Sığınmacılar günde kaç ekmek yiyor? Yusuf Hoca, Erdoğan’a cevap verirken açıkladı

Sığınmacılar günde kaç ekmek yiyor? Yusuf Hoca, Erdoğan’a cevap verirken açıkladı

Yeni göçmenlerin de kabul edileceğini Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından açıklamasının ardından göçmenlerin ülkeye maliyeti de yeniden gündeme geldi. Yusuf Halaçoğlu, göçmenlerin ekonomiye yükünün hesaplanandan çok daha fazla olduğunu belirtirken, "Türkiye’ye gelen sığınmacıların bütçede kara delik oluşturduğunu hiç gündeme getirmiyor” dedi.

FATİH ERBOZ / Yeniçağ Özel Haber

Türkiye’nin 2025 yılı bütçesi iktidar tarafından TBMM’ye sunulmasının ardından tartışmalar başladı. Türkiye’nin son dönemde ülkede bulunan başta Suriyeliler ve Afganlıların ardından yeni göçmenleri de kabul edeceğinin Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından açıklamasının ardından göçmenlerin ülkeye maliyeti de yeniden gündeme geldi. Kutlu Parti Genel Başkanı Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu, göçmenlerin ekonomiye yükünün hesaplanandan çok daha fazla olduğunu söyledi. Halaçoğlu, “Bugüne kadar meselenin hep demografik boyutunu dile getirdik. Elbette ekonomik yükü de çok fazla. Bugün 12 milyon yaklaşık göçmen var Türkiye’de. Bu insanlar günde 1 ekmek yeseler 12 milyon ekmek yapıyor. Bir kere Türkiye sırf bu nedenle buğday ithalat etmek zorunda kalıyor. Bu başta Türkiye’ye ithalat zararı demek. İstihdam, vergi kaybı, sağlık harcamaları da düşünüldüğünde bütçeye yükü ortada. İktidar yeni anayasa tartışması yapıyor ama yanlış politika sonucunda Türkiye’ye gelen sığınmacıların bütçede kara delik oluşturduğunu hiç gündeme getirmiyor” diye konuştu.

BÜTÇEDE KARA DELİK OLDULAR

Türkiye’nin göç nedeniyle sadece demografik yapısının değil, ekonomisinin de bozulduğunu ifade eden Halaçoğlu, şunları söyledi:

“İstihdam, vergi kaybı, asayiş, sağlık harcamaları, ithalatın artması, bunlara bağlı diğer nedenleri de akla getirdiğimizde ülke ekonomisine yükü ne kadar hesaplayın. Bunun içinden çıkamazsınız. Neresinden tutarsanız dökülür. En basitiyle, Türkiye’de bulunan yaklaşık 12 milyon göçmen her gün bir ekmek yese günde 12 milyon ekmek yapar. Türkiye elindeki buğdayı buraya yetiştiremez, buğday ithal etmek zorunda kalır. İthalat demek Türkiye’nin kasasından döviz çıkması demek. Bu sayede Türkiye buğday da satamıyor. Böylelikle hem ithalat, hem ihracat açısından zarara uğruyor. Bunun bile zararı bütçeye nasıl bir yük getirecek hesaplayın. Öte yandan birçoğu kaçak çalışıyor. Bu ne demek, Türkiye’de istihdamın azalması demek. Asgari ücretin altında çalıştıkları için yani kayıtsız oldukları için sağlık harcamalarına para ödemiyorlar demek. Eğer sağlık harcamalarına ücret edemiyorlarsa Türkiye’ye başlı başına bir yük olacakları ortada. Bunun zararını ise Türkiye’de kayıtlı bulunan işçi ve işveren ayrıca devlet kasası ödüyor.”

TÜRK ESNAF SİFTAH YAPAMIYOR ONLAR VERGİ ÖDEMİYOR

Türkiye’de iş yeri açanların da ülke ekonomisine yük getirdiğini belirten Halaçoğlu, “Düşünebiliyor musunuz, bu insanlardan vergi alınmıyor. Bunun yanında bir de yurt dışından kaçak ürün getirerek Türkiye’de satıyorlar. İstihdam ettikleri insanlar için prim ödemiyorlar, esnaf oldukları halde vergi ödemiyorlar, yurt dışından kaçak yollarla getirdikleri ürünleri satıyorlar, bir de bunun vergisini ödemiyorlar. Sonuçta ülke ekonomisi ayrıca bir yük daha çekiyor. Yurt dışından Türkiye’ye göç edenler, sığınmacılar hiçbir ücret ödemeden ticaret yaparken, Türk esnafı vergi ödeyeceğim diye çalışıyor. Siftah yapamadan dükkan kapatıyor. Türkiye’de esnaf zaten ekonomik durumdan dolayı can çekişirken, bir de sığınmacılar nedeniyle ayrıca sorun yaşıyor. İktidar ise hiç bunlar olmuyormuş gibi Lübnan’dan ve Filistin’den gelecekleri de kabul ederiz diyor. Böyle bir sorumsuzluk olmaz” diye konuştu.

KAYIT ALTINA ALINDI MI BİRİ BİLE TÜRKİYE’DE DURMAZ

Asayiş, güvenlik, demografik olarak da ülkeye ekonomik zararının dokunduğunu belirten Halaçoğlu, “Asayiş olayları nedeniyle yaşanan toplumsal zarar ortada. Bunun ekonomiye yansıması da oluyor. İnsanlar yaşanan olaylar nedeniyle Türkiye’de yatırım yapmaktan kaçıyor. Ayrıca yaratılan güvenlik sorunları da ekonomik ortamı olumsuz etkiliyor. Sığınmacıları göndermek için herkes bir formül ortaya atıyor. Bunları tartışalım ama kimse ekonomik çözümden bahsetmiyor. Yapılacak tek iş hepsini tek tek çalıştıkları yerlerde kayıt altına almak, iş yerlerini kayıt altına almak. Aynen Türk vatandaşı gibi asgari ücretle çalışacaklar. Bu insanlar için de prim ödenecek. Eğer kayıt altına alırınlarsa o zaman sağlık harcamalarına ücret ödemek zorunda kalacaklar. Yabancı esnaf vergi ödemek zorunda kalacak. Bunları yaptığınız takdirde yani ülke ekonomisi içinde bulunan sığınmacıları kayıt altına aldığınız takdirde tek bir yabancının Türkiye’de kalması mümkün olmaz. Hepsi kendiliğinden gidecektir. Kalan da zaten ekonomiye katkı sağlayacağı için sorunu en azından ekonomik boyutuyla çözersiniz” ifadelerini kullandı.

BUĞDAY İTHALATINA KATKILARI VAR

Türkiye’nin tarımına da sığınmacıların zarar verdiklerini ifade eden Halaçoğlu, “ Bu insanları ucuz işgücü kullanarak çalıştıranlar faydalandıklarını düşünüyorlar ama tarım da yaptığımız ülke harcaması arttıkça aslında yapılan ithalatın parası market raflarındaki fiyatlarla yine hepimizin cebinden çıkıyor. En azından buğday ithal ediyorsunuz, bu da unlu mamullerin tamamına yansıyor. Türkiye buğday ihraç edecekken, buğday satın alıyor. Gıda enflasyonuna belki direkt ettik etmiyorlar ama katkı da bulunuyorlar. Bunların toplamına baktığınız da ve yine nüfus artışlarına dikkat ettiğiniz de Türkiye ekonomisinin bu soruna çözüm bulmadan sadece makroekonomik dengeleri tartışarak düzelmesinin zor olduğu görürsünüz” dedi.