Sinema dünyasında çevre dostu üretimin yükselişi! Sürdürülebilir film yapımı

Sinema dünyasında çevre dostu üretimin yükselişi! Sürdürülebilir film yapımı

Sinema endüstrisi yalnızca sanatın ve hikâye anlatımının bir aracı değil, aynı zamanda çevresel etkileriyle de dikkat çeken bir alan. Film setleri, büyük enerji tüketimi, atık üretimi ve karbon emisyonlarıyla çevresel yük oluşturabiliyor.

Son yıllarda, Hollywood’dan Avrupa’ya kadar birçok film yapım şirketi, sürdürülebilir prodüksiyon tekniklerini benimseyerek çevre dostu çözümleri devreye sokuyor. Bu yeni yaklaşımlar, endüstrinin karbon ayak izini azaltırken, sinemayı daha yeşil ve sorumlu bir sanat dalı haline getiriyor.

UZMAN GÖRÜŞLERİ: SÜRDÜRÜLEBİLİR SİNEMANIN ÖNEMİ

Kaliforniya Üniversitesi Çevre ve Film Çalışmaları Profesörü Dr. Katherine Lord, sürdürülebilir prodüksiyonların sanat dünyasındaki önemini şu sözlerle ifade ediyor:

"Film endüstrisinin çevresel etkileri genellikle göz ardı edilir. Ancak set malzemelerinin geri dönüştürülmesi, enerji tasarruflu aydınlatma kullanımı gibi uygulamalar, yalnızca doğayı korumakla kalmaz, aynı zamanda üretim maliyetlerini de düşürür."

Londra Metropolitan Üniversitesi Yeşil Film Teknolojileri Uzmanı Prof. Dr. James Stuart ise teknolojinin bu dönüşümde oynadığı rolü şöyle açıklıyor:

"Dijital teknolojiler, fiziksel setlere olan ihtiyacı azaltıyor ve sanal prodüksiyon ortamları sayesinde karbon emisyonlarını önemli ölçüde düşürüyor. Bu, sektörde devrim yaratabilecek bir potansiyele sahip."

BİLİMSEL ARAŞTIRMALAR: SÜRDÜRÜLEBİLİR FİLM ÜRETİMİNİN ETKİLERİ

Environmental Research Letters 'da yayımlanan bir çalışma, geleneksel film prodüksiyonlarında karbon emisyonunun %40’ının sahne aydınlatmalarından kaynaklandığını ve LED teknolojileri gibi çevreci çözümlerle bu oranın yarıya indirilebileceğini göstermekte.

Sustainability in Film and Media dergisinde yer alan bir araştırma, geri dönüştürülebilir malzemelerle yapılan setlerin, klasik yöntemlere göre %60 daha az atık oluşturduğunu vurgulamakta.

Nature Sustainability 'de yayımlanan bir başka çalışma, dijital prodüksiyon tekniklerinin, fiziksel setlere kıyasla enerji tüketimini %70 oranında azalttığını ve karbon ayak izini düşürdüğünü ortaya koymakta.

SÜRDÜRÜLEBİLİR SİNEMANIN ÖNE ÇIKAN TEKNİKLERİ

1. Yenilenebilir Enerji Kullanımı: Film setlerinde güneş panelleri ve rüzgar enerjisi gibi yenilenebilir kaynaklarla enerji ihtiyacının karşılanması.

2. Geri Dönüştürülebilir Malzemeler: Set yapımında ve kostüm tasarımında geri dönüştürülmüş malzemelerin kullanılması.

3. Dijital ve Sanal Prodüksiyon: Fiziksel setlerin yerine dijital ortamların kullanılması, prodüksiyon sürecinde doğayı korumada etkili bir yöntemdir.

4. Atık Yönetimi: Film setlerinde organik ve inorganik atıkların ayrıştırılarak geri dönüşüme uygun hale getirilmesi.

5. Yeşil Sertifikasyonlar: Çevre dostu prodüksiyonlara yönelik "Yeşil Film Sertifikası" gibi belgelerin teşvik edilmesi ve bu tür uygulamaların yaygınlaştırılması.

ÖRNEK PROJELER: ÇEVRE DOSTU FİLM YAPIMLARI

1. "Avatar: The Way of Water" (James Cameron): Film, prodüksiyon sürecinde enerji tasarruflu aydınlatma sistemleri ve geri dönüşüm malzemeleriyle çevre dostu bir yaklaşımla çekildi.

2. "No Time to Die" (Cary Joji Fukunaga): James Bond filmlerinin bu son yapımı, karbon emisyonlarını azaltmak için hibrit araçlar ve yenilenebilir enerji kaynaklarını kullandı.

3. "Dune" (Denis Villeneuve): Çekim mekanlarında geri dönüşüm altyapısı oluşturularak atık yönetimine önem verildi. Ayrıca sahne aydınlatmalarında enerji tasarrufu sağlandı.

4. Netflix Prodüksiyonları: Şirket, karbon nötr bir prodüksiyon hedefine ulaşmak için 2022 yılında "Sürdürülebilir Prodüksiyon Kılavuzu" yayınlayarak çevre dostu uygulamaları teşvik etti.

SİNEMA DÜNYASINDA SÜRDÜRÜLEBİLİR GELECEK

Sinemada sürdürülebilirlik, yalnızca çevresel etkileri azaltmakla kalmayıp, yeni nesillere daha iyi bir dünya bırakma sorumluluğunu da beraberinde getiriyor.

Bilimsel araştırmalar ve uzman görüşleri, yeşil prodüksiyon tekniklerinin hem ekonomik hem de çevresel faydalarını ortaya koyarken, film endüstrisinin bu alandaki yenilikleri benimsemeye devam etmesi gerektiğini gösteriyor.

Gelecekte, çevreye duyarlı yapımların yalnızca bir tercih değil, bir norm haline gelmesi bekleniyor.