Senden büyük Allah var
Memleketteki bütün karmaşanın, huzursuzluğun, asayişsizliğin müsebbiplerini öğrendik sonunda şükr’olsun: Köşe Yazarları!...
Abdülhak Hamit; “Türk milleti söylemez, söylenir.” demiş zamanında... Biz de fırsat buldukça millet adına, milletin söylendiklerini söylediğimizi tekrarladık durduk ve sonunda kabağı başımızda patlattık!
Ne demek olduğunu artık söyleyenin de bilmediği istikrârı, biz bozuyormuşuz! Biz; “... barış, millet ve devlet düşmanları”ymışız! Bizden kastım, Sn. Başbakan’ın tâbiri ile köşe yazarları! Sn. Başbakan; “Bunların yaptıkları tahrikten başka bir şey değildir. Bunlar barış, millet ve devlet düşmanlarıdır.” diye teşhis buyurdular!
Siparişle yarım saatte yazılar yazdırdığı sözlerinden belli olan Başbakan’dan özellikle bir ricam olsun; başta kendileri olmak kaydıyla, bu fakîre siparişle bir yazdırmayı başarsınlar intihâr etmek için köprüye çıkmayacağım! Daha fazla demokrasi isteyen demokrat PKK’lıların molotof kokteylleriyle yakabilecekleri bir belediye otobüsüne bineceğim! Yoksa bütün köşe yazarlarını, etraflarında güvercin taklaları atan “Dolma Kalemler”den mi sandılar?
Muhalif her nefes telekulakça takipte! Asker konuşamaz! Yargı, yargılayamaz ve istikrara muhalif bir karar veremez! Her yer, her kurum kontrolde amaaa kontrol edilemeyen sadece bu köşe yazarları!
Daha fazla demokratik hak için şehirleri cehenneme çeviren, onlar! Güvenlik güçlerinin can emniyetini yok eden saldırgan demokratlar, onlar! Mahkûm önderlerinin talimatıyla dağdan inen, “Barış Elçileri” olduklarını söyleyen, resmî törenle karşılanan, elçi sıfatıyla isteklerini mobil mahkemelerde hakimler-savcılar vasıtasıyla duyuran, bir kaç gün sonra da PKK’nın kuruluş yıl dönümünde, devleti tehdît eden basın toplantısını yapanlar da onlar!
“One minute!” Sayın Başbakan!
Bağırıp bakanlarınızı korkutabilirsiniz! Milletin değil sizin vekillerinizi susturabilirsiniz! Ama bize bağırdıkça mukabil nârâmızı duyarsınız! Bizi ne kadar derin kuyuya atarsanız sesimiz gök kubbeye o kadar güçlü ulaşır!
Millet aç! Can ve mal güvenliği yok! Belediye otobüsleriyle karın tokluğuna çalıştıkları işlerine giderken özellikle hedef seçilip diri diri yakılıyorlar açılımcı demokratlarca!
Dişten, tırnaktan, boğazdan artırılarak, borçla alınan arabalar da hak peşindeki açılımcı demokratların hedefleri ve bunları yazan, söyleyen, bu anti-istikrar köşe yazarları!
“12 Kötü Adam” hâriç; sağcı-solcu, milliyetçi-ulusalcı, ülkücü-devrimci, dindar-laik, Atatürkçü-Cumhuriyetçi köşe yazarları, el birliği ile emânetlere sahiplik, Atatürk gibi bir millî karaktere sadâkat düşüncesiyle; daha fazla demokrasi uğruna sokakları yangın yerine çeviren, Güney Doğu’da hâkimiyetlerini îlan eden, İzmir’de PKK’ya gösterilen tepkiye; “Siz de bizim oralara gelemezsiniz!” tehdîdiyle cevap veren, siyâsallaşmış demokrat açılımcılara köşelerinden karşı koyanlar, onlar!
Hiç biri de milyon dolarlarla transfer olmazlar! Hiç birine ABD’de mûkim cemaat liderinin televizyon kanalları tahsîs edilmez! Bu istikrar düşmanlarının hiç biri, yandaş televizyonlardaki önceden hazırlanmış açık oturum komedilerine davet edilmezler! Ama bütün bu ambargolara rağmen susmazlar, susturulamazlar!
Sayın Başbakan bilesiniz ki; bu köşe yazarlarının köşeleri kapatılsa bile, hapsedilseler bile huzûrsuzluk-asayişsizlik-anarşi yaratan istikrârınıza karşı çıkarlar! Millet söylendikçe, onlar söylerler!
Âlemlerin yaratıcısı ve tek hâkimi Allah(c.c.) bile, şeytâna kıyâmete kadar kulları saptırma izni vermişken sizin muhalefete tahammülsüzlüğünüzün adını Allah aşkına söyler misiniz?
-Hâşâ- Allah mısın be Demokrat Sultanım? Bu kadar mağrûr olma! Senden büyük Allah var...