14 Mayıs’ta yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde yüzde 5,17 oranında oy alan Sinan Oğan, 28 Mayıs’ta Cumhur İttifakı adayı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı destekleyeceğini duyurdu. Oğan’ın Erdoğan’a desteğini açıklamasının ardından, seçime kısa bir süre kala istifa eden danışmanı Hilal Gül, kişisel internet sitesinde yayımladığı yazısında dikkati çeken iddialar ortaya attı.
“Vardır Bir Planı” başlıklı yazısında Oğan ile ilgili “İnsanlara ettiği hakaretleri, psikolojik şiddeti mobbingle açıklamak hafif kaçacaktır” diyen Gül, “Siyasetten geçinen yani siyasi kariyerlerini asıl amaç haline getiren pek çok siyasetçi var. 14 Mayıs 2023 seçimlerden sonra ATA İttifakı adayı olarak %5.2 oy alan Sinan Oğan da bunlardan biri olarak Türk siyasi tarihine kara bir leke olarak geçmiş bulunmaktadır” ifadelerini kullandı.
Gül, daha önce sosyal medya hesabı üzerinden açıklama yaparak Oğan'ın “İkinci turda gerekirse Cumhur İttifakı’nı destekleyebiliriz, bakanlıklarımız, müdürlüklerimiz olabilir" dediğini ileri süren Alperen İnce'yi hatırlatarak, "Kendisi bizlere de 'Bakanlıklarımız, müdürlüklerimiz olur farklı imkânlarımız olur' demiştir" dedi.
"İDEOLOJİK GEREKÇELERİM SEBEBİYLE ÇALIŞMAYA DEVAM ETTİM"
Kendi blogunda yazdığı yazıda, Sinan Oğan'ın danışmanlığını yaptığını belirten Hilal Gül, TÜRKSAM’a önce bursiyer olarak girdiğini ardından eleştirel bir dille pek çok görevde bulunduğunu anlattı. Gül, Oğan’ın Ata İttifakı tarafından cumhurbaşkanı adayı olarak gösterilmesinden sonra seçim çalışmalarının içinde neden bulunduğunun söyle açıkladı:
“Doktoraya yeni başlamışken siyasi kampanya yürütmek aklımda olmasa da Türk milliyetçilerinin bir güç elde etmesi ve siyaseten bir baskı unsuru oluşturulmasını mantıklı bulduğum için her ne kadar çalışma şartları zorlasa ve kendisinin narsisizmi sollayan karakteri iş ortamını sürekli gerse de ideolojik gerekçelerim sebebiyle çalışmaya devam ettim.”
“İNSANLARIN ÖZGÜVENİNİ YERLE BİR EDEN TUTUMU HERKESİN PSİKOLOJİSİNİ ALT ÜST ETTİ”
Gül, Oğan’a karşı şu iddiaları öne sürdü:
“Çalışma şartları zordu, bize sürekli mobbing uyguluyordu demeyeceğim. Çünkü yaptığı şey mobbing değildi. İnsanlara karşı tutumunu, ettiği hakaretleri, psikolojik şiddeti mobbingle açıklamak hafif kaçacaktır. İnsanların özgüvenini yerle bir eden tutumu herkesin psikolojisini alt üst etti.”
“İKİNCİ BİR ERDOĞAN MI DOĞUYOR DÜŞÜNCESİ…”
İdeolojik sebeplerden dolayı istifa etmeyerek sabrettiğini söyleyen Gül, iddialarını şöyle sürdürdü:
“Son 3 ay boyunca tek bir gün tatil yapmadan, Cumartesi-pazar, gece-gündüz demeden çalışmaya devam eden 5-10 kişi idik. Tüm bu çabaların karşılığında ise bırakın doğru düzgün bir tavırla içten bir teşekkürü, çıktığı bir yayında ‘Benim en büyük eksim ekibimin amatör olması’ diyerek bizi küçük düşürmesi oldu. Bundan sonra ekibin morali bozulsa ve insanlara umut vermeye çalışsam da bu tavrın devam etmesi, bizi hakaret etmeden çalıştıramayacağını düşünmesi, tüm stresini ve sinirini çalışanlarından çıkarması artık aklıma ikinci bir Erdoğan mı doğuyor düşüncesini getirdi. Bunun üzerine istifa ettim. Yine de hâlâ içimde taşıdığım bir umutla, ‘Çok ortada bırakmış olacağım, birçok iş bana bakıyordu’ refleksiyle uzaktan gönüllü olarak destek olma fikrim de vardı. Ama elbette kötü tutumun devam etmesi buna da engeldi. Her şeyi kontrol etme çabası kimseye güvenmemesi de işin cabası… Pek çok kişi ile bu karakterin gittikçe Erdoğan’a benzeyecek olması beni Türk siyaseti açısından en çok endişelendiren şeylerden biri olmuştur.”
ALPEREN İNCE’NİN “CUMHUR İTTİFAKI İLE SEÇİM PAZARLIĞI” İDDİASI
Öte yandan Gül yazısında, Sinan Oğan’ın aday gösterilmeden önce, 2022 yılında kendisi ile çalıştıklarını ve bir daha görüşmediklerini belirttiği Alperen İnce’nin iddialarına da yer verdi. Alperen İnce Oğan'ın yanından “İkinci turda gerekirse Cumhur İttifakı’nı destekleyebiliriz, bakanlıklarımız, müdürlüklerimiz olabilir" dediği için ayrıldığını öne sürmüştü. Sinan Oğan ise, Alperen İnce'nin kendisine bir ay gibi kısa bir süre danışmanlık yaptığını, cumhurbaşkanlığı adaylığı söz konusu olmadan, Eylül 2022'de ayrıldığını söylemişti. Gül, Alperen İnce'nin iddiasıla ilgili olarak şunları söyledi:
“Tüm bunların yanında malumunuz Alperen İnce ve Milliyetçi Odak meselesi… Alperen tek bir yalan, iftira atmadan; benim yukarıda yaşadığım şeyleri görmesi ve aynı zamanda Cumhur İttifakı'na katılma konusundaki söylemleri sebebiyle pek çok kere Sinan Oğan’ın ‘kendisine ait açıklamalarını yorum katmadan’ Milliyetçi Odak’tan paylaşarak bu durumu insanlara göstermeye çalıştı. Cumhur İttifakı meselesini, seçim kampanyasına başlamadan hemen önce bizim grubumuzla da konuşmuştur. İki tarafla da görüşürüz söylemini ben stratejik bir hamle olarak değerlendirip Cumhur İttifakı’na dahil olabileceğini kendime yediremedim sanırım. Kendisi bizlere de 'Bakanlıklarımız, müdürlüklerimiz olur farklı imkânlarımız olur' demiştir. Ancak kendi sözleri ile ona muhalefet eden bir kişi bile olsa buna tahammül edemeyen Sn. Oğan, Alperen İnce ve Milliyetçi Odak’ı her defasında yalanlarıyla hedef göstermiş ve en son Fatih Altaylı’da yine bu konudan mağduriyet yaratarak 'Bizi linçliyorlar' diyerek geçiştirmeye çalışmıştır.”
Gül, “5 Mayıs 2023 Cuma günü gerçekleşen istifamın ardından Alperen kardeşime karşı yok yere linç kampanyası ve itibar suikastı yapmaya çalışan bir cumhurbaşkanı adayına artık sabredecek gücüm kalmamış olacak ki ben de dayanmadım ve o gün buna karşı çıktım” ifadelerini kullandı.