İbn Haldun Üniversitesi (İHÜ) Felsefe Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Enis Doko, insanların sosyal medyada gördüğü paylaşımlara karşı duygularına hakim olmak, mantık safsatalarına ve propagandaya kanmamak ve doğru bilgiyi yanlıştan ayırt edebilme çabasında olmak için birden fazla alternatifi zihninde bulundurarak düşünme gibi felsefecilere özgü zihni savunma sanatı yeteneğine ihtiyacı olduğunu söyledi.
Doko, Dünya Felsefe Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada, biyoteknoloji sayesinde gelişecek yeni tarım ve gıda üretme yöntemleri, alternatif enerji kaynakları, yeni tıbbi gelişmeler, robotik ve yapay zekanın çevre, hayat kalitesi ve açlık üzerinde çok önemli çözümler sunacağına şüphe olmadığını, bu anlamda teknolojik araştırmaları desteklemenin doğru bir yaklaşım olduğunu belirtti.
Teknolojinin bir araç olduğuna ve iradesinin olmadığına işaret eden Doko, şu değerlendirmede bulundu:
"Gelecek dünyanın sorumluluğu bizim elimizde, bu sorumluluğu teknolojinin üstüne atamayız. Teknoloji yanlış kullanılırsa kolaylıkla dünyayı yaşanmaz hale getirebilir, göz açıp kapanıncaya kadar dünya üzerindeki yaşamı yok edebilir. Teknolojinin bizi iyi ya da kötü yapmaya kudreti yok, bu bizim kendi sorumluluğumuz. Bu arada yapay zeka gibi yeni teknolojilerin bazı meslekleri gereksiz kılarak toplu işsizlikler gibi yeni sorunlar yaratabileceğini de unutmamak gerekiyor."
Doko, 21. yüzyılda "Mahremiyet paradoksu" kavramının ortaya çıktığını belirterek, bireylerin mahremiyetin çok önemli bir kavram olduğunu iddia ettiğini ama sanki önemsemiyormuş gibi yaşadıklarının altını çizdi.
"SOSYAL MEDYADAN BAĞIMSIZ BİR SIĞIANK YAPIN"
Yediği yemekten görüştüğü dostlarına, okuduğu kitaplardan dinlediği müziğe kadar insanların bütün mahrem bilgilerini sosyal medyada paylaştıklarını aktaran Doko, "Mahremiyetimizi kimse bize veremez, onu ancak biz alabiliriz. Hayatımızda sosyal medya ve internetten bağımsız bir köşe, bir sığınak yapmamız şart. Aksi halde toplum ve şirketlerin 'malı' olacak, bireyselliğimizi kaybedeceğiz. Yaygınlaşan trendlere göre değil, kendi irademizle yaşamayı öğrenmemiz lazım. Alışkanlıklarımız ve bağımlılıklarımız irademizin önüne geçmemeli." diye konuştu.
Her çağın kendi sorunlarını ortaya çıkardığını belirten Doko, teknolojinin, teleskop ve mikroskop gibi bir araç olduğunu, bu araçların beş duyuyu güçlendirip, bireyin nüfus edemediği yerlere nüfus etmesini sağladığını, bu nedenle teknolojinin yeni gizemlere yol açacağını düşündüğünü ifade etti.
"Beynin gizemleri, diğer gezegenlerde yaşamın imkanı, yapay zeka ve genetik müdahalelerin etik sınırları ne olmalı?" sorularına cevap aradıklarını dile getiren Doko, yapay zekanın büyük verilerden anlamlı sorular çıkarabileceğini ama felsefi soruların cevaplarının verinin büyüklüğü ile ilgili olmadığını, yapay zekanın bazı konularda insanlara yardımcı olamayacağını vurguladı.