Şii İslam ile Sünni İslam karşı karşıya
Şii din adamı Şeyh Nimr'in Suudi Arabistan'da idam edilmesi üzerine bu ülke ile İran arasında gerilim zirveye vurdu. Suriye, Irak, Hizbullah İran'ın yanında pozisyon aldı. Sudan ve Bahreyn de Suudi Arabistan'ın yanında yer alarak İran'la diplomatik ilişkilerini kesti. Birleşik Arap Emirlikleri de Suudi Arabistan'ın yanında yer aldığını açıkladı.
Uzun zamandan beri İran ile Suudi Arabistan Orta Doğu'da birbirlerine karşı ciddi bir nüfuz mücadelesi veriyor. Mikro boyutu itibarıyla İran ile Suudi Arabistan'ın mücadelesi, makro boyutu itibarıyla ABD ve Rusya mücadelesidir. ABD-İsrail söylemek istediğini Suudi Arabistan üzerinden söylemektedir. Rusya ise yapmak istediğini İran üzerinden yapmaktadır. İran-Suudi Arabistan mücadelesi sembolik boyutta küresel güç mücadelesidir.
Çatışma kime yarar?
Filistin'de birbiriyle karşı karşıya gelmiş Hamas ve FKÖ, Filistin davasını güçten düşürmüştür. Irak'ın üçe, Suriye'nin beşe bölünmesi herkesten önce ve her şeyden daha çok İsrail'in işine yaramıştır. Bugün Suriye'de İsrail'in aklından geçirip de yapamadığını IŞİD yapmaktadır.
İran-Suudi Arabistan çatışması genel anlamı itibarıyla İslami bir iç savaştır. Sünni ve Şii ülkelerin bir birlerine karşı birbirlerinin kaynaklarını kurutması anlamına gelmektedir. 8-9 yıl süren Irak-İran savaşı hangi işe yaradıysa İran-Suud eksenli mezhep çatışması da aynı işe yarayacaktır.
Küresel güçlerin stratejik beyinleri, soğuk savaş döneminin "ideolojik" mücadelesinin yerini kültürün aldığını ve küresel dünyadaki mücadelenin "medeniyetler arasında" süreceğini iddia etmişlerdi. Medeniyetler arası çatışmanın maliyetinin ağırlığı Afganistan ve Irak operasyonlarıyla ortaya çıkmıştır. Samuel Huntington'un aksine Bernard Lewis, yaşanacakları önceden itiraf eder gibi genel manada "medeniyetler çatışması değil, asıl medeniyet içi çatışmalar yaşanacak, İslam kendi içinde çatışacaktır" iddiasını ortaya atmıştır.
Putin'in danışmanı Aleksandr Gelyeviç Dugin ise NATO'nun varlığını İslami tehdidin varlığıyla açıkladığını belirterek, Batı ile Rusya'nın siyasal ve stratejik ilişkilerini belirleyen etmenlerin başında İslami tehdidinin geldiğini yazmıştır. Dugin, 'Yeni Dünya Düzeni'nin mimarlarının, "tek kaynaklı bir İslami köktenciliğin varlığı ve onun saldırgan gücü"nden söz etmektedirler, diyerek "İslam dünyasının tek kaynaklı olmaktan uzak olduğunu, içinde dinsel, tarihsel, kültürel akımlar yönünden ve gelişme biçimleri açısından farklılıklara" özellikle dikkati çekmiştir.
Orta Doğu Şii-Sünni çatışması kaldıramaz!
İslam ülkeleri birbirlerinin gırtlaklarken eli iyice boş kalan İsrail ise icraatlarına devam etmektedir. Allah Filistinlilerin yardımcısı olsun!