Putin, Gürcistan'a resmen müdahale ederek ülkeyi böldü. Bir operasyonla Ukrayna'nın hâkimiyeti altındaki Kırım'ı sınırları içine kattı. Böylece Karadeniz'e tam anlamıyla yerleşti. Ukrayna'yı içinden böldü ve Rus asıllı Ukraynalılara fiili statü kazandırdı. Ardından Suriye'ye indi ve böylece Akdeniz'e köklü bir demir attı. Donanmasını, hava kuvvetlerini, teçhizatını ve askerini Suriye'ye taşıyarak ülkeyi adeta işgal etti. Esad'ın yanında saf tuttu, şahince rejiminin savunucusu kesildi ve yalnız Suriye'nin değil Esad'ın da efendisi oldu.
Hazar Denizi'ndeki gemilerinden Suriye'yi bombalayarak gücünü gösterdi. Donanmasının en etkili gemilerini bölgede konuşlandırdı. Dünyaya yalnız 'Suriye değil Akdeniz de benden sorulur' mesajı verdi.
Türkiye'yi denklemden düşürmek!
Rus uçakları Türkiye'nin sınırını defalarca ihlal etti. 3 Ekim'de Rus uçakları Türk hava sahasına girdi. Türk F-16'ları onların önünü kesmek için havalandı. Türkiye, yeni ihlallerin sonuçlarından Rusya'nın sorumlu olacağını duyurdu. Rusya umursamaz tavrını sürdürdü.
Dahası 6 Ekim'de Rusya, Suriye'deki uçaklarının radarını Türk F-16'larına kilitledi. Türk Dışişleri üçüncü kez Rusya Büyükelçisini çağırdı. Rusya olanları sessizce geçiştirdi.
Rus uçakları 3-10 Ekim tarihleri arasında Türk uçaklarına 13 kez tehlikeli şekilde yaklaştığını açıkladı. 16 Ekim'de Rus yapımı Orıan 10, Hatay'da düşürüldü. Rusya bunca olan bitene karşı adeta kulağının üstüne yattı.
Rusya yaptıklarıyla yetinmeyerek Türkiye'nin bam teline basar gibi Türkmen köylerine yönelik hava saldırısı başlattı. 20 Kasım'da bu saldırıların ciddi sonuçlar doğurabileceği gerekçesiyle Rusya ikaz edildi.
Halk tabiriyle Rusya adeta kaşındı. Bütün hamlelerini bilerek yaptı. Türkiye'yi tahrik ederek, kışkırtarak ve provoke ederek bir hamle yapması için elinden gelen her şeyi yaptı. Bu kadar tahrik, saldırgan ve sorumsuz tavrın bir çatışmaya neden olacağını Rusya'nın bilmemesi mümkün değildi. Rusya bilinçli olarak gerilimi yükseltip, bölgeyi istediği gibi dizayn etmek için bu tahrikleri gerçekleştirdi. Açıkçası Rusya, bölgede Türkiye'yi denklemden düşürmek amacıyla savaş uçaklarına Türkiye sınırını ihlal ettirdi.
Türkiye'nin burnunun dibini kaşımak!
Zira Rusya, IŞİD'ten çok Suriye'deki Esad rejimine muhaliflere operasyon yaptı. Türkiye'yi tahrik etmek için de elinden ne gelirse onu yaptı. Bu bağlamda Türkmenleri binlerce yıldır yaşadıkları topraklardan çıkarmak ve Türkiye'ye sürmek için Türkmendağı'nı ve sivil Türkmenleri vahşice bombaladı.
Türkiye'nin burnunun dibini kaşıyarak büyük bir tahrike girişti. Türkiye sınırını ihlal ederken yapılan ikazlara aldırmadı ve Türkiye'nin bir karşı hamle yapması için elinden gelen ne varsa onu yaptı.
Rus uçaklarının Türkiye sınırlarını yok sayması Rus politikasının uzantısıdır. Böylece düşen Rus uçağı Rusya'nın elini güçlendirmiş vahşi bombalamalarına gerekçe yaratmıştır.
IŞİD gaddarlığının Rus versiyonu!
Rusya, uçağının düştüğünden söz ediyor, ama uçağın Türkiye sınırlarının içinde ne aradığını söylemiyor. Rusya, Suriye'de varlık nedeni olarak IŞİD'le mücadeleyi öne çıkarıyor. Ancak Türkmenleri neden bombaladığını açıklamıyor. Rusya'nın, küresel çıkarlar için, sınırı olmayan Suriye ile ilgilendiği doğrudur ama Türkiye de millî çıkarları için uzantısı olan Suriye ile ilgilenmesini hazmedemiyor.
Rusya IŞİD'in gaddar bir terör örgüt olduğunu söylüyor -ki doğrudur- ama benzer gaddarlıkları sivil halka karşı kendisinin de gerçekleştirdiğini görmezlikten geliyor. Rusya'nın sivillere yönelik olarak yaptığı bombardımanlar IŞİD gaddarlığının Rus versiyonudur.
Kısacası Rusya 'hem kel hem fodul' türü bir davranış sergiliyor. Düşürülen uçağını bahane ederek gücünü teşhir ediyor. Herkesin Rus gücü karşısında eğilmesini istiyor. Doğrusu 'ben güçlüyüm, gücüm karşısında ülkeler, sınırlar ve uluslararası hukukun anlamı yoktur' diyor. Türkiye, Rusya'ya sınırlarını ve sınırlılıklarını hatırlattı. Rusya kontrolden çıktı!
