Şiir.. roman.. film.. alkol.. sigara..
Devletin tepesinden her gün bir vecize sâdır oluyor...
Biriken vecizeleri savurmak için bahâne kıtlığı yok... Muhtar sayısı o kadar fazla ki, bölük bölük, katar katar, kervan kâfile saraya dâvet ediliyorlar ve devletin tepesi attıkça kürsüden savruluyor vecizeler arka arkaya...
Mikrofon ve kamera zaten sebil gibi... Tüm medya emirlerine âmade devletin tepesinin...
Son vecize şiir, roman ve film üzerine...
Şiir, roman ve filmin kendisi değil, semptomları ve sebep olduğu komplikasyonlar üzerine daha doğru bir ifâdeyle...
Bundan sonra şiir ve roman okuyacaklar ve film izleyecekler daha evvelden alerji testi gibi test yaptıracaklar ve şiir, roman ve filmin insan bünyesindeki yan etkilerine açık olup olmadığına karar verilecek... Kişinin kaç doz şiir, kaç doz roman ve kaç doz film alabileceğini bu test neticeleri belirleyecek... Sabah ve akşam tok karnına birer dörtlük şiir... 24 saatte bir birkaç sayfa roman ve gece yatmadan evvel de bir tarihî film...
Devletin tepesi, muhtar davetlerinin arasına belki de farklılık ihtiyacıyla başka etkinlikler düzenliyor zaman zaman...
Son etkinlikte 'sigarayı bırakanlar' dâvet edildi ve günün anlam ve önemine binâen yeni bir vecize sâdır oldu...
"Açıkçası sigara ve alkol gibi bağımlılığa yol açan şiir, roman, film gibi büyük finans yönünün arkasında yattığını görüyoruz..."
Pes doğrusu...
Tüm şairlere, romancılara ve film yapımcılarına tez elden bir tutuklama müzekkeresi neredeyse vâcip oldu...
Yeşilçam'ın ve yayınevlerinin de köküne kibrit suyu....
"Milletin bir ciğarası kaldı ona da ilişmeyin" diyen Neşet Ertaş'a rahmet...
Cengizhan Orakçı, Mehmet Sâdık Fidancı ve Süleyman Ağa Baydilli yazdıkları o muhteşem şiirlerin alkolizme sebebiyet verdiğinin farkında değiller, derhal nedâmet getirip şiiri bırakmalılar, vatanseverlik duyguları şiir sevdâlarından üstündür şüphesiz...
İhsan Oktay Anar yazdığı romanların kaç gencimizi AMATEM'e düşürdüğünü bilmiyordur hiç şüphe yok ki...
Çağan Irmak 'Babam ve Oğlum' filmini çekerken tabii olarak yüzlerce, binlerce babayı ve oğulu senatoryumlara düşüreceğini, kaç akciğerin 'Babam ve Oğlum' filmi yüzünden iflâs edeceğini bilseydi "Kameram kırılaydı da o filmi çekmeseydim" derdi muhakkak...
Yazılmışlara, çekilmişlere çâre yok...
Artık yazılacakların ve çekileceklerin önüne geçmek bir millî vazife oldu...
Kameralar stop...
Kelimeler artık tek başına.. mısraya.. beyte.. dörtlüğe.. hele hele şiire zinhar dönüşmemeli...
Kelimeler artık tek başına.. paragrafa.. repliğe.. hele hele romana asla dönüşmemeli...
Tek başına dolaşmalı kelimeler boşlukta, birbirine değmeden, yan yana gelmeden, bir anlama dönüşmeden tek başına dolaşmalı boşlukta...
"Beyhûde birikmemeli kelimeler!.."
Vizörler görmemeli, hiçbir kayda değer enstantaneyi sâbitlememeli...
Sigara ve alkolizm mi, yoksa şiir, roman ve film mi?
Tercih sizin!..