Şili’nin başkenti Santiago’nun merkezinde bir Cuma gecesi, 15 kişilik bir grup, mum ışığında tütün ve tütsü kokuları arasında bir araya geliyor. Şeytan Tapınağı üyeleri, kutsal olarak gördükleri bir ritüeli gerçekleştirmek için hazırlık yapıyor. ABD’deki Şeytan Tapınağı’nın kilise olarak kabul edilmesinin ardından, Şili’de de benzer bir örgütlenme, hükûmetten yasal bir dinî topluluk olarak tanınmayı talep ediyor.
Bu hareket, Katolik kilisesindeki cinsel istismar skandallarının ardından Şili’de hız kazanan inanç kriziyle doğrudan bağlantılı. Geleneksel Katolik öğretilere duyulan güven azalırken, bazı bireyler Şeytan Tapınağı gibi organizasyonlarda özgürlük, bireysellik ve dünyevi hazlara dayalı bir yaşam tarzı arayışına yöneliyor.
Dogmalara Karşı Radikal Tepki
Şili’deki Şeytan Tapınağı, adının çağrıştırdığının aksine kurban sunma ya da şeytana tapınmayı amaçlamıyor. Tam aksine, üyeleri akılcılığı, bireyselliği ve hazza dayalı bir hayatı kutsal kabul ediyor. Topluluk sözcüsü Haborym, bu oluşumun şeytan figürünü sembolik bir anlamda kullanarak ritüeller gerçekleştirdiğini belirtiyor. Şeytan Tapınağı üyeleri, tanrıya değil, insanlığa saygı gösteriyor ve bireyin kendi kaderini yaratabileceği fikrini savunuyorlar.
Hollywood filmleri ve dizilerin yarattığı klişelerden uzak duran bu modern Satanistler, suç kaydı olan bireylerin topluluğa katılımını yasaklıyor ve hayvan istismarına kesinlikle karşı çıkıyorlar. Topluluğun bir üyesi olan Kali Ma, Şeytan Tapınağı’na katılmadan önce Yehova’nın Şahitleri’nden ayrılmış bir diş hekimliği öğrencisi olarak, geleneksel dinlerin bireysel özgürlükleri kısıtlayan bir tarafı olduğunu öne sürüyor.
Yasal Tanınma Çabaları ve Toplumdaki Yankıları
2021 yılında kurulan Şili Şeytan Tapınağı’nın bugün 100 üyesi bulunuyor ve son birkaç hafta içinde 400’den fazla kişi başvuruda bulundu. Topluluğun Şili Adalet Bakanlığı’na resmî tanınma talebiyle başvuruda bulunması, ülkedeki ana dinî cemaatler arasında büyük yankı uyandırdı. Katolik, Anglikan, Yahudi ve Protestan cemaatlerinin liderleri, bu gelişmeyi "trajedilere sebep olmuş" bir tarihî sürecin parçası olarak değerlendiriyorlar.
Özellikle gençler arasında büyüyen ilgi, kilise öğretilerinden uzaklaşarak, daha az dogmatik bir yol arayışını yansıtıyor. Uruguay Katolik Üniversitesi’nden din uzmanı Néstor da Costa, bu eğilimi “Katolikliğin sunduğu katı öğretilerden koparak, daha esnek bir inanç arayışına yönelme” olarak yorumluyor. Şeytan Tapınağı üyeleri, geleneksel dinlerin sunduğu mutlak çözümlerden uzak, bireyin kendi gerçekliğini yaratabileceği bir alan sunduğunu belirtiyor.
Geleneksel dinlerden bağımsız olarak kurulan bu cemaat, Şili’nin toplumsal yapısında köklü bir değişiklik arzusunu simgeliyor. Yasal tanınma çabaları devam ederken, Şeytan Tapınağı, dinî otoritelerin karşı çıkışlarına rağmen büyümeye devam ediyor.
