MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, CHP'nin Anayasa değişikliği ile ilgili tavrını değerlendirirken çok ağır ifadeler kullandı. .
CHP tarafından anayasa teklifinin bir dikta rejimine zemin hazırlayacağı, teklifin eyaletler sistemini getireceği iddialarının ortaya atıldığını ifade eden Yalçın, “Gerçek şu ki MHP, anayasa değişikliğinde eyaletler sisteminin önünü açan düzenlemelerin olmaması için inisiyatif almıştır. Dünyada eyalet sistemini içermeyen cumhurbaşkanlığı sistemleri de vardır. Her ülke kendi şartlarına uygun modeli benimsemiştir. Türkiye’de de kendi şartlarına en uygun yönetim ve hükümet modelinin hayat geçirilmesi için, anayasa değişikliği görüşmelerinde MHP üzerine düşeni yapmıştır” dedi.
MHP’nin federatif yapıyı esas alan bir başkanlık sistemi, rejim değişikliği ve bölünme gibi ihtimalleri tamamen ortadan kaldıran bir süreci başlattığını belirten Yalçın, “Mevcut iktidar nasıl terörle müzakereden mücadele noktasına geldiyse, eyalet sistemine dayalı bir Anayasa’dan da üniter devleti öngören bir Anayasa’ya geçilmesi sağlanmıştır” dedi.
“CHP PARTİMİZİN ALTINI OYMAYA ÇALIŞMAKTADIR”
CHP’nin, bugünlerde MHP’nin oynadığı müspet rolü perdelemek ve üniter devlete giden süreçte Türkiye’nin önünü tıkamak için vaziyet aldığını iddia eden Yalçın, şunları kaydetti:
“CHP, gerek resmi açıklamaları ve gerekse parti olarak tutumuyla anayasa değişikliği teklifinin içeriğinden çok MHP’nin tutumuna odaklanmıştır. Ana muhalefet partisi, MHP’ye kaybettiği inisiyatifi yeniden kazanmaya çabalamakta ve çözüm üretme noktasında yapıcı tavır sergileyen partimizin altını oymaya çalışmaktadır. Düne kadar açılımcı ve çözümcü politikaları eksik bile bularak bu konuda PKK’nin siyasi temsilcisi HDP’ye bile rahmet okutan CHP’nin, birden bire sureti haktan görünmeye başlayarak MHP’den daha milliyetçi parti görüntüsü verme gayreti bundandır.”
“MUHALEFETE MAHKUM OLMUŞ KUKUMAV KUŞU”
Yalçın, CHP’nin bazı sözcülerinin de, “bölücü başı Öcalan’la MHP lideri Bahçeli’yi aynı kategoride gösterebilecek kadar öngörüsüz, ferasetsiz ve basiretsiz tipler” olduğunu ifade ederek, “Genel Başkanımız ile bölücü başını aynı tasnife tabi tutmak, melekle şeytanı, katille masumu, zalimle mazlumu, halkın sevgilisiyle halk düşmanını aynı kefeye koymaktır. Dünün açılımcısı, hatta çözüm sürecinin en büyük destekçisi CHP, bugün sözde şahin politikası takip etmektedir. CHP aslında ne şahin ne atmaca ne de doğandır, olsa olsa ana muhalefete mahkum olmuş bir kukumav kuşudur” dedi.
“ATATÜRK’ÜN ÖLÜMÜNDEN SONRA PUSULASINI YİTİRMİŞTİR”
CHP’nin “siyasetin duruma göre renk değiştireni, ideolojilerin çorbası, demokrasiye giden yolların modifiye şampiyonu” olduğunu belirten Yalçın, “CHP, rektifiye görmekten asıl kalıbını yitirmiş külüstür arabaya dönmüştür. Halk, kendi adını taşıyan bu şaşkın partinin vesaitine binmektense yaya gitmeyi yeğlemektedir. Dün Öcalan’ın taleplerini Meclise taşıyanların bugün ulusalcı kesilmeleri ikiyüzlü politikadan başka bir şey değildir. CHP, Öcalan’la Öcalancı, çözümcü ile çözümcü, 15 Temmuz’dan sonra da güya üniterci olmuştur. Yarın ne olacağı ise belli değildir. CHP, merhum İnönü’den beri böyledir. Atatürk’ün ölümünden sonra CHP pusulasını yitirmiş, partinin politika tekerlekleri patlamıştır” ifadelerini kullandı.
“SİYASİ TACİZ”
CHP’nin, anayasa değişikliği konusundaki tutumunu MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli üzerinden şekillendirmesinin, “en büyük politik yanlışlarından” biri olduğunu savunan Yalçın, şöyle devam etti:
“CHP’nin sözcüleri, anayasa değişikliği konusunda MHP liderinin ve partimizin sergilediği tutumun, sahadaki MHP’liler tarafından beğenilmediğini öne sürmekte, akıllarınca MHP tabanına yaltaklanarak ‘siyasi cilve’ yapmaktadır.
CHP’nin, kendi tabanındaki sorun ve belirsizlikleri bir kenara bırakıp MHP’nin tabanına ulaşmaya ve MHP milletvekillerini etkilemeye dönük çalışması, siyasi sarhoşluk alametidir. CHP’nin, MHP tabanına ve milletvekillerine yönelik mesajları, kafayı bulup evin kapısını şaşıran sarhoşun başka kapıyı açmaya çalışmasına benzemektedir. CHP’liler, sosyalizm furyasından kalma ilkel anahtarlarının, MHP’nin kapısına uymayacağını bilmelidir.
CHP, anayasa değişikliği konusunda kendi partisinin milletvekillerine bakmalı, kendi tabanının sesine kulak vermelidir. Her türlü tahrike başvurarak partimiz ve MHP milletvekillerimiz üzerinde mahalle baskısı kurmaya çalışmamalıdır. Aksi takdirde ana muhalefet partisinin MHP’yle ilgili yaklaşımları, Türkiye’nin meselelerine ayılamamaktan kaynaklanan ‘siyasi taciz’ olarak anılacaktır.”