İşte Servet Avcı'nın 5 Ağustos'ta yazdığı "İlk taşı kim fırlatmalı?" yazısı:
Akıl sağlığımız ciddi tehdit altında!..
Şevki Yılmaz 'demokrasi nöbeti'nde konuşuyor!.. Egemen Bağış Taksim Meydanı'nda tebrikleri kabul ediyor!.. İ. Melih Gökçek ve Hüseyin Gülerce bize paralelin kötülüklerini anlatıyor!..
Buradan siyasî rant çıkarmak ve en önemli siyasî rakiplerini engellemek isteyen kimileri Meral Akşener'e çatıyor… Sık sık "Başbakan olacağım" dediğini hatırlatıyor!.. Meral Akşener de hatalı tabii, muhalif bir partinin genel başkan adayı olarak talip olması gereken yerin Başbakanlık değil, en fazla Mamak Belediyesi Zabıta Müdürlüğü olması gerektiğini bilmiyor!..
Dün 'Fethullah Gülen' deyip de arkasına 'hocaefendi'yi eklemeyenlere ağız dolusu salyayla saldıran, şimdi şeytan taşlama törenlerindeki gibi öne geçip hınçla taş fırlatmak için diğer 'aldatılmış'ın ayağına basıyor!..
Yaptığı büyük kıyakların karşılığı olarak karısının adına okul açılan Büyükşehir Belediye Başkanı, işin ucunun mutlaka kendisine geleceğini bildiğinden olsa gerek, feryatlarıyla yeri göğü inletiyor!..
Çocuklarını paralelin okullarında bedava veya indirimli okutmak için mahalle imamlarına bile kırk takla atan siyasetçi sınıfı televizyon ekranlarında dolu dolu konuşuyor, tehlikeye dikkat çekiyor!..
'Mezardakilere bile oy kullandırılması' talimatı geldiğinde Pensilvanya'ya 'mübarek belde' gözüyle bakan kimi politika tüccarı, Erdoğan'ın gözüne girmek için neft yağı içmiş gibi performans sergiliyor!..
Bütün şöhretini Ergenekon sürecindeki yazdığı iftira dolu kitaplara ve televizyonlardaki yalan söyleme potansiyeline borçlu olan 'haksız şöhret' takımı şimdi belli tarihten önceki yalan ve iftiraları için kendilerince 'genel af' ilân ediyor!..
***
Görüldüğü üzere sadece demokrasimiz değil akıl sağlığımız da ciddi tehdit altında!..
Milletçe aklımıza hedef gözeterek doğrudan saldırı var; ekranla, klavyeyle, mikrofonla, kızarmayan yüzlerle… Biraz daha bastırsalar, tek kusurları Türkçe Olimpiyatları'na katılıp horon etmek olan Tanzanyalı masum çocuk zannedeceğiz bunları!..
Aslında her şey o kadar açık ki… 'İçinizde ilk taşı en masum olanınız fırlatsın' denildiğinde yutkunmadan, tereddüt etmeden, kulaklarına kadar kızarmadan en öne kim geçebilir?
Türkiye'nin hasarlı da olsa büyük tehlike atlattığı açık bir gerçek… İyi de bugüne gelişi doğru yorumlayamayanlar sağlıklı geleceği nasıl kurgulayacaklar?
Bu kadar büyük malî güce ulaşılmasında belediyelerin büyük payı var… Özellikle büyükşehirlerdeki kirli ittifakların, aşağılık imar hareketlerinin ve resmî olmasa da herkesin bildiği o iğrenç ortaklıkların…
Peki bu büyükşehirler hangileri? Mogadişu, Dakar veya San Salvador olabilir mi? Ticaret odaları seçimlerini kazanmak daha düne kadar hangi büyükşehirlerde kimler kol kola yürüyordu?
***
Kabul, iç ve dış tehditler yüzünden çok kırılgan bir zeminde yürüyoruz… Siyasî rekabetin ötesinde sorumluluk gerektiren bir süreç bu… İyi de bu hâle gelişimizde her tarafta parmak izi olanların ülkemize daha huzurlu bir gelecek hazırlayabileceğinden nasıl emin olacağız? Güvenlik ve istihbarat bürokrasimizin içinde kimlere güvenip kimlere güvenmeyeceğiz?
Sembolik değerde olduğu için altını çizmekte fayda var: Şevki Yılmaz 'demokrasi nöbeti'nde konuşacak ve biz de 'demokrasimizi yaşatma adına' heyecanlanıp alkışlayacağız öyle mi? Ya da Egemen Bağış Taksim'de vatandaşlarımızın yoğun ilgisi altında tebrikleri kabul edecek!.. Paralel tehlikeyi anlatmak da İ. Melih Gökçek ve Hüseyin Gülerce'ye düşecek, biz de ağzımız açık dinleyeceğiz!..
***
Akıl sağlığı üzerine yapılan araştırmalar, vücutta B12 eksikliğinin depresyon, paranoya ve anksiyeteye yol açtığını gösteriyormuş… B12 ihtiyacımızı yumurta, tavuk ve süt ürünlerinden karşılayabilirmişiz…
Gördüklerimiz arttıkça galiba daha çok yumurta, tavuk ve süt ürünleri tüketmemiz gerekecek… Pek çok şeyi kaybettik, bari akıl sağlığımızı koruyalım!..