Şemsi ağabey de “veda” etti!
Hakk’ın rahmetine kavuşan ve ebedi istirahatgahına dualarla tevdi edilen, değerli ağabeyim, meslektaşım ve akrabam sevgili Şemsi Sılkım’ı yitirmenin üzüntüsü içinde bu satırları yazmak bile zor oluyor.
Şemsi Sılkım, her şeyden önce gazeteciliğin “Şeyh-ül muhabirin” sıfatını elde eden tek meslektaşımız onurunu taşıyor.
Gerçekten de, Şemsi Sılkım, vefatına yakın zamana kadar yani 88-89 yaşlarında bile, muhabirliği elinden bırakmayan müstesna bir örnek oluşturuyor.
Şemsi Sılkım ağabeyle Tercüman’ın Nuruosmaniye’deki binasında yıllarca beraber çalışmanın ardından yeğeni Türkan hanımla dünya evine girerek akraba oluşum ve nihayet Türkiye Gazetesi’nde yeniden mesai arkadaşı olmamızdan ötürü, çok güzel günler ve anıların yanı sıra “renkli” gazetecilik serüvenlerimiz bulunuyor.
Sonraları ise, kaderin bizi Yeniçağ Gazetesi’nde buluşturmasını kaydetmemiz gerekiyor.
6 ay öncesine kadar, çoğu Salı günleri sevgili Ahmet Yabuloğlu’nun organizasyonu ile Şemsi Sılkım’ın Yeniçağ’a davet edildiği ve Genel Yayın Yönetmeni Hayri Köklü’nün soru yağmuruna tutulduğu bu ziyaretlerin bir kaçına katılmanın zevki hâlâ duyuluyor.
Şemsi Sılkım ağabeyimiz “velut” bir magazin ve aktüel muhabir olmasının yanı sıra, zevkli anlatımlarıyla yılları dile getirmek hüneriyle de biliniyor.
Aslında, Şemsi Sılkım ağabey sanki yürüyen bir gazete veya bir televizyon gibi iletişim kanallarını çok iyi kullanan meslektaşlarımızın başında yer alıyor.
Eşim Türkan Akın, dayısı Şemsi Sılkım’ı en iyi tanıyan ve çok seven bir insan olarak, vefatından dolayı belki de çocukları Özlem, Müge ve Serhat’tan sonra en üzülen ve elem içinde kalanların başında geliyor.
Zaten; “Şeyh-ül muhabirin”i tanıyıp da vefatına üzülmeyen, tesir altında kalmayan veya anılarını tazelemeyen kimseyi bulmak mümkün görünmüyor.
Şaşaalı ortamına rağmen; normal, fakat çok asude bir hayat yaşayan Şemsi Sılkım “Şöhret”adlı kitabında bir zamanlar Türkiye’nin kültür, gece ve eğlence hayatı sergileniyor.
Birçok ilgi çekici olaya değinen Şemsi Sılkım’ın kitabında yer alan bazı konuların başlıkları şöyle sıralanıyor:
Türk Sanat Musikisinin dahisi, Münir Nurettin Selçuk.
Besteci budur işte, Yıldırım Gürses.
Zeki Müren ve Fahrettin Aslan.
Bir efsane, imparator İbrahim Tatlıses.
Ölümsüz bir abide şahsiyet, Barış Manço.
Yaşayan en eski müzik duayeni, İlhami Gencer.
Şişli Camii’nde öğlen namazını takiben kılınan cenaze namazından sonra Feriköy mezarlığına defnedilen Şemsi Sılkım ağabeyimizin mekânı Cennet-i âlâ olsun, nurlar içinde yatsın.
Hepimizin başı sağ olsun.