Siyasi uzlaşma Demirel ve Özal

Değerli okurlarım, Fırat'ın Doğusuna askeri harekât başlayacağını Türk medyasında ilk kez 5 Aralık 2018 tarihli yazımda şöyle duyurdum:

"Bir gece ansızın gelebiliriz diye defalarca atılan slogan gerçek oluyor. Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Fırat'ın doğusuna yapacağı askerî operasyonun eli kulağında, hatta denir ya;belki yarın, belki yarından da yakın..."

O gece FOX TV'de Fatih Portakal da yazımdan alıntı yaptı.

Amerikalı Jeffrey'nin çat kapı ziyareti Türk ordusunun harekâtını çok kısa bir süre geciktirdi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan dün yaptığı açıklamada, "Fırat'ın doğusundaki harekâta birkaç gün içinde başlayacağız" dedi.

Övünmek gibi olmasın ama yazmıştım diyeyim...

***

Gazeteci tarihin tanığıdır. 50. meslek yılıma girmeme aylar kala önemli bir anımı sizlerle paylaşmak istiyorum.

Umarım bugün aktif siyaset yapan partililer kendilerine bir ders çıkarırlar.

Star TV'de her hafta Salı geceleri saat 23.45'te başlayan Ankara'dan canlı yayın Söz Hakkı programını hazırlayıp sunuyordum.

O günlerde tartışılan konuların başında Anavatan Partisi (ANAP) ile Doğru Yol Partisi'nin (DYP) tek çatı altında birleşmesi konusu vardı.

Konuğum ANAP'ın kurucularından ve bakanlarından Mehmet Keçeciler idi.

Gece geç saatlerde merhum Turgut Özal'ın basın danışmanı duayen gazeteci, değerli ağabeyim, ustam Can Pulak telefon ile bağlandı ve şunları söyledi:

"Orhan, çok önemli bir anımı tarihe geçmesi için ilk kez sana açıklıyorum. Kenan Evren'in Cumhurbaşkanlığı süresinin dolmasına az bir süre kala ANAP Genel Başkanı ve Başbakan merhum Turgut Özal duayen bir siyasetçiyi davet etti. Bu siyasetçi hem Özal'ın hem de merhum Süleyman Demirel'in ortak kadim dostuydu. Özal, 'Beyefendiye (Süleyman Demirel) şu mesajımı götürür müsün? Demirel'i Cumhurbaşkanı seçelim. Ben Başbakanlığı yürüteyim, ANAP ile DYP'yi de tek çatı altında birleştirelim. Türkiye'ye çok büyük hizmetleri birlikte yaparız' dedi."

Hemen devreye girdim ve sordum, Can ağabey kim bu önemli duayen siyasetçi?

Pulak, "Adını izni olmadan açıklayamam ancak kendisi isterse açıklayabilir" diye konuştu ve teşekkür ederek telefonu kapattım.

Keçeciler'le bu konuyu konuşmaya devam ederken yönetmenim aradı ve "Eski bakan Ekrem Ceyhun Bey telefonla bağlanmak istiyor" dedi ki hemen bağlamasını istedim.

Çünkü Ekrem Bey'in gerek Özal'ın gerek Demirel'in yakın dostu olduğunu biliyordum.

Ekrem Ceyhun bağlanır bağlanmaz, "Orhan Bey önemli bir açıklamayı, tarihi bir gerçeği az önce Can Pulak'ın ağzından dinledim. Madem konu açıklandı, madem bu önemli teklif gündeme o gün tanık olan Pulak tarafından açıklandı artık saklamaya gerek yok. Siyasi tarihimizin bu çok önemli önerisine aracılık ben ettim.

Özal'ın önerisini Demirel'e ben götürdüm. Ancak Beyefendi, 'Turgut'a söyle hayır ben kimsenin ianesi (yardımı) ile bir makama gelmem. Önerisini kabul etmediğimi kendisine iletiver' dedi. Ben de Özal'a Süleyman Bey'in bu sözlerini ilettim."

Şimdi 12 Eylül darbesi sonrası siyasetteki kırılma noktalarını hatırlatayım.

ANAP 1983 yılında yapılan seçimde %45,1 oy oranı ile tek başına iktidar oldu.

6 Eylül 1987'de Turgut Özal darbeci Kenan Evren'in 1982 Anayasası ile 10 yıl siyaset yasağı koyduğu Süleyman Demirel, Bülent Ecevit, Necmettin Erbakan, Deniz Baykal gibi siyasetçilerin yasağını kaldırmak için referandum yaptı.

Yüksek Seçim Kurulu sonucu 6 gün sonra tarihe dikkat edin 12 Eylül 1987'de açıkladı.

Sadece 75 bin oy farkı ile Türk halkı yasakların kaldırılmasını "evet" oyu vererek kıl payı kabul etti. Bu fark ile ilgili çok önemli bir tanığın bana anlattığını başka bir yazımda izin verirse adını da vererek açıklarım.

Devam edelim...

1987 seçimlerinde Sosyal Demokrat Halkçı Parti (SHP) lideri merhum Erdal İnönü ile Genel Sekreter Deniz Baykal, ANAP ve Özal'a karşı, "Limon Gibi Sıkın" ve "Süpürün" kampanyası yürüttüler.

ANAP %36,3'e düşerken, SHP %24,7, Doğru Yol ise 19,1 oy aldı ve Özal 292 milletvekili ile ANAP'ı tek başına iktidar yaptı.

İşte son siyasi tablo böyle iken Özal'ın Meclis'in 3. partisi Doğru Yol Partisi'nin lideri Süleyman Demirel'e "Cumhurbaşkanı ol" önerisi ne kadar önemli değil mi?

Değerli okurlarım Turgut Özal, 9 Kasım 1989 tarihinde Cumhurbaşkanı seçildi.

ANAP Genel Başkanlığına ise önerdiği Yıldırım Akbulut seçildi.

Ancak 15 Haziran 1991 tarihinde Mesut Yılmaz, Akbulut'u Semra Özal'ın desteği ile devirerek ANAP Genel Başkanı oldu.

Kasım 1991'de yapılan milletvekili seçiminde ise ANAP'ın oy kaybı büyük oldu ve %27 oy alan Doğru Yol Partisi'nin arkasından %24 oy ile ikinci parti olabildi.

Şimdi günümüze gelelim.

O günlerin ne ANAP'ı ne Doğru Yol'u ne SHP'si kaldı.

Süleyman Demirel, Turgut Özal, Bülent Ecevit, Alpaslan Türkeş ve Necmettin Erbakan lehlerine de aleyhlerine de haber yaptığım liderlerdi ki tek bir gün ne küstüler, ne hakaret ettiler, ne de kendilerini izlememi engellediler.

Efsane siyasetçilerin ruhu şad olsun.

Bugün belediye başkanlıklarını paylaşamayan siyasetçilere de ders olsun...

Yazarın Diğer Yazıları