Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Atasoy, can sıkıntısından farklı olarak bireyin hayattaki işlevlerini bozan bir durum olan “ennui” için profesyonel desteğin önemine dikkati çekti.
Zonguldak Bülent Ecevit Hastanesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nuray Atasoy, ennuinin yeni yeni konuşulan, dikkat çekilen bir kavram olduğunu ve kronik sıkıntı halini anlattığını söyledi.
Ennuinin genel anlamda bir boşluk, anlamsızlık hissi, hiçbir şeyden keyif alamama, insanın motivasyonunu ve hareket etme kabiliyetini bozan genel bir durum olduğunu belirten Atasoy, şöyle devam etti:
“Ennui ile ilgili tanımlara baktığımızda biraz tükenmeyi çağrıştırıyor. Depresyondan ayrımı hayatın içinde, hayatın bir parçasıyla ortaya çıkan bir şey olması. Mesela yeni bir işe başladınız. Hevesle keyifle gidiyorsunuz. Sonra bir süre sonra haliyle bir monotonluk kazanıyor. O nedenle de daha önce keyifle istekle heyecanla yaptığınız bir şey bir süre sonra boş, anlamsız geliyor. Kişinin motivasyonunu ortadan kaldırıyor ve isteksizlik, genel bıkkınlık haliyle de beraber o duygu daha kalıcı, derin, yoğun ve kişinin hayattaki işlevlerini, işini, sosyal ilişkilerini, kendine bakımını bozuyor.”
Atasoy, ennuinin kişiyi bir şey yapmaya dürten can sıkıntısının olumlu yanından farklı olarak daha çok insanı hareketten alıkoyan bir durumu anlattığını dile getirdi.
İnsanların sürekli stres altında olduklarını aktaran Atasoy, “Haz kültürüne yani her daim mutlu olma, sosyal medyada gördüğünüz sürekli dikkat çekici olma, sıra dışı işler yapmayla ilgili de bir baskı altında kalıyoruz. Halbuki hayat öyle değil. Öyle olunca da rutin yaptığınız işler, aktiviteler anlamsızlaşabiliyor. Burada modern hayatın da rolü var. Doğadan kopmamız, değerlerin kaybı, can sıkıntısı, durgunluk, keyifsiz olmak gibi hayatın içerisinde doğal duygulara da katlanamadığımız için böyle bir dayanamama hali oluyor.” ifadelerini kullandı.
“BİREYİN SOSYAL İLİŞKİLERİNİ, KENDİNE BAKIMINI BOZUYOR”
Atasoy, her zaman aynı aktiviteyi yapmanın tek yönlü beslenmeye benzediğini anlatarak, şunları kaydetti:
“Farklı alanlarda biraz sanatla, sporla uğraşmak, doğadan kopmamak, çıkarımız olmaksızın iyilikle ve dünyaya güzellik katmakla ilgili aktiviteler ruhumuzu besliyor. Bazen bu ihmal oluyor. Kitap okumak, müzik dinlemek, yaratıcı aktiviteye yeteneğiniz varsa bunu hayata geçirmek, toplumsal iyilik içeren aktiviteler yapmak, sosyalleşmek bu yıkıcı can sıkıntısının üstesinden gelmek için yapabileceğimiz şeyler. 'Hayat böyle' deyip geçmemek ve profesyonel yardım almak gerekiyor ve bu alanda tecrübesi olan, klinik bir psikologdan yardım istemek gerekiyor.”
Bu ruh halinin kalıcı, derin ve yoğun şekilde kişinin işlevlerini bozduğunu ifade eden Atasoy, kötü hissetmenin hayatın bir parçası olduğunu ancak ölüm fikrinin akla gelmesiyle durumun çok daha tehlikeli bir hal alabileceğini sözlerine ekledi.