsamında, vatandaşların oy tercihinde nelerin etkili olacağı da soruldu. Buna göre 31 Mart yerel seçimlerinde adaylardan çok siyasi partilerin ağırlığı olacak gözüküyor.

İlgili Haberler