Siyah boyanın getirdiği zafer

Siyah boyanın getirdiği zafer

Amiral Keyes: İtiraf etmeliyim ki Türk topçusu büyük bir gayret gösterdi.

Tafsilatlı olarak anlattığımız 18 Mart Deniz zaferinin ardından, 9 ay sürecek Çanakkale kara savaşlarını da belirtmemizde fayda var. Çanakkale'yi denizden geçemeyen düşman Limni Adası'nda günlerini tatbikat yaparak geçirir. Çıkarma tarihi olarak 23 Nisan'ı belirlerler. Ancak hava şartları elvermeyince harekatı 48 saat sonraya ertelerler. Ve 25 Nisan sabahı saat 05.30'da Seddülbahir'den Bolayır'a kadar şiddetli bombardımanla beraber çıkarma başlar... Bu konuyu da sırası geldiğinde tafsilatlı bir şekilde yazacağız. Şimdi dizi yazımızı bir anekdotla bitirelim. Bu anekdot Vefa Karatay'ın "Mehmetçik ve Anzaklar" adlı kitabında bahsettiği Korgeneral Selahaddin Adil'in (Çanakkale savaşları sırasında Binbaşı Adil Bey) bir anısıdır. Korgeneral Selahaddin Adil Çanakkale Savaşları sırasında Çanakkale Müstahkem Mevki Komutanlığı'nın Kurmay Başkanı idi. İşte Selahaddin Adil Bey'in 1920 tarihinde bir konferansta anlattıkları:

"Anadolu yakasına ateş eden Queen Elizabeth her taraftan iki topla ateşini sürdürmekteydi. Bu mermiler bazen siper üzerine, bazen de kısa veya uzun düşüyordu. Mütarekeden sonra Queen Elizabeth'in kaptanı ile görüştüm. Gemisinin layıkı ile ateş edemediğini söylediğimde:

 "18 Mart'ta Boğaz'a girdiğim zaman bazı beyaz minareleri esas noktası olarak almıştım. Fakat bir süre sonra bunları göremez oldum" diye izahatta bulundu. Biz minareleri yıkmış değildik, yalnız bunlara siyah boya ile bir takım çaprazlar yapmıştık. Bu küçük önlemimizle onların ateş tanzimine engel olmuştuk. Bu olay harpte böylesine basit tedbirlerin bile ne derece önemli başarılar sağladığına güzel bir örnekti."

O yenilmez dedikleri armadanın Kurmay Başkanı Amiral Keyes, Çanakkale'nin kolayca geçileceğinden emindi. Buna kesin olarak inanan Amiral Keyes 18 Mart'ta, savaşın durumunu hatıra defterine şu gerçekçi cümlelerle yazıyordu "Yenilmiş bir düşman karşısında olduğumuza kesin inancım vardı. Öğleden sonra saat 14.00'te yenildiğimi sanıyordum; saat 16.00'da ise yenildiğimi biliyordum." Aradan geçen 2 saat amiralin uğradığı bozgunu anlatmaya yetiyordu. Oysa aynı amiral savaş başlamadan önce hatıra defterine şöyle yazmıştı: "Churchill, İngiliz donanmasını büyük bir imtihana hazırladı. Biz bu imtihanı verip Çanakkale Boğazı'nı geçeceğiz." Keyes 18 Mart gecesi bu yazdıklarının altını şöyle dolduracaktı: "Yazık... Churchill'in hazırladığı imtihanı veremedik, Çanakkale'yi geçemedik. Müthiş bir yenilgiye uğradık; bu inkâr edilemez. İtiraf etmeliyim ki Türk topçusu büyük bir gayret gösterdi. Bunu da ileride tarih yazacaktır."

... Ve aynı akşam İngiltere'nin başkenti Londra'ya bir telgraf gelir. Bu telgraf, muhatabını yani İngiliz Donanma Bakanı Winston Churchill'i şaşkına döndürecektir. Telgrafta tek bir cümle vardır "Felaketli bir gün geçirdik!" Telgraf Çanakkale'den, yenilmez denen armadanın Kurmay Başkanı Amiral Keyes'den geliyordu. Büyük bir hayal kırıklığına uğrayan Churchill, şöyle konuşuyordu: "İnanmak istemiyorum, fakat gerçek. Türk savunması önünde müttefikler armadası mağlup olmuştur. Tek kelimeyle felaket!"