Siyaset, sis ve asıl aday!!!

Konu, sınırsız biçimde, olabildiğince yaşamsal ya?..

Konu, Türkiye Cumhuriyeti''nin, hem de 100. kuruluş yıldönümünde çok ciddi bir dönemeç ya?..

Konu, iktidarla muhalefet arasında adeta bir ölüm kalım savaşı gibi algılanıyor ya?..

Konu, AKP''nin 20 yılı aşkın iktidarını yerelden sonra tepede de yıkmak hedefi ya?..

Ve de konu, AKP''ye karşı altı partili güç oluşturan muhalefetin kendini kanıtlama çabası ya?..

İşte tüm bunlar Ankara''da ve siyasetin her alanında havanın pusludan da öte, bir belirsizlik içinde ve çok yoğun mücadelelere sahne olduğunu göstermeye yetiyor...

Bir masanın etrafında 6 kişinin ne konuştuğu dışarıya pek sızmazken, kime aklıevvellerin, siyaset cambazlarının ve kendini Nostradamus zanneden zavallıların zırvadan öteye gitmeyen iddiaları, söylentileri ve dedikoduları ne puslu havayı dağıtabiliyor, ne de giz perdesini...

Cumhuriyet tarihinde görülmemiş bir güç mücadelesinin tüm gerginliği muhalefet liderlerinin Meclis''teki salı toplantılarına yansıyor, iktidar ise tüm bunları dağıtmak için ekonomiden medyaya, ne kadar güç varsa kullanarak ayakta durduğunu göstermeye çalışıyor...

Ancak aşağıda da sıralanacağı gibi, puslu havanın ne kadar derin olduğunu gösteren manzaralar hem Demirel''in "Siyasette 24 saat uzun bir zamandır" şeklindeki saptamasını haklı çıkartıyor, hem de iktidarla muhalefet arasındaki didişmenin, sinsi bir satranç oyunu gibi her an (hem stratejiyi, hem de aktörleri (!!!) değiştirebileceğini) kanıtlıyor!!!

GÜÇ KAVGASI VE UYDURMA ANKETLER!..

Aşağıdaki manzarada verilen örneklere bakılınca, siyasi ortamın neden toz duman, neden puslu ve neden gizemli olduğu apaçık ortaya çıkıyor;

CHP içerisinde aylardır ısrarla Kılıçdaroğlu''nu aday yapmak isteyenler durmuyor...

Eğer aday olursa Kılıçdaroğlu sonrası CHP içerisinde hükümdarlık peşinde olanlar iyice cepheleşiyor...

Mansur Yavaş''a yönelik ilginin anketlere yansıması ve sürekli "HDP oy vermez" bahanesiyle geri itilmesi herkesi düşündürüyor...

Abdullah Gül''den Faik Öztrak''a, İlhan Kesici''den Abdüllatif Şener''e kadar bir kaç ismin adaylığı da sosyal medyada yayıldıkça yayılıyor...

Meral Akşener''in "başbakan olacağım" şeklindeki çıkışları yönetim sisteminin değişeceğinin işaretlerini yoğunlaştırıyor...

Adaylığı sürekli gündeme getirilen Ekrem İmamoğlu''nun bir kez daha kardeş belediyeleri dolaşma gerekçesiyle Anadolu''ya çıkması kafaları karıştırıyor...

Cumhurbaşkanı olamazsa, İmamoğlu''nun CHP içerisinde yükselmeye çalışacağı iddiaları daha fazla seslendiriliyor...

Kendi içinde bunalım yaşayan HDP, "kendi adayımızı çıkaracağız" şeklindeki satranç oyunlarıyla hem Cumhur hem de Millet İttifakı ile pazarlık yollarını arıyor...

Bu partiyi var eden PKK''nın, Kandil-Edirne-İmralı arasındaki güç kavgası nedeniyle yönünü bir türlü bulamaması, her an, her tarafa sürüklenebileceğini gösteriyor...

Dincisinden sosyalistine kadar yeni kurulmuş, ya da eski küçük partilerin ittifaklaşma çabaları sürüyor...

Bu arada İYİ Parti''den kopan Ümit Özdağ ile CHP''den kopan Muharrem İnce''nin halen ittifak görüşmeleri devam ederken, "ikisinden biri aday olacak mı" soruları artıyor...

En önemlisi de Erdoğan için hukuken aday olabilir-olamaz tartışmasının daha da alevleneceği görülüyor...

Ve büyük bölümü masa başında yapılmış uyduruk anketlerdeki hedef saptırmaları seçimin sonucuyla ilgili ipucu vermek yerine, vurguncuları zengin etmekten başka işe yaramıyor...

Çünkü bir yandan belediyelerden ihale alırken, diğer taraftan belediyelerin bulunduğu partileri anketlerde güçlü gösterirken, inandırıcılığını iyice kaybeden kiralık dezenformasyon zırvacılığının araştırma şirketleri, milletin kafasını artık bulandıramıyor...

KİMSE KENDİNDEN EMİN OLMASIN!..

Evet; Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en yaşamsal seçiminin yapılacağı 14 Mayıs öncesinde, sadece siyasetin değil, medyanın da kafasının karışık olduğunu gösteren yukarıdaki bulanık tablo, ekonomik sorunlarla boğuşan kitlelerdeki kararsızlığı da arttırıyor...

İdeolojisinden sapan partilerin güçlü olmak için dincisinden bölücüsüne kadar her kesime tavizler vermesinin yol açtığı kafa karışıklıkları ise, sandığın kaderini belirleyecek kitleler üzerinde yılgınlık, kararsızlık ve tabii ki belirsizlik yaratmaya da devam ediyor...

Yani siyasetin buhranlı ve gizemli havası içerisinde, tüm bu gidişatta tek söz sahibi olan Türk halkının içine sürüklendiği sosyo ekonomik kaos, sadece kim aday olacak meselesinde değil, "AKP giderse daha iyi mi olacak", "Millet İttifakı kazanırsa Türkiye düzlüğe mi çıkacak" tartışmasındaki soruları da arttırıyor...

Evet; muhalefet YSK''yı bahane ederek Erdoğan''ın adaylığına karşı olmadığına göre, kendi adayı için çırpınıp duruyor...

İYİ Partili Cihan Paçacı''nın "sokakta Kılıçdaroğlu''na itiraz görüyoruz" şeklindeki dünkü açıklamaları ve oluşan tepkilerin ardından partideki görevinden istifa etmesi, Millet cephesinde belirsizliğin sürdüğünü gösteriyor...

Ancak iki cephede adaylar kimler olursa olsun; gidişatı hem muhalefetin farklı söylemlerle dikkat çektiği Güneydoğu siyasetinin vereceği karşılık, hem toplumun ekonomik gidişata tepkisi ve hem de yeni kurulan partilerin tavrı belirleyecek...

İttifaklarda da, adaylarda da her an her şey olabilir!!! Kimse kendinden emin olmasın, havadaki pus yoğunlaşıyor çünkü!!!

Yazarın Diğer Yazıları