Somut olmayan Dede Korkut!
Şu haberi duydunuz, okudunuz:
"Morityus Cumhuriyeti'nin başkenti Port Louis'de, UNESCO Somut Olmayan Kültürel Mirasın Korunması 13. Hükûmetler arası Komite Toplantısı'nda, Türk Destanı 'Dede Korkut' UNESCO Dünya Somut Olmayan Kültür Mirası Temsili Listesi'ne oy birliğiyle kabul edildi."
Teklifi Türkiye doğrudan yapmıyor. Kazakistan öncülük ediyor. Teklif, "Kazakistan-Azerbaycan-Türkiye" imzasını taşıyor.
Teklifte neye takıldığınızı biliyorum: "Somut olmayan".
"Kazakistan"ı da soracaksınız... Azerbaycan yanı başımızda ve iç içeyiz. Dede Korkut'un Azerbaycan şivesine çalan diline hepimiz aşinayız. Kazakça ise, Prof. Dr. Reşid Rahmeti Arat gibi söylersek, bir Türk şivesi; Prof. Dr. Talât Tekin gibi söylersek, bir başka Türk dili. Kazakistan, herhâlde "kardeş" Azerbaycan ve Türkiye'ye destek için teklife sahip çıktı. Değil.
Bir şey daha aklınıza takılmıştır: Morityus (Mauritius) Cumhuriyeti Hint Okyanusu'nda, Madagaskar yakınında bir ada devletiymiş. UNESCO üyeleri o adaya karar almaya gitmişler!
"Somut olmayan"ın cevabını arayalım:
"UNESCO Somut Olmayan Kültürel Miras (SOKÜM) sözleşmesinde 'somut olmayan' terimini özellikle kullanmıştır. 'Somut olmayan' hem soyut hem de somuttan farklı bir terimdir. Örnekse nazar boncuğu somut bir üründür. UNESCO somut olan nazar boncuğunu değil, nazar boncuğu üretimini, el sanatını bu geleneğin yaşatılması gerektiğini somut olmayan olarak adlandırır ve koruma altına almayı planlar. Birleşmiş Milletler ve alt örgütü UNESCO bu sözleşmeyi uluslararası alanda kültürel kimliğin hayati bir parçası olarak kabul eder ve yaratıcılığın geliştirilmesinin ve kültürel çeşitliliğin korunmasının buna bağlı olduğunu belirtir." (Mehmet Surur Çelepi, "Somut Olmayan Kültürel Miras ve Üniversite Gençliği", Adnan Menderes Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, C. 3, S. 3, 2016, s. 18-19).
Kazakistan'ın Dede Korkut ilişkisi... Yazacağım. Önce şu "üzücü" anket sonucunu vermeliyim: Çokluk üniversite birinci sınıftan 103'ü kız, 47'si erkek öğrenciye Yunan mitolojisi kıyaslanarak Türk mitolojisine ait figürleri tanıyıp tanımadıkları soruluyor: %7,5, Tulpar %3,2, Pegasus %38,25, Hades %75-50, hiçbiri 27,18.
"Türk mitolojisinin önemli figürlerinden olan Umay ve Tulpar'ı toplam sadece 10 öğrenci duymuşken Yunan mitolojisine ait Hades'i 75 öğrenci tanıyor veya duymuştur. Bu durum şimdiki gençlerin çocukluk çağlarında izledikleri 'Selena' adlı Türk yapımı diziyle ilintili olsa gerek. Öğrencilerin okul dönüş saatlerinde yayınlanan dizi, Türk yapımı olmasına rağmen Yunan mitolojisine ait figürleri, Türk çocuklarına izletmekte bir sakınca görmemiştir. O dönemi yaşayan her çocuk Hades'in Yunan mitolojisine ait kötülüklerin kahramanı olduğunu maalesef bilmektedir. Fakat eminiz ki sorular arasına Hades'in karşılığı olan Türk mitolojisindeki Erlik'i koysak sonuç yine değişmeyecekti. Yine medya ve çeşitli Türk şirketlerin isim verirken hassasiyet göstermemeleri neticesinde Pegasus, Tulpar'dan 13 kat daha fazla bilinir durumdadır. Ankete katılan öğrencilerin üçte ikisi kız öğrenci olmasına rağmen, Türk mitolojisinde kadının ve çocuğun koruyucu ruhu Umay figürünü 143 öğrencinin duymamış olmaları son derece düşündürücüdür." (s. 22)
Kendi kendimizi nasıl kültür istilasına "uğrattığımızı" görüyorsunuz!