Şimdi ne olacak?
Referandum günü aldığı "hukuksuz" kararlarından sonra toplumun sair ekseriyetinde "oy pusulasını mühürlemekten aciz" olarak algılanan YSK'nın, "hangi partinin seçmeni ne oy verdi" sorusuna cevap vermesi "Ütopya" için bile ütopik olurdu!
Neyse ki, aranan cevap bulundu.
***
AKP seçmeninin yüzde 90'ının "Evet", CHP seçmeninin yüzde 95'inin "Hayır", MHP seçmeninin yüzde 73'ünün "Hayır" ve HDP seçmeninin yüzde 91'inin "Hayır" oyu verdiğini öne süren IPSOS araştırmasının dikkat çeken iki verisi:
Bir: Araştırmaya göre ilkokul mezunu veya tamamen eğitimsiz olan kesim yüzde 70 oranında "Evet" demiş görünürken, yükseköğrenim mezunları yüzde 61 oranında "Hayır" demiş görünüyor. Yani, aynen referandum öncesi yapılan anketlerde de öngörüldüğü gibi eğitim seviyesi arttıkça "Hayır" oranı yükseliyor.
İki: İktidar "18 yaşında milletvekilliği" havucundan bir hayli umutluydu ama tutmamış görünüyor. Araştırmaya bakılırsa Türkiye nüfusunun 18-24 yaş aralığı "Hayır'cı"; ilk kez oy verenlerin yani AKP'nin vekillik vaat ettiği gençlerin de yüzde 58'i "Hayır" demiş Anayasa Değişikliği'ne.
***
Merak ettiğim bu sonuçların sonuçları...
Ne yapacaklar?
Eğitim seviyesi yükseldikçe milletin gözü açılıyor diye üniversiteleri mi kapatacaklar?
Halkı "cehaletle" mi hizaya sokacaklar?
Sıfırdan, kendi ülkülerine göre dizayn edilmiş nesiller yetiştirebilmek için çılgın bir üreme kampanyası başlatmışlardı; üç çocuk, üç de yetmez beş çocuk. O çocukların gideceği okulların müfredatlarını sil baştan yenilemişler, Atatürk gibi, Cumhuriyet değerleri gibi, ilke ve inkılaplar gibi "zararlı fikir kaynakları(!)"ndan arındırmışlardı...
Lakin, ilk defa oyunu kullanan, yani AKP döneminde yetişmiş gençler bile "Hayır" dediğine göre -bir de "maya" diye bir gerçek var neticede- halkı kısırlaştırarak mı koruyacaklar varlıklarını?
***
Açılım bülbülleri
ötmeye başladı
-----------
Hiç vakit kaybetmeden başladılar:
- Referandumu Güneydoğu ve Doğu'dan gelen 'evet'ler kazandırdığına göre, Kürt oyları AKP'ye yüzde 10 katkı sağladığına göre, sıra AKP'de!...
- "Kürtlere(!)" bir güzellik yapsın ki, bu desteği 2019'da da alsın!
Çanlar "açılım" için çalıyor!
Benim naif milliyetçi kardeşlerimin ülkücüleştiğini(!) zannettiği sistem, Barzani'ye "teşekkür paketi"ne hazırlanıyor!
***
Motor mu bozuldu!
------
17 Nisan geçti...
Aranızda uçan var mı?
18 Nisan geçti...
Uçtunuz mu?
19 Nisan geçti...
Hani uçan?
20 Nisan geçti...
Eee... Bekliyoruz... Var mı uçan?
Bugün de mi yok!
Tuhaf...
Oysa "16 Nisan'da "evet" çıkacak, Türkiye koşacak hatta motor takıp uçacak"tı; buydu kampanya sloganları...
16 Nisan'dan önceki gibi ağıtlar, gözyaşlarıyla şehit cenazeleri omuzlamaya devam ettiğimize göre, memleketin her yanından aynı kan donduran cinayet haberleri, aynı taciz haberleri, aynı tecavüz haberleri yağmaya devam ettiğine göre, çarşı-pazardaki yangın değil sönmek daha da harlandığına göre vs... vs...
Kalkışta motor mu bozuldu acaba!
***
Ne büyük dram
---------
Bu "torun sultan" da olmasa neye, kime güleceğiz bilmiyorum.
Bu sefer de "Türkiye'den kız vermedikleri için aile büyüklerimiz yabancı kadınlarla evlenmek zorunda kaldı" buyurmuş.
Ne büyük trajedi!
Ne büyük dram!
Nasıl da acıklı!
Da...
Kafam karıştı.
***
Misal Orhan Bey, sonradan Nilüfer Hatun adını alan Holofiro'yla "Türkler kız vermediği için" mi evlenmişti?
Ya Bizans İmparatoru'nun kızı Asporca'yla?
Ya Sırbistan Kralı'nın kızı Theodora'yla?
Fatih Sultan Mehmet'e kız verecek Türk yok muydu da önce Mora despotunun kızı Helene'yle, sonra da Trabzon Rum İmparatoru'nun kızı Anna'yla evlenmişti?
Kanuni Sultan Süleyman'ın Türk kızı alamamış mıydı ki Ukraynalı Roxelena'yla evlenmişti?
Yahudi Rachel'le evlendiğine göre 2. Selim'e de kız vermediler zahir memleketinde!
3. Murat, Türkler kız vermediği için mi Venedikli Sophia'yla evlendi sanki!
***
Osmanlı hanedanında neredeyse "gelenek(!)" halini almış olmasa, oturup hep birlikte ağlayacaktık "torun sultan"ın dramına...
Hayır bir şey değil;
Kendi ninelerinin hatırasına saygısızlık...
O "yabancı kadınlar" doğurmadı mı sonuçta kokularını satarak para kazandığı padişahları!